Memleketin işleri ikiye ayrılır:

İçişleri...

Dışişleri...

Bizde iç iş yoktur, hepsi dış iştir...

*

Diyelim ki ben, durumumuzu öğrenmek için ABD’den o meslektaşımı arada bir arayıp “Acaba bizim durum nasıl?” diye sorarım...

O söyler...

“Huzurunuz yerinde” der...

Sevinirim...

Huzurumuz kaçtığında da aramam değil:

“Kaçtı mı yoksa?..”

“Ne?..”

“Huzurumuz...”

*

Nitekim Joe Biden geldiğinde ne dedi:

“Huzurunuz yerinde... Çok güzel bir huzurlu ortam görüyorum yani...”

Ki siz de zaten sevindiniz...

\t\t\t*

Diyelim ki şu 35 kaçakçı köylümüzün öldürülmesi meselesi...

Bize iç işimiz gibi gelebilir ama dış iş aslında...

Çünkü hükümet sözcüsü Bülent Arınç vatandaşların öldürüldüğü yeri hatırlatarak “Sınırın öte tarafında meydana gelmiş bir hadisedir” dedi...

Demek ki dış iş...

Bir tek katır kurtulup kaçıp geldi...

Katır açısından sadece iç iş...

*

Peki köylümüzün yerini kime sordular?..

ABD’ye...

Türkiye dışarıdan yönetilir, bunu bilmeyen var mı?..

Şimdi iktidar tarafı buna kızacak olsa bile, gidip “Delikten süpürmeyin, kullanın” diyen biz değildik...

*

Şimdi sıkı durun:

Badem dünyada yalnızlaştı...

Uluslararası platformda itibarsızlaştığını hissedebilirsiniz...

AB, ekonomik ve siyasi güvenilmezliğini anlayınca, Türkiye’deki faşizmi ve insan hakları ihlallerini de görmeye başladı, tepki var...

Bu çağda, dünyanın güvenini yitirmiş bir iktidar orada duramaz...

ABD ise “Kullanabildiğin kadar kullan, delikten süpürme” önerisine bayılmış, süpürgeyi kapının arkasına dayamıştı...

Ama Uludere olayından sonra gelen haberlere ve ABD medyasındaki yorumlara göre hesap değişti...

Bundan sonra olacaklara dikkat edin...

Bu ülkede her şey üç günde tepetaklak değişir...

Şaşırırsınız...

Bakarsınız geldiği gibi gitti delikten...