Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Din Üzerinden Siyaset Yapmak
Siyasetçilerimiz “insan”, “insanımız”, “insanlarımız” sözcüklerini dillerinden düşürmüyorlar. Duyanlar, onların siyaseti insanlar için yaptıklarını sanabilirler, ama bu sanı gerçekle örtüşmüyor! Bu alanda siyasetçiler yalnız değiller, bu siyasetçilerin yanında yer alan birçok gazeteci, televizyon yorumcusu da kendilerini okuyup dinleyenleri “insan için düşünce üretiyoruz” diyerek aldatıyorlar.
\nTürkiye’de siyaset de, medya da insanı kendi siyasal, ideolojik amaçları doğrultusunda malzeme olarak kullanıyor. Örneğin, bu yıl okulların açılmasıyla birlikte uygulanmasına başlanacak olan 4+4+4 sisteminde “insan” nerede?
\nÇocuklarımızın ruh sağlığını bozacağı her aklı başında ruhbilimci ve pedagog tarafından söylenen, bilinçli aileleri ayağa kaldıran bu sistemin amacının “dindar nesiller” yetiştirme projesinin ilk adımı olduğunu bilmiyor muyuz?
\nNe var ki bizim bilmemiz, toplumun dincileştirilmesine yönelik bu sürecin kırılmasına bir yararı olmuyor. Siyasal İslam, Türkiye’de 10 yıldır tek başına iktidar ve Sünni-Hanefi inancı üzerinden siyaset yapıyor. Bu gelişmenin hazırlayıcısı ve örgütleyicisi tek başına Adalet ve Kalkınma Partisi değildir; 1940’ların sonundan bu yana Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet partileri gibi dinsel kimlikli siyasal yapılanmaların yanı sıra kimliklerini “milliyetçi muhafazakâr” veya “liberal muhafazakâr” olarak tanımlayan Demokrat Parti, Millet Partisi, Adalet Partisi, Demokratik Parti, Doğru Yol Partisi de bu yolda çaba gösterdiler. Sonuçta AKP bu partilerin tümünü kendi içinde eriterek tek başına iktidar oldu.
\n***
\nSünni-Hanefi çıkışlı siyasal İslamın gözünde ülkemizin farklı inanç ve mezheplerdeki insanlarının değerlerinin olmadığı birçok uygulamayla ortaya çıkmıştır. Örneğin, işi Sünni-Hanefi Müslümanların din işlerini örgütlemek olan Diyanet İşleri Başkanlığı için ülkemizde yaşayan milyonlarca Alevinin kendilerine ait, devletçe tanınmış ibadethanelere, cemevlerine ihtiyaçları yoktur. Diyanet İşleri Başkanlığı kendi inanç ve görev alanına girmediği halde Alevilerin inançları, inanç temelinde örgütlenmeleri, ibadethaneleri konusunda görüş açıklayabilmektedir.
\nDiyanet İşleri Başkanlığı’nın bu görüşünden hareketle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı A-
\nlevi milletvekillerinin parlamento binasında ibadet edecekleri bir yer tahsisi konusundaki isteklerini geri çevirmektedir. Aynı görüş yargı kurumları tarafından da benimsenmiştir.
\nTüm bunlar din temelinde çoğulculuğa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin temel dayanaklarından biri olan laikliğe aykırı görüşlerdir.
\nBunun en son örneklerinden biri de Danıştay 8. Dairesi’nin üç gün önce açıkladığı kararıdır. Danıştay, 2008 yılında bir vatandaşın başvurusu üzerine, ilköğretim öğrencisi kızının “din dersinden muaf tutulması” yönünde karar veren Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin kararını, mevcut müfredatın, “din eğitimi değil, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi niteliği taşıdığı” gerekçesiyle esastan bozmuştur. Bozma gerekçesinde okullarda “okutulan ders kitaplarında din öğretiminde bir mezhebin veya tarikatın esas alınmadığı, kitapların genel olarak mezhepler üstü yaklaşım esas alınarak hazırlandığı”nın altı çizilmiş, bu “derste okutulan kitaplarda yer alan İslam ile ilgili bilgilerde de Kuran ve Hz. Muhammed merkezli birleştirici bir yol izlendiği, hiçbir mezhep veya oluşuma atıfta bulunulmadığı” belirtilmiştir.
\n***
\nGörüldüğü gibi Danıştay da siyasal İslamcı politikacılar gibi insan haklarını inanç üzerinden değerlendirmektedir. Çünkü davacı aile tanrıtanımazdır; bu aile için Kuran ve Hz. Muhammed merkezli birleştiricilik bir anlam içermemektedir. Çocuklarını kendisi gibi tanrıtanımaz yetiştiren aile zorunlu kılınan din dersinde ev-okul arasında sıkışacak çocuklarının geçireceği travmayı öngörerek bu davayı açmışlardır.
\nNe var ki Danıştay yargıçları için çocuğun bozulacak ruh sağlığı önemli değildir. Bir yanda insanlarımız bu tür baskı ve dayatmalarla ezilirken, öbür yanda iktidar sözcüleri Türkiye’nin bir demokrasi ve insan hakları cenneti olduğundan söz etmekte, yandaş medya da buna alkış tutmaktadır.
\nBilmiyorum, acınacak durumda olmanın bundan daha somut bir görüntüsü olabilir mi?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...