Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi 2. Eleme turuna maçın favorisi olarak çıkıyor. Maç boyunca da öyle kalmaya devam ediyor... Hatta ikinci yarıda kornerden yenen “Korner golü yenmemeli?!” konulu futbol derslerine örnek olacak bir gol yemesine rağmen. Fatih Terim, bir kez daha bir futbol kuralını cesaretle değiştiriyor: Kazanan kadrosunu “güncelliyor.” Arda ve Falcao’nun yedekler arasında yer aldığı karşılaşmada, Ömer Bayram ve Babel çıkıyor sahaya. Teknik diziliş de 4-1-4-1’den 4-2-3-1’e dönüyor. Normal şartlarda risk olarak değerlendirilebilecek bu tercih, rakip takımın da fazla bir varlık gösterememesiyle sahaya pozitif yansıyor. Galatasaray, kendini fazla yormadan topa önde basmayı ve oyuna hükmetmeyi başarıyor. İlkyarıda, Linnes’in ortasını tamamlayan Diagne’nin golüyle 19. dakikada öne geçen Galatasaray, bu yarının sonlarında göbekte yaptığı hatalarla rakibinin ümitlenmesine ve pozisyona girmesine yol açıyor. Nitekim bu “göbeksel hatalara” müdahale ikinci yarı başında Belhanda-Feghouli değişikliği ile geliyor. Buna rağmen ev sahibi takım, ilkyarıya sığdıramadığı golü ikinci yarının başında, “durup dururken” bir korner golüyle ağlara yolluyor. O kadar yenmeyecek bir gol ki bu, bu yüzden olsa gerek tüm Galatasaray takımı, hepsi de tam olmaları gereken yerlerde pozisyon almışlarken golü seyrediyor. Neyse ki karşılık yine bir korner golüyle hızlıca geliyor. Luyindama’nın ağlara yolladığı top sayesinde, Galatasaray atakları “panik atağa” dönüşmeden, takım oyunun başından beri sürdürdüğü futbola devam edebiliyor. Neftçi Bakû’nun “belki yine bir gol bulurum” diye ümitlenmesine fırsat vermeden, 63. dakikada Emre, kalecinin yaptığı büyük hatada, ceza sahasında topu kaparak muhteşem bir asistle Diagne’yi ikinci golüyle buluşturuyor. Topu ağlara Diagne yollasa da aslında imza yüzde 100 Emre’ye ait! Son düdükle Galatasaray, Avrupa’ya bir adım daha yaklaşıyor. Temenni, bu maçtaki oyun hâkimiyetinin tüm Avrupa macerasında da gündemde olması...