Başbakan’ın çapulcu dediği Gezi Parkı eylemcilerinin kimliği açıklandı:

Yüzde 93.6’sı sade vatandaş!

Yüzde 1’i diplomasız okuryazar, yüzde 3’ü ilkokul, yüzde 6’sı\nortaokul, yüzde 35’i lise, yüzde 43’ü üniversite mezunu, yüzde 13’ü master-doktora yapmış genç insanlar.

Yüzde 58’i özgürlüklerinin kısıtlandığını düşündüğü, yüzde 37.2’si AKP’ye ve politikalarına karşıt olduğu, yüzde 30.3’ü RTE’nin açıklamalarına ve tavrına, yüzde 20.4’ü ağaçların sökülmesine karşı olduğu için.. yüzde 49.1’i polis şiddetini görünce Gezi Parkı eylemlerine katılıyor.
Yüzde 69’u olayları “kahrolası sosyal medya”dan duyduğunu söylüyor.
Anneleri çocuklarına sahip çıkmaya; Başbakanı’nın, bakanının, parti sözcüsünün, iktidarın cazgırlığını yapan İstanbul Valisi’nin “Gelin çocuklarınızı parktan alın” çağrıları üzerine, 200’e yakın anne, el ele tutuşup eylemlere destek verdiklerini açıkladı ve…
… Başbakan’ın Gezi Parkı’na hakaret içeren sözcüklerle saldırdığı, aşağıladığı günün gecesi; Konda Araştırma Şirketi’nin Genel Müdürü Bekir Ağırdır; ilk kez NTV ekranlarında, Gezi Parkı’na katılan 4 binden fazla kişiyle yaptıkları yukarıda özetlediğimiz anket sonuçlarını yorumlayarak açıkladı.
Çapulcu ha! Al sana çapulcular!
RTE, şimdi Konda’nın anketini evde mi okur, Başbakanlık’taki çalışma masasının tam karşısındaki duvara mı asar, kendi bileceği bu davranış, akıl sağlığına çok yararlı olur...
“Ötekileştirdiği” yüzde 50’nin demokratik özlemlerine, dayatmacı zihniyetine, uygulamalarına karşı çıkmasına artık kayıtsız kalamayacağını anlamasına anketin içeriğindeki öğeler yardımcı olabilir.

RTE’nin egosu bir bardak suda fırtına yarattı desek fazla abartmış mı oluruz bilemiyorum ama; 17-18 gündür yalnız ülkeyi değil; dediğim dedik inadıyla; illa ki Topçu Kışlası’nı ihya edeceğim diye dünyayı da ayağa kaldırmaya ne gerek vardı.
Kamuoyunu etkilemek için savunduğu bütün etik değerlerin tam tersini yaşamı boyunca sergileyen Hülya Avşar ile Kurtlar Vadisi’nden inen, ülkeye, derken RTE’ye nazar değdiğini söyleyen, konuşma biçimi ve sözcükleriyle tepkiler çeken... AKP’ye bağımlı yazarları dinleyerek Gezi Parkı eylemlerine teselli bulan bir Başbakan var günlerdir halkın huzurunda...
Seçtiği bir heyete, illa ki Topçu Kışlası’na referandumdan çıkacak sonuca göre karar vereceğini açıkladı...
Sonra dediler ki, örneğin CHP sözcüleri, ayol bu Başbakan; anayasa bilmiyor. Referandum diye tutturmuş, başka bir şey demiyor, içerikli açıklamalar yapınca.. hop tornistan etti. Referandum gitti. Plebisit geldi!
Bu kez de “bir kimse ya da bir sorun için halkın olumlu olumsuz kanısının belirlenmesi amacıyla yapılan plebisiti” daha çok, diktatörlerin, örneğin Hitler’in kullandığı anımsatıldı kendisine.
24 saatte Gezi Parkı ya boşaltılır ya boşalt diye İçişleri Bakanı’na talimat verdi.
“Sabrın da bir sınırı vardır” diyen konuşmalarında yargının uygulamayı durduran kararına ateş püskürdüğü; “bak bu sözleri sana da” diye, bir avuç destekçisinin alkışları arasında yargıyı tehdit eden nutuklar attığı günün gecesi…
… bu kez Gezi Parkı’nı temsil eden, içinde baldır bacak gösteren dostlarının aksine gerçekten ses, sahne sanatçılarıyla Taksim’den 8 kişinin bulunduğu heyeti kabul edip görüştü.
Günlerce çatlasanız da patlasanız da kışlayı yapacağım diyen Başbakan RTE, bu heyete:
Danıştay’a kadar uzanan bir süreçten geçecek mahkeme kararları Kışla’nın yapımı aleyhinde hükme bağlanırsa; bu kez karara uyulacağını, projeden vazgeçeceğini açıkladı.

Acaba neydi RTE’yi önceki söylediklerini yalamaya zorlayan, bu noktaya getiren nedenler?
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek; eylemleri küresel bir komplo diye niteleyen bir TV konuşmasında; eylemlerin ilk günlerinde ekonominin sarsıldığına işaret eden hareketlere rastlanmadığını söyledi, ancak “Şayet Gezi Parkı eylemleri devam ederse ekonomideki düzen sarsılacak” dedi.
İçeriden dışarıdan baskılarla birlikte, bu korkuyu soludu RTE. Ve ilk ağızda olumlu karşılanan mahkeme kararlarının sonucuna göre davranacağını vaat etmek zorunda kaldı.

Dün gece bir araya gelen eylemcilerin; olumlu karşılanan son önerinin altında iktidarın başka olası oyunları yatıyor mu sorusunu dikkate almaları; -RTE’ye ne ölçüde güvenileceğini akıldan uzak tutmamak koşuluyla- bir karara ya da kararlara varmaları bekleniyor(du).