Cumhuriyet buluşması ve güzel insanlar geçidi...

17 Kasım 2022 Perşembe

Geçen cumartesi, İstanbul Kongre Merkezi’nde “100. Yılında Büyük Cumhuriyet Buluşması” adıyla, ADD, ÇYDD, Birleşik Kamu-İş Sendikası ve Sanatçılar Girişimi’nin ortak çabalarıyla büyük bir organizasyon gerçekleştirildi. Birbirinden değerli isimler, güzel konuşmalarıyla coşku dolu salona seslenirlerken mecburen kulise gidip gecenin sunucuları Orhan Aydın ve Gülgün Feyman’a “Bugün dayım İhsan Yalçın’ı kaybettik, o yüzden lütfen konuşmamı biraz öne alalım” ricasında bulundum. ADD Başkanı Bozkurt, ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Durna, Birleşik Kamu-İş Sendikası Başkanı Balık ve Sanatçılar Girişimi Sözcüsü Behramoğlu’nun çarpıcı konuşmalarından sonra beni sahneye davet ettiler.

İHSAN YALÇIN İSİMLİ  DÜRÜSTLÜK ABİDESİ

“Etkinliğin sonuna kadar kalamayacağım çünkü bugün eski vali ve eski Sarıyer belediye başkanı, sevgili dayımı İhsan Yalçın’ı maalesef kaybettik” diyerek sözlerime başladım. Gerçekten çok zordu... Çocukluğumda, babam CHP’nin ateşli muhalif milletvekillerinden biri; DP’nin demokrasi ve özgürlük ateşini bir daha yanmamak üzere söndürmeye çalıştığı en kritik zamanlarda, Mülkiyeli İhsan Yalçın, abisi Ahmet Yalçın ile eniştesi Dr. Suphi Baykam’ın izinde, demokrasi mücadelesinin neferi olarak sokaklarda... Ardından Anadolu’nun her yerinde mülki amir görevleri... 1989-1994 arası SHP’den seçildiği göreve Sarıyer belediye başkanlığı... Rantın kıymeti itibarıyla bölgesel olarak en çok tavan yaptığı boğazın bu şirin ilçesinde, usulsüzlüğe karşı hakkaniyet ve başarıyla sürdürülen bir görev... Yine aynı yıllarda, futbol tutkusu ile Sarıyer Futbol Kulübü’nü Türkiye’nin 4. takımı ve 1992’de Balkan Şampiyonu yapan bir başka müthiş, paralel performans... Ve hepsinden önemlisi, göreve gelirken mütevazı bir dairesi ve eski model bir arabası olan İhsan Yalçın, ayrılırken de bu mal varlığına hiçbir şey katmadan, alnının akıyla görevi devrediyor. Özal dönemi Türkiyesi’nde kendisine “enayi” gözüyle bakan ne kadar çok “uyanık” olduğunu biliyorum! Ama dayımın bu zavallılara acıyarak baktığını; başını yastığa gönül rahatlığıyla koymanın en önemli zenginlik olarak gördüğünü biliyorum! Akşehir’den çıkıp, üçü kız, üçü erkek, altı çocuğuna da 1940’lı-1950’li yıllarda yüksek eğitim vermeyi başarmış sade bir Anadolu ailesi için bundan daha büyük bir servet olabilir mi? Ayrıca tüm bu vasıflarına ve yoğunluğuna rağmen bana “dayılık” yapmaktan da geri durmamış güzel bir insan. 

KONGRE MERKEZİ’NDE BÜYÜK İSİMLER

“Show must go on” deyip geceye katıldım ama maalesef o harika programın tamamını izleyemedim. Sedef Kabaş’ı da Sinan Meydan’ı da dinlemek isterdim. Harika performanslarıyla veya videolarıyla katılan Edip Akbayram, Sadık Gürbüz, Kaan Tangöze, Melike Demirağ, Haluk Çetin, Faruk Demir’i de ve o gece orada olan tüm sanatçıları da dinlemek isterdim.

O gece sevgili dayımın matem evine giderken ADD’nin kurucusu Prof. Muammer Aksoy’u düşündüm. 1990’da uğradığı suikastta, evinin girişinde katilleriyle karşılaştığı an onların kim olduğunu çok iyi bilen Muammer Bey, Cumhuriyet’i korumak için yobaz saldırılara karşı evladını korumak adına vücudunu kurşunlara siper eden bir anne gibiydi! Bu ülke onun hakkını kolay kolay ödeyemez. 

Aynen ÇYDD’yi kuran Prof. Dr. Türkan Saylan gibi! Aksoy’la olan diyaloğumdan çok daha uzununu yaşayabildik sevgili Saylan’la. Beraber Anadolu’da seyahat edip pek çok panele de birlikte katıldık. Aramızdaki sevgi, saygı ve Cumhuriyet dayanışması her geçen gün yükselerek sürdü.

YAŞAYAN MÜTEVAZI ÖDÜNSÜZ NEFERLER!

Son olarak, birlikte yürümekten onur duyduğum arkadaşlarım, Tanrı’ya şükür ki yaşıyorlar ve aramızdalar. Tevfik Kızgınkaya, ADD eski dönem başkan yardımcısı, bugün yayın kurulu üyesi... Bu harika gecenin de ana mimarlarının başında kendisi geliyordu. Kızgınkaya, son 35 yılın en mütevazı gizli kahramanlarındandır. CHP kendisinin hakkını vermiş midir? Hayır. Parti, onun fayda verebileceği birçok fırsatı tepmiş midir? Yüzde 100 evet! Tüm bunlar Tevfik’in umrunda mıdır? Tabii ki hayır! O yalnız var gücüyle hedefe kilitli olarak çalışan, Mustafa Kemal’in övüneceği bir aydındır. Bu saydıklarımın hepsi, 20 yıldır tanıdığım sevgili Canan Sezenler için de geçerli. İyi ki varsınız sevgili Tevfik ve Canan!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları