Afganistan, neo-emperyalizm ve Huntington - 3

20 Ağustos 2021 Cuma

Her şey planlı programlı:

Her şey 1945’ten beri Emperyalist/Neo-emperyalist/Küreselci takvime göre işliyor!

***

Dün Ergin Yıldızoğlu’nun yazısında çok iyi anlattığı gibi, Emperyalizm ve Neo-emperyalizm bağlamında, bütün dünyada iç ve dış dinamik el ele gider:

Elbette bu iç ve dış dinamik öğelerinin etkileşimi, ABD’de de egemendir, hatta oradan bütün dünyaya yayılır:

1) Savaş sonrası, dışarda, (Sovyetler’e karşı) “Dünya Egemenliğini” ilan etmek için (pek de zorunlu olmadığı halde) Hiroşima ve Nagazaki’ye iki atom bombası attı.

2) Çok kısa bir süre sonra içerde, McCarthycilik başlatıldı ve her türlü sol eğilim, hainlikle suçlanarak her yerden (siyasetten, medyadan, özellikle de Hollywood’dan) temizlendi.

3) Dışarda Sovyetler Birliği “Demirperde Diktatörlüğü” olarak ilan edildi.

4) Yine dışarda, Kuzey’den Güney’e NATO (Atlantik İttifakı), Batı’dan Doğu’ya CENTO ve SEATO (İslamcı Yeşil Kuşak) ile Sovyetler Birliği tecrit edildi.

5) İçerde ve dışarda, (Sovyetler Birliği, dinci ve milliyetçi ideolojileri reddederek, sınıf egemenliğine dayandığı için) her ülkenin kendine özgü dinci politikalarını ve milliyetçi uygulamalarını destekledi, besledi, geliştirdi; Suudi Arabistan’ı (sadece petrolden dolayı değil, dincilikten dolayı da) “stratejik müttefik” yaptı.

6) Bu bağlamda 1945’ten itibaren, Türkiye’yi NATO’nun en Güney, Yeşil Kuşak’ın en Batı taşı, yani “kilit kaşı” yaptı, laik ve bağımsız yapısını, dinci, milliyetçi, NATO’cu politikalarla boğdu.

7) Sovyetler’in Afganistan’daki varlığına karşı, Radikal İslamcıları El Kaide adı altında “Mücahit” olarak örgütledi, silahlandırdı, Sovyetler’i yendi.

8) Sovyetler Birliği çöktükten sonra, El Kaide hedefsiz kaldı, İsrail’e ve onun arkasındaki ABD’ye döndü, 2001 İkiz Kuleler saldırısı oldu.

9) Sovyetler Birliği çöktükten sonra, Huntington, ABD’nin yeni bir düşman bulması gerektiğini, ABD düşmanı olarak Radikal Siyasal İslam’ın Komünizmin yerini alacağını ve ABD’nin (Batı’nın) onu da yenerek gelişmesini sürdüreceğini öne sürdü.

10) Oysa Radikal Siyasal İslam yeterince güçlü ve yaygın değildi ama ABD yine de bununla mücadele için “Ilımlı (Amerikancı) İslam” modeli diye yanlış ve dinci bir model daha icat etti.

11) Türkiye’yi de kapsayan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki ülkelerde bu modeli devreye soktu. Türkiye’de AKP iktidarı, Mısır’da Mübarek-Mursi-Sisi fiyaskosu, Suriye yenilgisi, Libya’nın kan gölüne çevrilerek yok edilmesi, hep bu yanlış gibi görünen ama daima Neo-emperyalizme evrilen Emperyalizmin lehine sonuçlar veren modelin ürünleriydi.

12) Böylece ABD, “Ilımlı (Amerikancı) İslam” adı altında, (aynen Afganistan’da Radikal Silahlı İslam’ı yarattığı gibi) Müslüman Kardeşler’e ve AKP’ye destek verdi.

13) Böylece, Pakistan’ın ve Suudi Arabistan’ın da önünü açarak, El Kaide, IŞİD, Taliban üzerinden hem kendisine soğuk bakan laik/yarı laik Ortadoğu ve Kuzey Afrika diktatörlüklerini çökertiyor hem de Komünizmin yerini alan bir de “İslamcı rakip” üretmiş oluyordu.

14) Bu model, Mısır’da geri tepti, Suriye’de yenildi, Türkiye’de içerde iflas etti, dışarda ülke parayla “sığınmacı deposu” işlevini yüklendiği için başarılı görünüyor, Afganistan’da geçici yenilgi gibi görünse de “Komünizmin yerine geçen düşman” imajının güçlendirilmesine hizmet etti. (Unutmayın ki ABD bir yıl kadar önce Taliban ile anlaşma imzalamış ve Afganistan’ı siyaseten ve moral olarak zaten Taliban’a terk etmişti.)

***

Neo-emperyalizm, İslam Dini ile oynuyor:

Onu kimi zaman “Mücahit” olarak silahlandırıyor...

Kimi zaman (kullanışlı aptal olan) Demokratları aldatmak için “Ilımlı” bir maske ile sahneye sürüyor!

Ne yazık ki AKP iktidarı bu oyunda, artık kaybettiği belli olan iktidarını sürdürebilmek için yardımcı rollerden birini devam ettirebilmek uğruna, ülkeyi yeniden ateşe atıyor!

Dördüncü yazı Pazar günü.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları