…Şeker Bayramı’nda trafikte ölenlerin sayısının geçen bayramlardan farklı olmadığını söyleyerek devam edelim...

Gazetelerimiz depremde ölen sayısını birbirinden farklı vererek okuyucunun

kafasını karıştırmakta yarış eder; birinin verdiği rakam ile bir başkasının rakamı birbirini tutmaz.

Gazetelerimize dün baktım. Bu huylarından vazgeçmemişler.

Trafik kazalarında ölenlerin sayısını birbirinden farklı vermekte maşallah, yine birbirleriyle yarış ediyorlar.

Gülen cemaatinin ve AKP iktidarının borazanı Zaman’a göre sayı 166… İktidarın yandaşı Sabah’taki rakam 172!

Fakat büyüyen, genişleyen ülkemizde; vay sen boşanmak istiyorsun ha diye bıçağa sarılan, tabancayı ateşleyen, üstelik mübarek bayram günü, -tövbe tövbe- karısını hem bıçaklayıp hem de boğazını kesenlerin sayısı artıyor.

Büyüklere masallar misali ülkemizin büyüdüğünden; sosyal yaşamdan, kadın haklarından her alanda bolca söz edildiği ve hele Müslümanlığın kadına bakışının yumuşak olduğunun siyasal ve dinsel vaazlarda bile gündemden düşmediği ve hatta...

…bu insancıl değerlerde Batı dünyasına fark attığımızın söylendiği, yazıldığı bir dönemde…

…amma velakin kadına şiddet kullananlardan, kural tanımayanların ölümle sonuçlandırdıkları trafik kazalarından veya İslama göre kadına ikinci sınıf insan muamelesi yapılmadığından söz edilen bu ülkede bu tür olayların önü bir türlü alınamıyor.

***

Trafik polisi her bayram öncesi geziye çıkacakları uyarırken kimi kurallara dikkat edilmesini salık veriyor.

İlgililerin açıkladığına göre kazaların pek çoğunun nedeni hatalı sollama...

Şeker Bayramı’ndaki kazalar yine aynı, hatalı sollamadan mı meydana geldi demeye de çekiniyor insan.

Hele sol sözcüğünü karıştırdın mı trafik kazalarına, nerede ne zaman ağzına kilit vuracağını hesaplamayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Beyefendi:

“Bunlarrr zaten statükocu.. solcu.. gelişmeye karşı.. ülkenin giderek büyüdüğünü, geliştiğini görmezler. Oysa trafik kazalarındaki ölümlerin, kadına şiddet ve ölüm yağdıran olayların giderek rakamsal büyümesi, büyüyen gelişen Türkiye’nin simgesi!..

…İslam kültürü uyarınca kadına dayak atmanın nasıl geliştiğini, her alanda dar kalıpların yıkılıp geçtiğini hazmedemiyorlar”…

…diye varsayalım ki öyle bir nutuk atar ki; türküdeki gibi karşı dağlar yıkılır!

***

AKP’nin hakkını AKP’ye verelim.

Trafik ölümlerine insanlarımızın trafik kültüründen fazla nasipleri olmadığına bağlamak gibi bir gaflete düşmeyelim.

Sola karşı olan insanlarımız elbette sollamaya karşı uyarılara da karşı çıkacak!.. Elbette önündeki sağda gideni sollayarak karşıdan gelen ya kamyonla ya da otobüsle çarpışacak!

Nihayet dini bütün insanlarımızın büyük bir depremin nedenlerini bilimsel açıdan irdeleyenlerin ne kadar boş bir çaba içinde olduğuna inandıklarını; depremi “Allah’tan gelen olay” diye yorumlayıp sineye çektiğini de unutmayalım.

***

Bu iktidarın örneğin kadına şiddeti önlemek için bulduğu önleyici önlemleri de gözden uzak tutabilir miyiz?

Aydınların ağzına vurulan kelepçenin ayağa düştüğü gibi bir düşünceye kapılmayınız lütfen.

Bu iktidar aydınlardan sonra kadına şiddet uygulayan erkeklerin ayağına kelepçe vurmanın peşinde!

Bu arada AKP hükümetinin işsizliğe çare üretmekte üstün bir çaba gösterdiğini yadsıyabilir miyiz?

Bu yolda ilk çaba; doktorların muayenehanelerine kilit vurdurmaya çalışan, örtülü kızlarının okulda değil, evde eğitim görmelerini sağladığı söylenen Sağlık Bakanı’ndan, kaç milyonsa her eve bir o kadar “bir hekim projesi” ile geldi.

Şimdi de kadına şiddeti önlemek için yeni bir çare üretiliyor. Kaç milyon aile varsa, aile toplum merkezleri aracılığıyla “bir o kadar her eve şiddet danışmanı” atamaya hazırlanıyor.

***

Olaylara kaldığımız yerden devam edelim derken… Geleceğe öyle yelken açtı ki Başbakan RTE…

Çankaya’daki AKP’li İsrail’e yeni önlemlerden söz ediyor. Milliyet’in dünkü haberine göre; dışişlerimizin bir üst yetkilisi de “Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi İsrail’in keyfine bırakılamaz. İsrail orada asarım keserim diye dolaşamaz. Bunu yapmadığı takdirde çatışmak için bir sebep yok” dedi.

Bu açıklama, İsrail’e Arap’ın diyemediği höt ise; RTE’ye yeni bir sıfat kazandırıyor: Ortadoğu’nun jandarması!

\n\n