Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tahterevallinin İki Ucu!
Yeni yasama yılı açıldı ve tabii, tartışmalar, diyaloğun, uzlaşmanın ucundan geçmeyen siyasal dalaşmalar kaldığı yerden devam ediyor.
Sürekli değişimden söz eden, ne var ki bir türlü değişemeyen Başbakan; Meclis koridorlarında ayağının tozu ile yine en az gelecek mart ayına kadar medyanın başlıca gıdası olacak konuyu ortaya attı.
Yerel seçimler öncesi hükümet değişikliği neden olmasın, dedi.
Geçen aylarda sürekli neden gündem değiştiren konular ortaya attığını soran ve söyleyen gazeteciye; “bir başbakanın elbette ilk işinin gündem değiştirecek konular bulmasını doğal karşılamamız gerektiğini” söylememiş miydi?
Tabii muhalefet ülke yararına ne derse, neyi tavsiye eder, salık verirse aksini söylemek hastalığından bir türlü kurtulamayan RTE’nin, muhalefeti haklı bulan bir gününe rast gelinmedi henüz...
Örneğin ana muhalefet diyor ki; son açıkladığı paketteki kimi önerileri, yaptırımları aylarca önce, ülkede demokrasiyi, barışı ve kardeşliği yeniden, baştan onaran 17-20 maddelik bir manifesto ile açıkladık.
Bu Başbakan bunları umursamadı. Elinin tersiyle bir yana attı.
Önceki gün açıkladığı demokratileşme paketinde aaa bir de baktık.
Önerimizin kötü taklitlerine pakette yer vermiş!..
Barış ve Demokrasi Kürt Partisi de; gelişme sürecini geliştirecek, Kürtlere vaat edilenleri kapsayacak listeyi hazırlayıp önüne koyduk Başbakan’ın. Üç ayda kâğıda dökebildiği demokratikleşme paketinde önerilerimizin tek biri yer almadı, diyor.
Beyefendinin ne umuruna!
O demokrasiyi pekiştirecek önerileri gerçekleştirmenin peşinde değil.
Yereli, geneli daha fazla oy alarak nasıl kazanacağını ve tabii kısmet olacağı hâlâ tartışmalı Çankaya Köşkü’ne nasıl çıkacağını hesaplamakla meşgul
***
İşte bu sırada, Çankaya’ya RTE mi çıkacak, yoksa A. Gül, bir dönem daha orada kalacak mı tartışmalarına ara verilmişken... Çankaya’daki AKP’li, Meclis’te dün son yasama yılını açış konuşmasını yaptı ve...
...RTE’ninkini bilemem ama medyanın, siyasal kulisin gözlerinin faltaşı gibi açılmasına neden olan bir cümle söyledi:
“Hayatım boyunca halka hizmeti Hakk’a hizmet bilerek yüce milletimizin hizmetinden hiç ayrılmadım” dedi.
Buraya dek çarpıcı, dikkat çekici değil söylediği bu cümle; amma arkasını..“bundan sonra da bu anlayış ve şuurla milletimizin hizmetinde olmaya devam edeceğim” diye tamamlayınca...
Her kesimde; yahu Gül, bundan sonra da aynı anlayış ve şuurla millete hizmet edeceğini söyleyerek ne demek istedi, sorusu aldı başını yürüdü.
Köşk’ten ayrılıyorum gayrı, “kardeş” meraklanma mı demek istedi millet kürsüsünden?
Yok ben ayrılmaya pek niyetli değilim, son güne dek görevimi halisane duygularla yerine getirdim, yine getirmeye devam edeceğim, işaretini mi verdi?
Ya da millete hizmet aşkıyla partinin başına geçmek için gelecek genel seçimden önce Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa edip milletvekili seçilmeyi ve nasılsa AKP iktidarı cepte keklik, başbakanlık görevine başlayacağını mı duyurmak istedi?
Kapalı kutu A. Gül!
***
Köşk konusunda bugüne dek yaptığı, daha doğrusu yapamadığı açıklamalar lastik gibi nereye çekersen oraya gidiyor.
Fakaaat, RTE’den farklı, daha demokrat olduğunu kanıtlamak istercesine, Kayserili olmaktan da kaynaklanan kurnazlık ile Çankaya’dan geleceğe taşlar döşüyor.
Bu haline RTE’ye ters düşen sözleri örnek.
Örneğin RTE’den hiç duymadığımız bir sözü, bir başsağlığı temennisini kürsüden, beride oturan RTE’nin yüzüne söyledi: “Gezi olaylarında yaşamını yitiren 6 kişiye rahmet diliyorum” dedi.
“Genç kuşakların hassasiyetlerine duyarlık göstermeliyiz” diyerek RTE’ye ters düştü.
İki AKP’li arasında bir başka fark: RTE, Gazi Mustafa Kemal der. Türk halkına çağdaşlık yollarını açan devrimler dönemini inkâr ve reddettiği için asla Mustafa Kemal Atatürk demez, diyemez.
Gül ise ulusal savaş kahramanı ile çağdaşlığa kapıları açan devrimlerin önderini bir arada ifade eden adı ve soyadını birlikte kullanıyor: Gazi Musfafa Kemal Atatürk!
***
Tahterevallinin bir ucundaki, gidecek.
Belki öteki ucundaki gelecek devletin başına.
Ülkenin yazgısını çizen oylar; daha Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk adı üzerinde anlaşamayan iki kişiye bağlı...
Ne günlere kaldık!
3 Ekim 2013 - Cumhuriyet
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı