Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Savaş ve Barış...
Osmanlı İmparatorluğu’nun dış politikası “fetih” kavramına bağlıydı; dinsel bir içeriği de bulunan fetih, gerçekte “istila-işgal” siyasetine dayanıyor; hiç durmaksızın yeni topraklara el koymak amacıyla savaşçılık doğal sayılıyordu.
Atatürk Cumhuriyetinin en köktenci ve çağdaş devrimlerinden biri bu alanda gerçekleşmiştir.
Türkiye “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini benimsemiştir.
*
Ne var ki yaşadığımız coğrafyanın koşulları ve dünyada egemenliğini sürdüren Batı emperyalizmi bizi rahat bırakmıyor.
Bölgemizdeki gelişmelere bir göz atmak bile ne güç koşullarda barışçılığımızı sürdürmek zorunda olduğumuzu göstermek bakımından yeterlidir.
Irak’ta olup bitenler, Amerika’nın bu coğrafyadaki tutumunu tartışmaya yer bırakmayacak kadar açıklıkla sergilemektedir.
Anadolu’nun kuzeydoğusunda patlak veren savaşın Türkiye’ye taşıyacağı sorunları tahmin etmek kolay değildir.
Ne var ki kuzeydoğumuzdaki Rusya ve güneydoğumuzdaki Amerika için barış kavramı dış politikada yeterli sayılmıyor; petrol coğrafyasını paylaşmak iddiası ve hırsı, bölgede geçerli siyasal ilişkilerin mantığında ağır basıyor.
*
Bölgedeki etnik grupların ise bu büyük çatışmadaki rolleri, ne yazık ki, figüranlıktan öteye geçebilecek çapta değildir.
Buna karşın kullanılmaya çok elverişli bir etnik haritanın emperyalist güçlerce paylaşıldığı da bir gerçek...
Bölgedeki her bir etnik grup, kendisini destekleyen dış büyük güçün çıkarlarına göre davranmak zorunluğundan kendisini kurtaramayacaktır.
*
Kafkasya’nın ve Kafkaslar’ın Türkiye için özel bir önemi var. Kuzey Irak’taki Türkmenlerin ağırlığı öteden beri biliniyor.
Şimdi bu iki bölgede birden savaşların gündemi oluşturmaları, ne kadar kritik bir süreçten geçtiğimizin göstergesidir.
Kuzeydoğumuzdaki ve güneydoğumuzdaki gelişmelerde Türkiye Cumhuriyeti’nin işlevi ve ağırlığı iyice hesap edilip tartılmalıdır.
Türkiye bölgedeki dengeler üzerinde etkisi azımsanmayacak bir devlettir; bölgede bilek güreşi yapan iki büyük güçten birine körü körüne teslim olmak güdülenmesinden kurtulmalıyız.
Fetih duygularını tarihe gömdüğümüzü ve barış kavramını devletimizin şiarı yaptığımızı hiç unutmamalıyız.
Ancak böyle bir dengenin sağlayacağı sağduyulu politikanın hem Türkiye’nin bekasını güvenceye alacağını, hem de yazgısını Türkiye’ye bağlamış bölgedeki Türklere yeterli güvence verebileceğini hiç unutmamalıyız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!