Galatasaray, kazanmanın nasıl keyifli olduğunu hatırlamıştı geçen hafta. Evinde Çaykur Rizespor karşısına da kazanma isteğiyle çıkıyor. 4-2-3-1’lik teknik dizilişte, beklerin ve Berkan’ın daha fazla sorumluluk almasıyla, rakibi üzerinde baskı kurmayı ve ilk yarıda Rizespor’u sahasına hapsetmeyi başarıyor. Tabii bunda Karadeniz takımının gol atma niyetinde olmamasının da etkisi var. Böylece Galatasaray hakimiyetinde bir maç izliyoruz genelde. Ancak bu baskı ne pozisyon zenginliği getiriyor ne de organize atak. Buna karşılık Rizespor’un yeni transferi ve Galatasaray’ın ‘Ben sevdim eller aldı’sı Fernandes duran toptan müthiş bir golle öne geçiriyor takımını. Galatasaray bu gole sürpriz bir isimle cevap veriyor: 40’ta Aanholt güzel bir şutla skoru eşitliyor. Rizespor, 50’de Boyd’un kusursuz golüyle öne geçiyor. Bundan sonra Galatasaray 64 ve 70’te biri Gomis diğeri Babel ile iki penaltı vuruşu kazanıyor. Birini kaçırıyor ancak ikinciyi gole çevirerek skoru eşitliyor. Golden sonra baskısını ve oyun zekâsını iyice kullanmaya başlayan Galatasaray’da, 87’de organize olmanın ve takım oyununun hakkını veren golü Aanholt imzalıyor. Son uzatma dakikasında Gomis, kaçırdığı penaltıyı, Feghouli’den aldığı pası müthiş bir depar ve golle tamamlayarak telafi ediyor. Galatasaray çok uzun bir aradan sonra sadece 4 gollü bir 3 puan değil aynı zamanda futboldan keyif de alıyor.