Elçin Poyrazlar

Türkiye markası

15 Haziran 2022 Çarşamba

Hükümet ülkenin adını uluslararası platformda Türkiye olarak değiştirdi. 

Küresel siyaset sahnesinde İngilizce ‘Turkey’ olarak bilinen ülke, bundan sonra diğer devletler, uluslararası kurum ve kuruluşlarla resmi ilişkilerde Türkiye olarak geçecek.

Bu kararın gerekçesi olarak ‘Türkiye markasını güçlendirme, Türkiye ibaresinin Türk milletinin kültür, medeniyet ve değerlerini en iyi şekilde temsil etmesi’ gösterildi. 

İngilizcede hindi anlamına gelen, şaka ve alay konusu olan ibarenin değişmesinin faydaları konusunda yandaş basında detaylı haberler yapıldı. 

Çünkü Türkiye’nin ne içeride ne dışarıda tek bir acil sorunu yok.

Ekonomi tıkırında, hiper-enflasyon yok, işsizlik, alım gücü zorlukları, açlık, ekmek ve yağ kuyrukları da yok. 

Her cepheden yağan zam sağanakları hiç yok. 

Yoksullar devlet güvencesinde, öğrenciler üniversitelerinde, yurtlarında mutlu, gençler geleceklerinden umutlu. 

Bu ülkede yetişen doktor, mühendis, bilim insanları vasıfsız işçi olarak yurtdışına kaçmayı aklından bile geçirmiyor. 

Hak, hukuk ve liyakat rejimi işliyor ve tüm toplum bundan fayda sağlıyor. 

Suç oranı yüzde 1’i geçmiyor, toplumsal huzur yerli yerinde. 

Adalet sistemi tam bağımsız, hukukun üstünlüğü en kıymetli unsur ve  kuvvetler ayrılığı sarsılmaz bir sütun olarak ayakta. 

Gecenin bir yarısı uluslararası sözleşmelerden siyasi kaprisler, ‘ben yaptım oldu’larla çıkılmıyor. 

Denetim, şeffaflık, düzen ve kurumlara güven mermer gibi sağlam. 

Kadınlar, çocuklar, göçmenler, LGBTİ+’lar gibi dezavantajlı grupları korumaya yönelik devlet politikaları ve uygulamalar en üst düzeyde. 

Ülke çapında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ciddi bir atılım var. 

Kadına yönelen ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddet hemen cezalandırılıyor. 

Son 20 yılda ülkede erkek şiddetiyle ölen tek bir kadın yok. 

Çocukların eğitimi, sağlığı geleceği için tüm sistem şahlanmış durumda. 

Tek bir gazeteci hapiste değil. 

Medya özgürlüğü dalında ülke ödülden ödüle koşuyor ve tüm Batı bizi kıskanıyor. 

Düşünce suçları geçmişe çoktan gömüldü. 

Siyasi muhalifler ifade özgürlüğü, temsil ve toplanma haklarını sonuna kadar kullanabiliyor. 

Azıtmış milliyetçilik, tozutmuş ırkçılık, derin yolsuzluk, yobazlık, fanatiklik yok da yok. 

Dışarıda Rusya’yla kankalık, Esad’la eski dost yeni düşmanlık, Araplarla parsel parsel ‘al gülüm ver gülümcülük’, Avrupalılarla ‘her göçmen başına para verin’, ABD’yle ‘o uçak bu silah’ ve bölgede ‘buranın efendisi olacağız’ yönündeki politikalar da uzun soluklu ve dengeli. 

Yani ülkenin ismini değiştirmenin tam zamanı. 

Yeni bir çığır açmak, tüm dünyaya medeniyet seviyemizle örnek olmak için. 

Artık üstümüze yapışan, uçamayan bir kuşun isminden utanmayacağız. 

Ülkeyi yeni ismiyle fezaya uçuracağız. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları