Barış Terkoğlu

Silahlar Sırbistan'dan çıktı

22 Eylül 2022 Perşembe

ABD’de Kaplan Grup şirketlerinin açtığı davayı, Makine Kimya Endüstrisi’nin şikâyetini ve Debbie Cross’un açıklamalarını yanyana koyuyorum. Birbirini teyit eden bir şey var. O da Ensar Vakfı Beşiktaş İlçe Başkanı İlker Küçüker’in Nisan 2022’ye kadar MKE’nin Güney Kore Temsilcisi olduğu ve MKE’ye ait olmayan silahları MKE’ninmiş gibi dünyaya pazarladığı.

İpin ucunu çektikçe geliyor. Uzaktaki bir silahın mermisi bizim toprağımızdan çıkıyor. ABD’de, New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde açılan ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren davanın detaylarını anlatmıştım. Davanın hedefinde, ASAP Lojistik’in yanı sıra, şirketin İcra Kurulu Başkanı Debbie (Deborah) Cross adında ABD’li bir iş kadını ve ortağı Güven Acarer vardı. Şikâyetçiler, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ı da suçluyordu. Debbie Cross’un, kendisini MKE temsilcisi olarak tanıtırken başta büyükelçi olmak üzere, çeşitli resmi bağlantıları kullandığı iddialar arasındaydı. 

Debbie Cross, silah teklifini Ensar yöneticisinin yaptığını söyledi.

Dilekçede “Türkiye’nin ABD büyükelçisine birkaç milyon dolarlık ödeme yaptığına ilişkin bilgi ve inanç vardır” ifadeleriyle, Büyükelçi Mercan’a suçlama yöneltilmişti. Geçen pazartesi, bu kez ABD’de ikinci bir davayı anlattım. Makine Kimya Endüstrisi (MKE) de yine New York’da, aynı isimlere, benzer bir zamanlamayla, 13 Mayıs’ta dava açmıştı. MKE, kendi silahlarını Güney Kore’de satma yetkisine sahip olan Ensar Vakfı Yöneticisi İlker Küçüker’in, Debbie Cross’a sahte belge hazırlayarak ABD’de müşteri topladığını iddia ediyordu. İki dava, konusuyla, suçlamalarıyla, şüphelileriyle birbiriyle örtüşüyordu.  

ENSARCI BAŞKANIN SIRBİSTAN TEKLİFİ 

Suçlamaların hedefindeki Debbie Cross’un Türkiye’de olduğunu öğrendim. Haliyle kendisine suçlamaları sordum. Cross’un anlattıkları, gözlerimi bu kez Sırbistan’daki bir silah fabrikasına çevirmeme neden oldu. Debbie Cross söze, kendisinin de mağdur ve kandırılmış olduğunu söyleyerek başladı. Anlattığına göre, ASAP Türkiye’de Güven Acarer ile ortaktı. Ensar Vakfı Yöneticisi, aynı zamanda DEİK Danışmanı olan İlker Küçüker, Acarer’le görüşmüş, cazip bir teklifte bulunmuştu. (Cross, buluşmanın kendisine gönderilen fotoğrafını da gösterdi.)

Cross, silah pazarlığının fotoğrafını paylaştı. En solda Güven Acarer (mavi tişörtlü), en sağda İlker Küçüker.

Cross, buluşmadan WhatsApp mesajıyla haberdar olduğunu söyledi. Cross’a “MKE Yöneticisi” diye tanıtılan Küçüker, MKE’nin mühimmatlarını, çok ucuza ABD’deki ASAP’a verebileceğini söylüyordu. Mermilerin tanesini 9 sentten teklif eden Küçüker’in ürünlerine, 6 sent ekleyerek (kâr, taşıma, gümrük, vergi) 15 sente ABD piyasasına sunacaklardı. Yalnız Küçüker’in söylediğine göre MKE’nin Türkiye’ye yetecek kadar bile üretim kapasitesi yoktu. Başka ülkelerde de üretim yapıyordu. Cross, kendilerine Sırbistan’daki bir silah fabrikasında, MKE adına üretildiği söylenen mühimmatın teklif edildiğini, hatta Küçüker’in mühimmatların fotoğraflarını dahi gönderdiğini söylüyor. (Cross, bu fotoğrafı da gösterdi.) 

Cross’un söylediğine göre İlker Küçüker, yüzde 30 peşinat istedi. ABD’deki alıcılar peşinat öncesinde Sırbistan’daki mühimmatı uzmanlarla denetlemek istediler. Ancak üç kez Sırbistan’daki silah fabrikasına gitmelerine karşın içeri alınmadılar. Böylece satış gerçekleşmedi. Ancak dolandırılmaya çalışıldığını düşünen alıcılar Cross’la davalık oldu. Evet, Debbie Cross, bütün hikâyeyi böyle anlatıyor...  Ona göre her şeyin sorumlusu İlker Küçüker. MKE’den aldığı Güney Kore’deki satış temsilcisi belgesi üzerinden onları kandırdı.  

'MURAT MERCAN'A HEDİYE GÖNDERMEDİM'

Debbie Cross’a ben de sorularımı sordum. En merak ettiğim davadaki suçlamalar nedeniyle, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Mercan’la ilişkisiydi: “Murat Mercan’la, Haziran 2021’de, Miami’de gerçekleşen bir Türk etkinliğinde tanıştım. Türkiye’deki işlerin büyütülmesiyle ilgili konuştuk. Onu, bunun için ABD’deki bir senatörle tanıştırdım. Mercan’ın Türkiye’deki iş ilişkilerini büyütme niyetinde olduğunu anladım. 2021 yılında New York’ta bir etkinlik düzenledim. Onu da davet ettim. (Dava dosyasına giren) Sözü edilen fotoğraflar o etkinliklerdeki fotoğraflar. Bir iş ilişkisi yaratma dışında başka bir amaç yoktu.”  

Murat Mercan adına senatörlerle resmi toplantı organizasyonu yapmadığını söyleyen Cross’a, Mercan’a herhangi bir hediye gönderip göndermediğini sordum. Cross, sadece yılbaşında bir paket çikolata gönderdiğini söyledi. Bunun dışında Mercan’a hediye ya da para yollamadığını anlattı. Mercan’ın onu Türkiye’den kimseyle tanıştırıp tanıştırmadığını da sordum, bunun da olmadığını söyledi. Mercan’la sadece iki kez yüz yüze görüştüğünü, en son 2021 Temmuz’undaki etkinlikte buluştuklarını söyledi. 

Cross, MKE’nin söylediği gibi, MKE’nin resmi yöneticisi olan hiç kimseyle tanışmadığını kabul etti. Cross, “İlker Küçüker’le de ben görüşmedim, Güven Acarer görüştü” dedi. Acarer’in asker olmadığı halde kendisini asker olarak tanıttığı iddiasını sorduğum Debbie Cross, ortağı için şunları söyledi: “Ben, bana gösterdiği fotoğraf ve dokümanlardan dolayı Güven Bey’in asker olduğunu biliyordum. Geri kalanını sizin yazınızdan öğrendim. Ne doğru ne yanlış bilmiyorum. Acarer, ASAP Türkiye’ye dahil olurken asker olduğunu ve NATO ile iş yaptığını gösteren belgeler, üst düzey isimlerle fotoğraflar sunmuştu. Başka bir bilgim yok.” Cross, Acarer ile Küçüker’i tanıştıran kişinin adını bilmediğini ancak o kişinin bir avukat olduğunu söyledi.

‘TÜRKİYE’DEKİ ŞİRKETİ KAPATIYORUM’ 

Cross’a, “MKE Başkanı ve yöneticilerinin adı kurumun sitesinde var, onun MKE Yöneticisi olduğunu teyit edebilirdiniz, bunu neden yapmadınız” diye sordum. Cross yanıt verdi:  “Ben ticaret yapan bir insanım. Güven, bana İlker Küçüker’in MKE yöneticisi olduğunu söylediğinde şüphe bile etmedim.”  Cross’un anlattığına göre Küçüker, MKE temsilcisi olduğu belgeyi de göstermişti. Bu belgenin Küçüker’e Güney Kore dışında bir yetki vermediğini düşünmemişti. Debbie Cross’a Türkiye’deki vatandaşlık durumunu ve mülkiyetini sordum. Söylediğine göre bir vatandaşlık başvurusu yoktu. Seyrantepe’de stadın arkasındaki meşhur kulelerden, bir buçuk milyon dolara bir daire aldığını söyledi. Bu daire için Mercan’ın aracı olup olmadığını sorduğumda şunu söyledi: “Murat Mercan beni herhangi bir şirkete yönlendirmedi. Beni o evi almaya TABA Başkanı Süleyman Sanlı yönlendirdi. Mercan sadece bana ‘Debbie, orası Türkiye, dikkatli ol, sakın bitmemiş bir inşaata önceden para yatırma’ diye uyardı. Daha önce böyle dolandırıcılık örnekleri yaşandığını söyledi.” Cross’a, Acarer’in şirketi ile ticari ilişkisinin halen devam edip etmediğini de sordum: “Güven Acarer’in ASAP Türkiye’de yüzde 50 hissesi var. Ancak güven sarsıcı ithamlar sebebiyle burada herhangi bir ticari işe girmek istemiyorum. Bu nedenle ASAP Türkiye’yi kapatmayı düşünüyorum.” 

SİLAH FABRİKASI

Cross’a son olarak neden bir dizi şirketin kendilerini dolandırıcılıkla suçladığını sordum: “Bu davayı beni ve Murat Mercan’ı karalamak için açtıklarını düşünüyorum.”  Cross’a göre Mercan siyasi olarak hedef alınmıştı. Onun şirketi de buna yem yapılmıştı. MKE’nin açtığı dava ise kendi isim ve logosunu korumak içindi. ABD’de Kaplan Grup şirketlerinin açtığı davayı, Makine Kimya Endüstrisi’nin şikayetini ve Debbie Cross’un açıklamalarını yanyana koyuyorum. Birbirini teyit eden bir şey var. O da Ensar Vakfı Beşiktaş İlçe Başkanı İlker Küçüker’in Nisan 2022’ye kadar MKE’nin Güney Kore Temsilcisi olduğu ve MKE’ye ait olmayan silahları MKE’ninmiş gibi dünyaya pazarladığı. Bu işten başta, MKE olmak üzere birçok kişinin ticari zarar gördüğü kesin. Nitekim MKE, Küçüker’den şikâyetçi oldu. Her şeyden sonra Cross’un sunduğu belgelerde yer alan Sırbistan’daki adrese baktım. “Prvi Partizan” ismindeki 94 yıllık mühimmat fabrikası çıktı. Bu adresten daha önce nerelere silah gittiği elbette Türk yargısının araştırma konusu. İpin ucu dolandırıcılık davalarından başka yerlere çıkacak mı önümüzdeki günlerde göreceğiz. Sahi, devletin kurumu ABD’de hakkını ararken Türkiye’dekiler oturup izleyecek mi? 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları