Yüksek Seçim Kurulu, kararı ile Barış ve Demokrasi Partisi’nin 7, partisiz 5

bağımsızın adaylığını iptal etti. On iki bağımsıza Meclis yolunu kapattı...

Önceki geceden dün sabaha sarkan yorumlar kararın siyasette dengeleri ve seçim hesaplarını altüst edeceğine işaret ediyor.

Hemen her önemli konudaki açıklamalara sıcağı sıcağına laf yetiştiren siyasetçilerden ilk on iki saat nedense ses çıkmadı.

BDP, seçimden çekilmeye dek uzanacak bir süreç başlattıklarını söylerken, iktidar da, öteki muhalefet de konuşmadı.

Ana muhalefet, RTE’nin ileri demokrasi anlayışına uygun bir karar diyebilir ya da demokrasiye vurulan bir darbe diye de yorumlayabilir.

Kuşkusuz AKP’nin işine yarayacak bir davranış sergileyemez.

MHP ise, bölücülüğe oynayanların hukuk tanımaz davranışları sonucu diye onaylayıcı bir görüş açıklayabilir.

Karar kimi gelişmeleri peşinden sürükleyeceğe benziyor.

***

Önemli olan RTE’nin olası yorumu.

Herkes bağımsız yargıya olduğu gibi bağımsız YSK kararına da saygılı olmalı diyebilir... BDP’nin kararın AKP’nin etkisiyle alındığını içeren suçlamalarına karşı çıkan sert bir tavır da sergileyebilir.

Fakat, olaya neresinden bakılırsa bakılsın; hiçbir gerekçe YSK’nin BDP’ye bağımlı ve partisiz bağımsızları seçim minderinden dışlaması kararının Güneydoğu’da AKP’nin oy potansiyeline olumlu katkılar yapacağı ve…

…seçime gölge düşüreceği gerçeğini ortadan kaldırmaz.

***

Hukuk alanında, toplum sorunlarında curcuna yaşanırken, demokrasiye aykırı bulunacak tek bir olay mıdır YSK’nin 12 bağımsızla ilgili kararı?

“Taksim’de YGS sınavına tavır koyan bin kişiyi, iki bin genci yürütmek mesele değil. Biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız” diyebilen bir Başbakan’ın yönetimindeki bir ülkede yaşıyoruz.

Üstelik Başbakan, ileri demokrasiden söz edebilen ama değil ileri, sade demokrasi ahlakını bile hiçe sayan bir Başbakan!

Başbakan; sokaklara dökülen gençlerin çağrılarına kulak vereceği, liseli gençlerin duygularına, isteklerine saygı duyup gereğini yapacağı yerde, kafası başka havalarda.

Öküzün altında buzağı arar gibi öğrenci eylemlerinin arkasında muhalefet partilerini arıyor.

… evet bu Başbakan; öğrencileri sokağa muhalefetin ittiğine…

…öğrencilerin de muhalefet çık sokağa deyince sokağa çıkan, gir içeri deyince sokaktan dönen robotlar gibi hareket ettiklerini öne sürecek kadar demokratik anlayıştan yoksun bir Başbakan!

***

Ne kadar demokrat RTE? Örnekleyelim:

2023 Türkiyesi’yle ilgili allayıp pulladığı masallarındaki kimi vaatleri, muhalefet partilerinin daha önceleri söylediklerini içeren açıklamalara karşı çıkamıyor, yalan diyemiyor.

Ama bakın ne yapıyor:

CHP’li İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, NTV’de canlı yayında, RTE’nin seçim beyannamesinde açıkladığı İzmir projelerinin kimilerinin gerçekleştiğini, “Birçoğunun halen kendileri tarafından yürütüldüğünü” kanıtlayan açıklamalar yaptı.

RTE, Belediye Başkanı’nın yer, zaman vererek sıraladığı başarılı hizmetler arasından cımbızla seçip bulabildiği tek bir konuda Kocaoğlu’nu yalanlamaya çalıştı.

Hükümet kent metrosunun yapımına yardımcı olmuş! Söyleyebildiği bu!

Aziz Kocaoğlu, bir belediye başkanı. Öyle ama RTE’nin sallama vaatlerinin biten veya bitmek üzere olan projeleri içerdiğini çok açık dille açıklayarak yalanladı.

Muhalefet AKP seçim beyannamesinin gerçeklerle bağdaşmadığını acaba ne zaman anlatacak?

Seçimlerde RTE’nin beklediği etkiyi yaptığını gördükten ve 12 Haziran’dan…

…kısacası efendim iş işten geçtikten sonra mı?