Erzurumspor, G.Saray karşısına 4-2-3-1’lik dizilişle çıkıyor. Ofansif gözüken bu dizilişe rağmen ilk 15 dakikada, daha defans yapmak üzerine yoğunlaşıyor. Zira 4-1-4-1 dizilişine sahip G.Saray, bir önceki lig maçına kıyasla daha iyi yayılıyor sahaya ve hızlı paslarla rakibinin üzerine gidiyor. Bunaltıcı bir hız değil bu. Her rakip sahaya indiğinde bir gol tehlikesi de yaratmıyor ancak ilk 20 dakikada bahse değer iki pozisyonu da G.Saray üretiyor. Nitekim 20’de yine böyle hızlı çıkılan pozisyonlardan birinde golü de buluyor: Belhanda, tüm becerilerini sergileyerek ceza sahasına getirdiği topu Emre’ye ulaştırıyor, o da ağlara yolluyor. Ev sahibi, bu süre boyunca rakibinin hâkimiyetine önce “maruz” kalıyor ancak ilk yarının son çeyreğinde oyunu dengelemeye başlıyor. İlerideki hızlı oyunucuların oyuna katkısı artınca, Galatasaray defansı hataya zorlanıyor ve Marcao’nun Gomes’i düşürmesine çalınan penaltı, 45. dakikada Ardyvas’ın ayağından kaleye gidiyor. İkinci yarıda Erzurumspor’da sadece oyuncu değil taktik de değiştiriyor Mehmet Özdilek. 4-4-2’ye dönen oyunda amaç Galatasaray’a ilk yarıdaki açıkları vermemek ve skoru lehe değiştirmek. Bu yarıya biraz tutuk başlasa da Galatasaray, oyunda daha baskın olan taraf olmayı başarıyor. Ataklar yoğun değil, baskı yıpratıcı değil ama Sarı-Kırmızılı takım en azından istikrarlı. Nitekim Babel’in Falcao’ya ulaştırdığı topu, o ustaca düzeltip beklemeden ağlara yolluyor 64. dakikada... İki tarafa da dönebilecek oyunda, 73. dakikada, Falcao ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışında kalıyor. Bundan sonrası sahadaki futbol kadar kenardaki teknik mücadeleye de sahne oluyor. Bir taraf skoru korumak diğer taraf da lehine çevirmek için tüm hamlelerini yapıyor. Ancak Erzurumspor’un bilmediği, Galatasaray’ın 10 kişi oynamaya önceki haftadan antrenmanlı olması! Sarı-Kırmızılı takım, 10’lu oyunuyla bu çekişmeden galip çıkan ve özlediği 3 puana kavuşan taraf oluyor.