Maçın adamı kim olur onu bilemem ama maçın ‘organı’ kesinlikle akciğer! Çalan düdükle beraber, bir o kaleye bir bu kaleye gitmeye başlıyor top; peşine takılan ve bir süre sonra komple ‘ciğere’ dönen futbolcularla beraber! Son düdüğe kadar da sürüyor bu ‘Tavşan kaç-tazı tut’ oyunu. Galatasaray’da futbolcular, bu sezonun ilk başlama vuruşunda bir araya geldikleri anda olduğu gibi, bu maçta da futbolu ‘meslek gereği’ değil tutkuyla oynuyorlar. Bu tutkuya, rakibin de baskısıyla, inanılmaz bir hız da eklenince, son derece keyifli bir maç çıkıyor ortaya… Bariz hatalar yapıyorlar maç süresince, kritik top kayıpları, rakibe giden paslar… Ama her biri içtenlikle yaptıklarını telafi için iki katı uğraşıyor. Konuk ekibin de bu tanımlamalardan kalır yanı yok. 4-1-4-1 taktik dizilişlerinin temelinde, ‘Orta saha bizimdir, bizim olacak!’ mottosu saklı… Baskılarının dozunu hiç düşürmüyorlar. Rakibi hataya zorlayıp yarattıkları fırsatları da en hızlı şekilde Galatasaray kalesine yığmayı amaçlıyorlar. İşte bu tablo içerisinde hız arttıkça artıyor. Tempo yarışında, Galatasaray önce Feghouli (17) sonra Maicon ile (22) öne geçiyor. Bugünkü oyuna büyük katkısı olan Belhanda’nın pas hatası rakibe asist olunca, 27’de Yatabare’nin golüyle Karabük ‘Yıkılmadım, ayaktayım!’ mesajını veriyor. 50’den itibaren, Galatasaray yıpratıcı ataklarının dozunu giderek arttırıyor, Karabük’ü oldukça yıpratıyor. Ancak hepsi birbirinden net bu pozisyonların hiçbirisi; başta özellikle bu maçı ‘Sen olsan bari’siz kapatmak istemeyen Gomis olmak üzere; fubolcuları vuslata kavuşturmuyor. Dakika 80 olduğunda, kaçan ve ‘Bu nasıl kaçar?’ dedirten net pozisyonların listesi 10’a yaklaşıyor. Böyle bir ablukanın dönüşünde hızlı çıkan Karabük leyhine çalan penaltı, Seleznyov’in vuruşuyla 84’te ağlara kavuşup skoru dengeliyor. Tempo savaşı sinir harbine dönüşürken son söz penaltıya neden olan Maicon’dan geliyor. Taraftar tam ‘Bu da olmadı!’ derken açılan topu, üzerine eklediği tüm öfke ile beraber ağlara yolluyor. Öyle bir maç ki bu, gerçekten de puan bahane, tempo, futbol keyfi, mücadele şapşahane!