Terör üzerine

16 Mart 2016 Çarşamba

Başkentimiz terör örgütlerinin bomba yüklü araçlarıyla diledikleri noktaları seçip insanlarımızı katlettikleri bir avlak alanı haline geldi. Anlı şanlı Milli İstihbarat Teşkilatımız ne yapıyor? ABD, bizim istihbarat yetkililerinden aldığı bilgiler doğrultusunda terör saldırısından iki gün önce vatandaşlarını uyarıyor.
Bilginin kaynağı olan bizim istihbarat kuruluşumuz vatandaşlarımızı niçin uyarmıyor? Nedenin, böyle bir uyarının toplumda paniğe yol açacağı kaygısı olduğu düşünülebilir fakat bu kaygı güvenlik güçlerinin insanların yoğunlaştığı yerlerde gerekli önlemleri almalarının önünde bir engel midir?
TV kanalları her terör olayından sonra Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, bakanların “taziye mesajlarını” veriyor. Aylardır alıştık bu mesajlara…

***

Cumhurbaşkanı, “vatandaşlarımız endişe etmesin” diyor. Ne endişesi, insanlarımız endişe etmeye fırsat bulamadan bombalarla öldürülüyorlar. İçişleri Bakanı açıklama yapıyor; “emellerine ulaşamayacaklar” diyor. Teröristlerin amacı insanları öldürerek topluma korku salmak değil mi? O halde başarıyorlar, insanları korkutuyorlar çünkü. Öyleyse “emellerine ulaşamayacaklar” ne demek?
“Emellerinden” kastedilen ülkemizin bölünüp parçalanması, kardeşin kardeşe düşürülmesi ise 35 yıldır terörle, kanla, ölümle sınanıyoruz. Bu ülkenin bölünüp parçalanamayacağı, kardeşin kardeşe düşürülemeyeceği hâlâ belli olmadı mı? Tersi olsaydı terör böylesine körleşir miydi?
Devlet denilen aygıt ciddi olmalı. Devletin ciddiyeti ise onu yönetenlere bağlı; ne yazık ki bu ciddiyeti devleti yöneten kadrolarda göremiyoruz.
Hamaset ciddiyetle bağdaşmıyor.

***

Bu arada davranışlarıyla terörün, teröristlerin ekmeğine yağ sürenler de var; Sivas’ın otelcileri gibi… 2. Lig Kırmızı Grup’ta top koşturan Diyarbakır Amedspor futbol takımı Sivas Belediyespor ile karşılaşmak üzere Sivas’a gidiyor. Kentte hiçbir otel Kürt oldukları için Amedspor’un yöneticilerine ve futbolcularına oda vermiyor.
Sivas Valisi, Sivas Belediye Başkanı kentlerinde faaliyet gösteren bu otellerin sahip ve işletmecilerinden mutlaka hesap sormalı! Bu ayırımcı, çirkin davranış cezasız kalmamalı.
Devleti yönetenler de şaşkın. Türkiye’deki her terör eyleminden sonra Madrid halkının ETA terörüne karşı nasıl tek yürek olup sokakları, alanları doldurduğu gıptayla anlatılır. İspanyolların korkusuzluğuna övgüler düzülür.
Keşke bizde de insanlar sokağa dökülüp terörü lanetleseler denir.
İki gün önce birkaç yüz “korkusuz” DİSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği üyesi insan Tünel Meydanı’nda toplanıp terörü lanetleyen bir bez döviz açarak bir basın açıklaması yapmak, Ankara saldırısında ölenleri anmak istediler.
Vay, sen misin sokağa dökülen! TOMA’lar, tazyikli sular, biber gazları, gözaltılar… O “korkusuz”, “yürekli” insanlar devletin güvenlik güçlerinin elinden canlarını zor kurtardılar.
E, burası Türkiye! Burada terör lanetlenecekse bunu devlet organize eder, Türkiye Odalar Borsalar Birliği, yandaş sendikalar, kuruluşlar haydi marş marş…
Yazık!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları