Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

12 Eylül Öncesi Bir Televizyon Programı

12 Nisan 2012 Perşembe
\n

12 Eylül öncesinde Türkiyede televizyon olarak sadece TRTnin tek kanalı vardı.

\n

Renksizdi.

\n

Başka da kanal yoktu.

\n

Herkes onu seyrederdi.

\n

Radyo ve televizyon, doğrudan hükümetin değil, özerk yapısı sakatlanmış da olsa TRTnin kontrolündeydi.

\n

Siyasal iktidarlar TRTyi doğrudan kendi propaganda araçları olarak kullanmak istediğinden, kamuoyunda sürekli olarak TRTnin tarafsızlığı, özerkliği tartışması yaşanırdı.

\n

Ülkede başka radyo ve televizyon yayını olmadığı için, TRTyi denetlemek, radyo ve televizyonda yer almak, politikacılara bir hayat-memat meselesi gibi gelirdi.

\n

Süleyman Demirel bir keresindeSırf TRTyi kontrol etmek için bile hükümet olmaya değermealinde bir söz bile söylemişti.

\n

***

\n

Sevgili okurlarım, bu satırları özellikle gençler için yazıyorum.

\n

Biliyorum bu satırları okuyanlar arasındaKırk yıllık Cumhuriyet okuruolanlar hiç de az değil.

\n

Ama sanıldığının aksine okurlarımız sadece Kırk yıllık Cumhuriyet okuruolan insanlardan oluşmuyor.

\n

Cumhuriyet gazetesini sevmeyenlerin, karalamak isteyenlerin iddialarının tersine, her bir emekli öğretmenin vefatı ile Cumhuriyetin tirajı bir nüsha eksilmiyor

\n

Evet Cumhuriyet gazetesi, Türkiye Cumhuriyetini kuran öğretmenler kuşağının bir üyesinin vefatı ile bir okurunu yitiriyor ama onun yerine gençlerden de birçok okur geliyor

\n

Çünkü o Kırk yıllık Cumhuriyet okurları”, adeta bir aile geleneği olarak, gazeteye pek çok yeni okur kazandırıyor!

\n

Sadece bana gelen mektuplardan ve kişisel izlenimlerimden değil, aynı zamanda yapılan araştırmalardan da çıkan sonuç, Cumhuriyet okurları arasında 15-30 yaş arasındaki gençlerin önemli bir yer tuttuğu.

\n

Bu gençler 12 Eylül olduğunda doğmamışlardı bile.

\n

O nedenle 12 Eylül 1980 öncesi Türkiyenin özelliklerini anımsatmakta fayda var diye düşünüyorum.

\n

***

\n

1975’te, önce Birinci Milliyetçi Cephe, sonra da İkinci Milliyetçi Cephe hükümetleri sırasında TRT yönetimi de önemli ölçüde sağ görüşlü kadroların denetimine geçmiş ve yayın politikası bu yönde etkilenmişti.

\n

Zaten bugünkü Türkiyenin inanç dogmatizminden kaynaklanan sorunları, 1975 yılında başa geçen siyasal iktidarların eğitim ve terör politikalarından (din eğitimi değil, dinci eğitim; solcu sokak terörünü sağcı sokak terörüyle dengelemek) kaynaklanmaktadır.

\n

1978’de Ecevit, APden istifa eden on bir milletvekilinin desteği ile hükümetini kurunca, TRT de biraz nefes aldı.

\n

İşte bu dönemde ben de o tek ve çok etkili kanalda ayda bir Ayın Getirdikleriadıyla bir program yapmaya başladım.

\n

Televizyon Daire Başkanı Yılmaz Dağdevirendi.

\n

Değerli televizyoncu Ayla Erdemlinin yönetimindeki programı ben düzenliyor ve yönetiyordum.

\n

Programın akışı için üç ilke koymuştum:

\n

Her programda iki konuk olacaktı.

\n

Konuklardan biri mutlaka bir kadın, biri de mutlaka bir gazeteci veya bir bilim insanı olacaktı.

\n

Terör”, “yoksullukgibi bir ana konunun tartışılacağı programda ben dahil hiç kimse 45 saniyeden fazla konuşmayacaktı; uzun konuşan olursa, araya girerek bir soru veya bir yorumla müdahale edecektim.

\n

O dönem için pek de alışılmamış fırtına gibibir program yaptık.

\n

Uğur Mumcu, Müşerref Hekimoğlu gibi ünlüleri, sağ iktidarlar döneminde ekrana çıkması yasaklanmış olan Çetin Altanı uzun yıllardan sonra ilk kez, programa çıkardım.

\n

İzleyiciden ve politikacılardan müthiş ilgi gördük

\n

TRTye çuvalla mektup gelmeye başladı.

\n

İlk programdan sonra, Refik Erduran, Milliyetteki köşesinde konuşmacılara çok müdahale ettiğime ilişkin bir yazı yazdı.

\n

Birkaç program sonra iseGerekli Notlarbaşlığı ile yazdığı yazıda, yönetimimin dengelendiğini, programın güzelleştiğini ve notumu yükselttiğini belirtti.

\n

***

\n

Dönem sokak anarşisinin tırmandığı, gençlerimizin birbirini öldürdüğü, Çorum ve Kahramanmaraşta kitlesel katliamların yaşandığı dönemdi.

\n

Ortada, son derece yoğun bir biçimde, askeri müdahale söylentileri de dolaşmaya başlamıştı.

\n

Programlardan birinde, hem de etkili olsun diye (yanlış anımsamıyorsam) tam kapanışta Bismarkın ünlü sözünü anımsatmıştım:

\n

Süngü ile her şeyi yapabilirsiniz ama üzerine oturamazsınız!

\n

Birkaç gün sonra arabamla Beytepeye giderken, Eskişehir yolunda yanıma yaklaşan otomobili kullanan resmi üniformalı bir astsubay O sözlerin hesabını soracağızgibisinden bir tehdit savurmuştu

\n

12 Eylül darbesi bağıra bağıra geliyor ve politikacılar buna karşı hiçbir önlem almıyorlardı.

\n

Meraklısı o dönemin ve programın ayrıntılı öyküsünü benim Herkesten Bir Şey Öğrendim adlı kitabımda bulabilir.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları