Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Fuzuli şâgil
Rahmetli Süleyman Demirel hayatta olsaydı, Davutoğlu Hükümeti için “Fuzuli şâgil” derdi herhalde!
“Fuzuli şâgil” esas olarak bir hukuk terimi; hakkı olmadan bir taşınmaz malı işgal edene deniyor:
Sonuç olarak, hakkı olmadan kullandığı yerden, hukuk yoluyla yani yargı kararıyla tahliye ediliyor.
***
İnterneti ve elbette Twitter ile Facebook’u da çok farklı ve birbirine zıt iyi ya da kötü amaçlarla kullanabilirsiniz.
Ben bütün bu dijital ortamları da hayatımı adadığım akademisyenlik, yani öğrenme ve öğretme etkinlikleri için kullanmaya çalışıyorum.
Haber ve bilgi kaynaklarını izlemeye çalışıyorum; böylece hem gündemi takip ediyorum hem de yeni şeyler öğreniyorum.
Artık yüz bini geçmiş olan takipçilerimle, her gün, Cumhuriyet’teki yazılarımı, ilginç bulduğum başka yazı ve haberleri paylaşıyorum.
Arada sırada da “ödüllü” bilgi yarışmaları düzenliyorum.
Önceleri “ödül” sadece bir “aferin” idi.
Baktım, katılım yüksek oluyor, ben de takipçilerimi tatmin etmek için ödülü somutlaştırdım:
Son yarışmada “Demokrasimizle Yüzleşmek” adlı kitabımın imzalı kopyasını ödül olarak verdim.
Yanıtının bulunması için 24 saat süre verdiğim soru şuydu:
“ ‘Fuzuli şâgil’ deyimini ilk kez kim, kimin için, ne münasebetle kullanmıştır?”
İlginçtir, gelen yanıtlardan ben de bilmediğim bir noktayı öğrendim:
Benim bildiğim, bu ifadeyi ilk kez, Süleyman Demirel’in 1977 seçimlerinden sonra Meclis’te salt çoğunluğu yakalayamayan CHP’nin Genel Başkanı Ecevit’in kurduğu azınlık hükümeti için kullandığı idi.
Fakat soruyu doğru yanıtlayan ve imzalı kitabımı kazanan Ali Bey’in ilk verdiği yanıt Demirel’in bunu ilk defa Tabii Senatör Ahmet Yıldız için 1969 yılı sıralarında kullandığıydı (Sonraki kullanılışı da bilince kitabı kazandı).
***
AKP liderliği, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık olarak, Davutoğlu Hükümeti’ne, seçimlerde kaybettiği iktidarı kullandırmakta ve böylece onu “Fuzuli şâgil” durumuna düşürmektedir...
Hem de tarihimizin en kritik günlerinde ülkeyi savaşa sokarak!
Lozan için bir okur mektubu daha: “Mektubunu yayımladığınız beyefendinin, katılımın yaş ortalaması hakkındaki görüşüne katılarak; nedenin bu toplantı özelinde gün ve saat olduğunu düşünüyorum. Ben ve çevremdeki çoğu arkadaşım iş yerlerimizden izin alıp vapura yetişebilmek için perşembe gününden faaliyetlere başladık fakat başarılı olamadık. Burak B., 27, Çevre Mühendisi”
Benim notum: Bu tür toplantıları İstanbul’da, hafta sonu yapmak gerekiyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- CHP’nin yükselişi sürüyor
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- 'AK Partili bakan yardımcısının toplam maaşı...'
- Son mesai saatinde 4.5 milyonluk fatura kesilmiş
- Çorlu tren katliamı davasında karar!
- Soylu geri mi dönüyor?