Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
AB'nin Türkiye 2011 İlerleme Raporu'nda Silivri Davaları
Sevgili okurlarım, bugün Avrupa Birliği’nin Türkiye 2011 İlerleme Raporu’ndan tarihe geçen satırları aktarmak istiyorum.
\nBu belge 12 Ekim 2011 tarihinde Brüksel’de açıklandı.
\nAlıntıları, TC Avrupa Birliği Bakanlığı’nın resmi internet sitesindeki Türkçe çeviriden aynen yaptım…
\nSadece okunma kolaylığı sağlamak bakımından birkaç satır başı kullandım; onun dışında herhangi bir müdahale veya ekleme -çıkarma söz konusu değildir.
\nAlıntılar, belgenin “Siyasi Kriterler” adlı 2. bölümünün “Demokrasi ve hukukun üstünlüğü” başlıklı kısmındandır; alıntı yapılan sayfaların numaralarını, metinlerden sonra parantez içinde gösterdim.
\nBuyrun birlikte okuyalım:
\nTürkiye’de darbe planı iddiaları karşısında açılan ilk dava olan Balyoz davası, Aralık 2010’da başlamıştır. Gölcük Donanma Komutanlığı’ndaki delillere el konulmasının ardından, yüksek rütbeli eski komutanlar da dahil, toplam 163 ordu mensubu (106’sı muvazzaf) tutuklanmıştır.
\nTutuklanan ordu mensupları, güç ve şiddet kullanarak hükümeti devirme girişiminde bulunmakla suçlanmışlardır.
\nSanıkların serbest bırakılmalarına yönelik talepler reddedilmiştir. Resmi verilere göre, sanık sayısı 18’i tutuklu olmak üzere 224’e yükselmiştir.
\nİddianamede sözü edilen bazı delillere erişimin kısıtlanması, savunma hakkı ve adli yargılanma hakkına ilişkin endişelere neden olmuştur.
\nGözaltı kararlarına ilişkin ayrıntılı gerekçeler gösterilememesi savunma tarafından dile getirilen bir diğer endişe kaynağıdır. (Bkz. Güvenlik güçlerinin sivil denetim bölümü) (ss. 5-6)
\nSuç şebekesi olduğu iddia edilen Ergenekon’a karşı açılan dava devam etmiştir.
\nAdli soruşturma daha da genişletilmiş ve resmi verilere göre sanık sayısı 53’ü tutuklu olmak üzere 238’e yükselmiştir.
\nMedya mensuplarının söz konusu suç örgütüne dahil olduğu iddialarına ilişkin soruşturma, aralarında Ergenekon soruşturmasının önde gelen destekçilerinin de yer aldığı çok sayıda gazetecinin gözaltına alınmasıyla devam etmiştir.
\nMart 2011’de, tutuklu gazetecilerden biri tarafından yazılan yayınlanmamış bir kitabın kopyaları ‘terör örgütü belgesi’ olduğu gerekçesiyle mahkeme emriyle toplatılmıştır. Yayımlanmamış bir kitabın suç delili olarak toplatılması, Türkiye’deki basın özgürlüğüne ve davanın meşruiyetine ilişkin endişelere neden olmuştur. (Bkz. İfade özgürlüğü bölümü)
\nYargı tarafından, Ergenekon davası ile Nisan 2007’de Malatya’da üç Protestanın öldürülmesi arasında bir bağlantı kurulmuştur. Malatya eski İl Jandarma Komutanı’nın da aralarında bulunduğu birkaç kişi, Mart 2011’de tutuklanmıştır. Bunun ardından Türkiye’deki misyonerlik faaliyetleri ile ilgili çalışmalarıyla tanınan birkaç ilahiyat profesörünün ev ve işyerlerinde arama yapılmıştır.
\nTutuklamalar ve iddianamelerin sunulması, geçen sürenin uzunluğu, iddia makamı tarafından sunulan delillere savunma makamının kısıtlı erişimi ve soruşturma emirlerinin gizliliği, etkili yargı güvencesinin tüm şüpheliler bakımından sağlanmasına ilişkin endişeleri arttırmaktadır.
\nCeza Muhakemesi Kanunu’nun tutuklamayla ilgili maddelerinin kapsamını aşan şekilde uygulanması, bazı durumlarda cezalandırıcı tedbirlere benzer etkiye sahip olabileceğinden, aynı endişe, bu konu için de geçerlidir.
\nYargılama öncesi tutukluluk sürelerinin uzunluğu endişe konusu olmaktadır (Bkz. Yargı sistemi bölümü)
\nMart 2011’de Ergenekon davasına bakan özel yetkili üç savcı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından farklı görevlere atanmıştır. Ergenekon soruşturmasında görevlendirilen istihbarattan sorumlu İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı da yeni bir göreve getirilmiştir. Alınan bu tedbirler, yargı organlarının ve hükümetin, soruşturmanın ele alınış şekliyle ilgili rahatsızlığının yansıması olarak görülmüştür. (s.6)
\n***
\nAlıntılarım bu kadar.
\nRapor bundan sonra KCK tutuklamaları ile devam ediyor…
\nAyrıca metinde parantez içinde atıf yapılan bölümlerde ek gözlemler de var…
\nAma benim yerim sınırlı olduğu için sadece girişteki bu özeti vermekle yetindim.
\nÖyle anlaşılıyor ki, Türkiye’de, Silivri davalarıyla ilgili olarak kamuoyunu rahatsız eden ve yargı sistemine karşı güveni sarsan kuşkular, Avrupa Birliği’ni de rahatsız etmektedir.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!