Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

İşte yanıtlar

16 Şubat 2016 Salı

Türkiye’de, ‘Neden sporcu yetişmediği’ konusunda 2 haftadır sorun tespiti yaptığımız bu köşede okurlardan gazetemize gelen mektuplar konunun gerçekten de ülkenin kanayan yarası olduğunun bir kez daha altını çizdi. Maillerde yol göstermemizi isteyenler kadar değerli fikirler üretenler ve çözüm önerileri getirenler de vardı.
Bugünkü yazımda Kars’ın ücra bir köyünde sporcu yetiştirmeye çırpınan bir babadan, Türk spor tarihine adını altın harflerle kazıyan isimlere dek gelen mektuplardan küçük alıntılara yer vermek istedim.
SALİH ÇIKRIKÇI (Karslı sporcu babası): Oğlum 18 yaşında. Köy okulunda okuyor. Okul takımımız zaten yok. Beden eğitimi derslerimiz boş geçiyor. Ben düşük gelirli memurum. Çocuğumu imkânlar elverdiğince bir kulübe yazdırdım. Çok başarılı oldu. Ama okul notları düştü. Devamsızlıktan kalma noktasına geldi. O arada çocuğumun oyununu beğenen başka bir kulüpten oğluma teklif geldi. Zaten okul ve spor yürümüyordu. 2 sene uğraştık. Amerika’da daha önce sporcu bursuyla giden bir ağabeyimizin yol göstermesiyle ve özel bir kurumun masraflarımızı üstlenmesiyle sorunu aştık. Oğlum 2015 Eylül’ünden beri Amerika’da. Hem okuyor, hem basketbol takımında oynuyor. Orada okulla antrenmanlar beraber yürütülüyor. Notları düştüğü an oğlum antrenmana alınmıyor.

‘Teşvik etmek şart’
AV. AHMET AKPINAR (Amatör Spor Kulüpler G.Sekreteri): Eğitimini aksatmadan spor yapan gençlerin ahlaki değerler olarak da en üst düzeyde yetiştiği şüphesiz. Şu anda sporda yaşadığımız olumsuz hangi olay ve davranış varsa hepsi spor ve eğitim arasında insanların seçim yapmak zorunda bırakılmasından, eğitimsiz sporcu ve insan yetişmesinden kaynaklanıyor. TFF’de PFDK Başkanvekilliği yaptım ve federasyonlarda da gençlerin okumasını teşvik eden bir politika oluşturulmasının şart olduğunu düşünüyorum. Ancak yine de bu anlayış sporla ilintili her kurumun tabanına yayılmadıkça anlamlı değil. Ailelerin okulu gereksiz görmesi ise başka bir sorun. Bu algının değişmesi gerek. Beşiktaş’ta 90’lı yıllarda Serpil Hamdi Tüzün’ün altyapı antrenörlüğü döneminde sporcuların okul notlarının yüksek olması için kulüpte özel destek programlar hazırlanırdı. Üniversiteli futbolcular Metin, Ali, Feyyaz, Gökhanlar o yılların spor politikasının ürünü olan önemli değerlerdir.
CEM PAMİROĞLU (F.Bahçeli eski milli futbolcu): Eğitim ile beraber spor yapamamak maalesef yılların sorunu. Hâlâ devam etmesi cok üzücü. Hele ufak yaşlarda profesyonellik ile karşılaşınca sorun daha da büyüyor. Ben bunun sıkıntısını çeken biri olarak oğlumda da bu yol ayırımına geldim ve eğitimi seçmek zorunda kaldım. Ama oğlum adına bu kararı verdiğimde adeta bir yerimin eksik kaldığını hissettim.
EYÜP KARADAYI (Spor yazarı): Eskiden sadece okullarda değil askeriye ve polis akademilerinde bile son derece ciddi okul takımları vardı. Spor, eğitimin ve disiplinin vazgeçilmez parçasıydı. Mesela 1957 yılında Türk Ordu Milli Takımı A.B.D’yi 19-0 yenmişti ve o yıllarda Ordu Takımımız efsane olmuştu. 1968 yılında ise Türk Ordu Milli Futbol Takımı Dünya Şampiyonu olmuştu. Şimdi eğitim, spor ayrı düştü.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

23 Nisansız çocuklar 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları