Değişen Türkiye’de değişmeyen tek bir gün var: Salı!

Salı günleri partilerin Meclis grupları toplanıyor.

Liderler; halkı siyasal, ekonomik alanlarda

aydınlatacakları, geleceğe bakışlarını açıklayacakları yerde…

...birbirlerine hakaret içeren konuşmalar yapıyor.

Ülkeye refah; insanlara mutluluk getirdiği iddiasında olan Başbakan’ın, salı günleri AKP grubundaki konuşmaları; topluma, insanlar arasına kin, nefret ve intikam duyguları içeren uygulamalarının, davranışlarının aynasıdır.

Muhalefet de Başbakan’a laf yetiştirme çabasına girişince, toplumsal barış bir ölçüde her salı özlenen değerini yitiriyor.

***

Salı günleri parti gruplarındaki karşılıklı suçlamalarla giderek dozunu arttıran gerginlik; önce TV’lere ve ertesi günü gazetelerin birinci sayfalarından spor sayfalarına yayılıyor.

Üstelik son yıllarda basınımıza musallat olan bir rahatsızlık yaşanıyor. Pek çok söylentiyi doğrulatmaya önem vermeyen ya da bir olayın gerçek içeriğini araştırma gereğini duymayan yeni bir gazetecilik anlayışı…

…halkımızın büyük ilgiyle izlediği ve tabii, spor deyince akla ilk gelen futbol, sahalardan spor sayfalarına indi.

***

Basınımız sayesinde şike denilince akla diğer kulüpler değil; yalnız FB ve Aziz Yıldırım geliyor.

FB kongresi günlerce önceden çeşitli söylentilerle, yakıştırmalarla gündemde birinci sırada yer aldı...

Aziz Yıldırım’ın yine başkan seçileceği, yönetim kurulunun Nihat Özdemir ile Cihat Kramer dışında eski üyelerinin görevde kalacağı spor sayfalarında yazıldı; TV programlarında irdelendi.

Nihat Özdemir görev almayacağına, Yıldırım da içeride olduğuna göre, ikinci başkan kim olacaktı?

Spor medyası, kimi demeçlerle haber ve yorumlarında, camiada sevilen Ali Koç’u 2. başkanlığa münasip gördü.

Kongre günü yönetim kurulu listesi açıklandığında doğal olarak spor medyasının yazdıklarının doğru çıkacağına inanan hemen her çevrede şaşkınlık yaşandı: Ali Koç listede yoktu!

Spor medyası haberi günlerce çaldığı davulun üzerini örten başlıklarla yayımladı.

“Bazı ailevi nedenlerle listede yer almadığını” açıklayan Ali Koç’a, halası Semahat Arsel’in sevgili yeğenine “Artık bırakmalısın. FB yönetiminde yer almamalısın” diye baskı yaptığı yazıldı...

***

Hiçbir gazetecinin aklına; Semahat Arsel’in Ali Koç’a “FB yönetimini ‘artık bırakmalısın’ deyişinin altında yatan nedeni veya nedenleri” araştırmak gelmedi.

Hiçbir gazeteci; Arsel’in, Ali Koç’a, “artık” diye başlayan söylemindeki anlamsal içeriği; Türkiye’nin en büyük holdingini kuran rahmetli Vehbi Koç’un, çocuklarına miras bıraktığı temel kuralları sorup öğrenmedi.

Vehbi Koç, çocuklarını genel anlamda siyasal ve toplumsal tartışmalardan uzak kalmalarını öğreterek büyüttü.

İlkokul çağımızı birlikte yaşadığım Rahmi Koç, Semahat Arsel ve Koç ailesinin bütün bireyleri; onca maddi zenginliklerine karşın, çocukluk yıllarındaki mütevazı yaşamlarını ve davranışlarını ömür boyu muhafaza ettiler.

Gazetelerin ve TV’lerin sosyetik yaşam diye yayımladıkları programlarda Koç ailesinin tek bir bireyine rastlanmadı.

***

“Artık yönetimde yer almamasını” Ali Koç’tan isteyen Arsel’in sözlerini yorumlarken; futbol âleminde yaşanan, kişilere (kimi zaman Ali Koç’a) yönelik saldırılara ve yaşanan çirkin olaylara ailenin alışık olmadığını dikkate almak gerekiyor.

Koç ailesiyle yıllar öncesinden bugünlere dek gelen dostluk duyguları dışında hiçbir ilişkisi olmayan bir gazeteci...

…bugün Güncel’de -bildiği ve görebildiği kadarıyla- yazdığı “ailevi nedenlerle” ilgili irdelemeleri okurun hoşgörüyle karşılayacağını umut ediyor.