Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Soğanla Fasulye, Kuburla Fare
Mustafa Balbay, hapisten çıktığı akşamki konuşmamızda, tahliyesinden hemen önceki dakikalarını anlattı.
Daha önce 4-5 kez, “çıktın, çıkıyorsun” denilip de çıkamadığı için bu kez temkinliymiş.
Hücresindeki televizyonda Anayasa Mahkemesi’nin kararını duyunca kendi kendine sevinç çığlığı atmış, ama yine de “Ne olur, ne olmaz” diyerek bastırmış sevincini...
Saat 18.00’de “Tahliye yarına kaldı” demiş televizyondaki muhabirler...
O sırada akşam yemeği gelmiş.
Yemekte kuru fasulye ve soğan varmış. Soğana yumruğu vuracağı sırada, “Yine de bekleyeyim, yemeyeyim. Kazara çıkarsam ağzım kokmasın” diye düşünmüş.
Karar açıklandığında elinde bulaşık eldivenleriyle bulaşık yıkıyormuş. Yarım bırakmamış. Ortalığı temizleyip çıkmış.
***
4.5 yıl hapis yatmış bir tutuklunun, tahliyesinin açıklandığı anda ardında bulaşık bırakmamayı, çıktığında karşılayıcılarına soğan kokmamayı düşünmesi, bir “diğergamlık” örneğidir.
Çıkıştaki konuşmasında, kendi sevincinin peşine, içerde kalanların hüznünü takması da...
“Geçmişe sünger çekmiyorum, ama kin de tutmuyorum” demesi de...
İçerde onca eziyet karşısında dimdik durabilmek, dışarda herkes senden bahsederken “Benden önce diğerleri” diyebilmek, bütün çektiklerine rağmen çektirenlere kinlenmemek, çok sağlam bir nefs hâkimiyeti ve tahkimi gerektirir.
Balbay’ın her cümlesinde, bu olgunluk ve yüce gönüllülük vardı.
***
Bu faziletin karşısına Başbakan’ın, “Dininin ve kininin davacısı bir gençlik tasavvur ediyoruz” sözlerini koyun ve kıyaslayın.
Necip Fazıl’ın mirasıdır, “kininin davacısı bir gençlik” ideali...
Bugün iktidardaki fikriyata feyz veren o “Hitabe”, bir savaş çağrısıdır adeta...
Kısakürek’in idealindeki gençlik, “...düşmanlarını kubur farelerine lâyık bir muameleye tabi tutacak”tır.
Meclis’in duvarında “Hâkimiyet (“Milletin” değil), Hak’kındır” yazsın diye “gökleri çökertecek”, dava için destanlık bir meydan savaşı verecektir.
Necip Fazıl’ın o gençliğe vasiyeti şudur:
“Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymayı unutma.”
***
Lafa gelince “Hazreti Mevlana’nın torunlarıyız”, “Yaradılanı Yaradan’dan ötürü severiz” diyeceksin, öte yandan gaz bulutundan camiye sığınanı kolladı diye imamı sürgüne yollayacaksın; polis kurşunundan otele sığınanı kolladı diye işadamına vergi cezası keseceksin. Bitmek bilmeyen bir intikam hissiyle, Türkan Saylan’ın emaneti Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni vergi kıskacına alacaksın.
Tabut başında bile dava taşını hesaplayan bu kindarlığın karşısına biz yine de Balbay’ın diğergamlığını koyuyoruz.
Unutmuyor, ama kin de tutmuyoruz; “İnsana dair hiçbir şey bize yabancı değil” şiarına sarılıyoruz.
Sonunda kindarlar değil, Balbay’lar kazanacak; biliyoruz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza