Birincisi Silivri’de: Balyoz gibi ifadeler!

İkinci, balyoz gibi haber gazetelerde. FB’den!

İki yıldır ağızlara sakız: 3-7 Mart 2003’te, 1. Ordu Komutanlığı’nda bir

seminer düzenleniyor. İddiaya göre seminerde darbe planı yapılıyor.

Seminere ilişkin Genelkurmay Başkanlığı sonuç raporunda imzası bulunan komutanlar; iki eski Genelkurmay Başkanı ve bugün Jandarma Komutanı Orgeneral; Balyoz davasının son duruşmasında tanık olarak verdikleri ifadelerde:

Org. Çetin Doğan’ın komutasında 1. Ordu’da düzenlenen seminerin, -savcılığın iddiası aksine- darbe planlamasıyla ilgisi olmadığını söylediler.

Soru: “2003-2004’te irtica birinci öncelikli olarak iç tehdit içeriyor muydu?”

Yanıt: “Zaman zaman tehdit öncelikleri değişiklik gösterebilir. Günümüz için sorarsanız yıllardan beri Türkiye’nin başına bela ve olmaya devam eden terörü birinci sıraya koymamız gerekir.

O dönemi bilmiyorum. İrtica, Silahlı Kuvvetler tarafından her zaman bir tehdit olarak görülmüştür. İrtica, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel esaslarına tehdittir.

Laikliğe karşı bir tehdit görülüyorsa, bu tehdittir. (Eski Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt).”

***

Erbakan’ın Milli Görüş’ünü sindiren, laikliğin bertaraf edilmesini zorunlu gören siyasal anlayıştan gelen RTE ve kadrosu…

…2002’de tek başına iktidara geldiklerinde, irtica tehdidinin öncelikli tehlike olduğu yalnız TSK’ye değil -açın bakın o günlerdeki gazetelere- kamuoyunun her kesimine egemendi.

Soru: “2002-3’te Çetin Paşa yanına Örnek ve Halil İbrahim Paşa’yı da almış, 100 askerle darbe yapmayı planlıyor. İktidarı devirip bir Milli Mutabakat Hükümeti kurmak söz konusu...”

Yanıt: “Anadolu’da bir laf vardır. Fol yumurta yok diye. Hükümet kurulalı 3 ay olmuş, aklıma böyle bir şey gelmedi. (Jandarma Komutanı Org. Bekir Kalyoncu).

Diğer bir tanık: “1. Ordu bizim mesaj emrimizden sonra (seminer) çalışmalarına devam ediyor. 31 Ocak 2003’te de 1. Ordu Komutanlığı plan semineriyle ilgili yazısını yazıp gönderiyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın isteklerinin büyük ölçüde karşılandığını, (seminerin) 31 Ocak tarihli yazıya uygun olarak icra edildiğini değerlendirdik. (Eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ).”

***

1. Ordu’da düzenlenen seminerde AKP hükümetini devirip yönetime el koymayı öngören bir plan hazırlandığı Balyoz davasının temelini oluşturuyor.

Oysa, o sırada görevli bir numaralı sorumlu tanıklar; seminerde darbe planı hazırlandığı iddialarını yalanlıyorlar.

Gazetelere sızdırılan tek taraflı haberlere dayanarak “Savaşacak sandığımız generaller meğer darbe planları yapmaktaymışlar” diye, alaylı bir dille kesin bir yargı öne süren Başbakan Yardımcısı Bay Bülent Arınç, şimdi tanık ifadelerini meslektaş dayanışması gibi sapkın ifadelerle mi, acaba nasıl yorumlayacak?

Yargısız infazın her çeşitine alet olan, ortada kesinleşmiş bir suç olmadan kişileri; ya darbeci, darbe planlayıcısı ya da hükümeti devirmek için kurulan terör örgütüne üye veya yönetici diye teşhir eden medya...

…ya polisin ya da savcılığın sızdırdığı tek yanlı belgeleri, ifadeleri haberdir diyerek yayımladıklarını ifade ederek sorumluluktan sıyrılabilecek mi?

***

İkinci balyozu FB taraftarı; onca iddiaya, daha soruşturmanın henüz başladığı günlerde, FB’yi şike yaptı diye UEFA’ya jurnal eden, hâlâ bu iddiasını içeride dışarıda yalan kokan dostluk örtüsü altında sürdüren, iddialara karşın ayakları üzerinde durduğu için hasetten, kıskançlıktan çatlayan rakibine, rakiplerine vurdu.

FB sevgisine yeni bir imza daha attı.

Kulübün piyasaya çıkardığı 100 milyon liralık tahvil iki günde satıldı.

Genelde sarı kırmızı renklere tutkun haberleri yansıtan spor medyası, bu haberi spor sayfalarında gösteremedi.

35-40 bin kadın taraftar soğuğa kışa karşın tribünleri doldurarak dünyaya örnek oldular ya; Milliyet spor sayfasının sarı kırmızı sütunları hemen harekete geçti.

Dün, “ultra aslan” diye manşetlik bir haber üretiliverdi hemen ve…

…haberde, teselli olsun diye; “spor programlarında dakikalarca gösterilen şov nedeniyle GS taraftarlarına ‘yılın taraftarı’ ödülü verilmesinin” önerildiği müjdelendi.

Tabii, kulübüne her ne olursa olsun sevgiyle bağımlı FB taraftarı için...

…itler ürüyor ama, FB kervanı yürüyor!