Coşkun Özdemir

17 Nisan

17 Nisan 2009 Cuma

Halkevleri gibi Köy Enstitüleri de birer aydınlanma odağı idi. Bir büyük eğitim devrimi idi yapılan ve oradan devrimciler yetişti.

Kendi dünyasını kurabilen, kendi seçimlerini yapabilen bilinçli yurttaş yetiştirme amacını güdüyordu Cumhuriyeti kuranlar. Ama feodalite, köy ağaları buna izin veremezdi. Hemen harekete geçtiler. Zaten çok partili düzen başlıyordu. Politikacı, halkın oyuna muhtaçtı. Köy ağaları bu halkoyu tekelini elinde tutuyordu.

Politikacı ise ona muhtaçtı ve kolay karşı koyamazdı. Güçlü ağa Kinyas Kartal, Milli Şef CHP Genel Başkanı İnönü’ye gelip “Paşam bu okulları kapat. Yoksa doğudan oy alamazsın” demiştir. İnönü, Köy Enstitülerini destekliyordu ama çok partili düzende köy ağalarına karşı durmak kolay değildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük eğitimcisi Hasan Âli Yücel görevinden ayrılmak zorunda bırakıldı. Karşıdevrim bütün gücü ve hilekârlığı ile sahnedeydi artık.

Demokrat Parti iktidara gelince Köy Enstitülerinin defteri dürüldü. 60’lı yıllarda tanıdığım Türkiye’nin en güzel insanları Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol, Azra Erhat ve onlara katılan Yaşar Kemal ve o pırıl pırıl enstitü mezunları ile birlikte 17 Nisan’ları Sarayburnu’ndaki gazinoda kutlayışımızı hiç unutmam.

Bugün Çağdaş Yaşamı yok etmek isteyenler dünkü Köy Enstitülerinin düşmanlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlanmacı, çağdaş, düşünen, soran sorgulayan, eleştiren, beyni ile yaşayan yurttaşlar yetiştirmesini ve onların çoğalmasını istemiyorlar. Çünkü onların varlığında iktidarlarını koruyamayacaklarının bilincindedirler. Bir köleler toplumu istiyorlar. Bir ümmet toplumundan bir ulus yaratılmış olması onları rahatsız ediyor. Onların parolaları uygun adım geriye ümmet toplumuna dönüştür. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları