Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yutan Olursa...
Herhalde diyorum, kara mizah yapıyor.
\nVatandaşlara, biber gazı, tazyikli su, gaz kapsülü ile saldırın, Gezi Parkı’nı işgal edenlerden temizleyin, \narkanızda ben varım, merak etmeyin diye emirler veren Başbakan RTE, çevik kuvvet polislerine iftar yemeğinde bu kanıyı kanıtlayacak konuşmasında:
“...Vatandaşını tehdit eden devlet zalim devlettir...” dedi.
Halkın oylarıyla gelen AKP iktidarının, vatandaşını polis gücüyle tehdit ettiğini söyleyecek değildi tabii...
İfade özgürlüğünün gereğini yerine getiren, artık dünyada slogan haline gelen Gezi Parkı eylemlerinde uygulattığı orantısız polis şiddetini, makul, hukuka uygun görüyor.
Üstelik dünyada ne kadar demokratik devlet varsa o devletlerin başbakanları ile Türkiye’de de yok edemediği sağduyu sahibi toplulukların; Allah’ın izni ile bu ülkeyi zorbaların elinden kurtarmak, refaha, demokrasiye kavuşturmak için iktidar olmasına ve başarılara ulaşmasına hasetlerinden böyle düşündüğüne...
...ne yapıyorsa, yaparsa pek çoğunu toplum aleyhine görenlerin başarılı RTE ile –üstelik saklamıyor artık. Gerek görmüyor, arada sırada açıktan söylüyor, onu ve hükümetini kıskandıkları için böyle aleyhine açıklamalar yaptıklarına...
....dünyada devlet yöneten başbakanlar arasında söyledikleriyle yaptıkları şaşmaz doğruluk içeren tek başbakan olduğuna inanıyor.
Uzun süreli iktidarların değişmez liderleri nedense bir zaman sonra böyle oldukları tutkusuna kapılıyorlar; aynada söylediklerine kendileri de inanmaya başlıyorlar.
Örneğin, uzun süre tek başına iktidarda olan Adnan Menderes, Londra’da düşen uçaktan ayağında asılı kurtulduktan, Türkiye’ye döndükten bir süre sonra, Allah’ın bu ülkeyi kurtarmak için canını bağışladığına inandığı, siyasal hatta kendi partisi kulislerinde yaygın bir söylentiydi.
“Vatandaşını tehdit eden devlet zalim devlettir” diye kendini tarif etmekle yetinmiyor.
“Bizde –nasıl el ise – “şefkat eli var”, onlar dediği partili partisiz karşıtlarında “demir yumruk” diyor.
Bir de “Batı polisinin vatandaşa davranışı bizimkinden çok geride kalmıştır” cümlesiyle polisini övmesi, orantısız şiddet kullandığı için himaye etmesi yok mu; gülerken insanın gözlerini yaşartıyor.
Gözü aklı hâlâ başbakanlığına son vereceği sanısıyla, üstelik dış mihraklarla faiz lobisinin AKP iktidarına karşı olduğu vehmiyle kendini zora düşürmek istediği, Divan Oteli’ne sığınan eylemcileri kapı dışarı etmediği için; kin duyduğu, intikam almayı kafasına koyduğu bu ülkenin en büyük holdingin üzerine, polisini, müfettişlerini salıveriyor.
Burası sözüm ona, RTE’nin işine geldiğinde bir hukuk devleti ya; sokak ortasında sopalarla dövülerek ölen Ali İsmail Korkmaz’ı kimin, hangi polisin öldürdüğünü saptayacak, ola ki arkadaşlarını himaye amacıyla, suçluyu teşhisi kolaylaştıracak fotoğrafları savcıya bir türlü veremediğinden söz etmiyor...
Gazla, kapsülle ölenler sanki vatandaşı değil; hiç değinmiyor bile. Sanki ölenler, yararlananlar Afrika’da kabileden devlete yeni dönüşen “zalim devletin” insanları!
Kendini devirmeye yönelik olduğu vehminden bir türlü kurtulamıyor.
Gezi Parkı’nı kötülemek, hatta ekonomiyi çökertmek amacında olduğunu söylemekten, inandırmaktan başka, gözü hiçbir şey görmüyor.
Oysa bölgesel Kürtler dışında 60 milyondan fazla bu ülke vatandaşı; K. Suriye’deki
PKK uzantısı PYD ve burada neredeyse devlet başkanı diye karşıladıkları, RTE ile Davutoğlu’nun yakın dostu Barzani’nin önayak olduğu, Öcalan katılmadığı için hayıflandığı dört komşu devlet, Kürt liderlerini bir araya getiren zirve toplantısını kaygıyla izliyor... Erbil’deki Kürt Ulusal Konferansı’na hadi diyelim ki karşı çıkamıyorsunuz. Hiç değilse olayı aydınlatan, varsa bakış açılarını açıklayan, yorumlayan bir açıklama yapmıyor, yapamıyorlar.
Toplantıdan dönen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş; “Kürtlerin hangi ülkede nasıl yaşamak istediği bu kongrede dünyaya ilan edileceğini” söyledi.
“40 milyon Kürt toplumunun siyasi birlik sağlamasının dört ülkede çözümü kolaylaştıracağını” vurguladı, ama tabii bu toplantılarda müstakbel, bağımsız bir Kürt devletine adım atılacağını söylemlerine eklemedi...
Oysa bu açıklamalar Kürtlerin bu topraklarda, TC’de yaşamlarını hukuksal, hatta anayasal koşullara bağlamayı öngördüklerini içeren bu açıklama, asıl amacın örtüsü!..
Diğer pek çok olayda olduğu gibi devleti ve kamuoyunu uyutma gayretinin yeni bir aşaması.
Kim yutar, inanır;
konferansın Kürtlerin yaşadıkları ülkelerde demokratik haklarını arayan çabalarını kolaylaştıracak saptamalar yapacağı palavrasına!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza