Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Guguk
Sevgili okurlarım, geçen yazımda bugün ‘Stockholm Sendromu’ konusuna devam edeceğimi belirtmiştim.
\nAma olaylar o denli hızlı gelişti ki o yazıyı bir iki gün erteleme gereksinmesi duydum.
\nÇünkü şu anda gündeme “Siyaset ve Hukuk” olayları, tartışmaları egemen oldu.
\nBunun üzerine “Hukuk” başlıklı bir yazı yazmayı düşündüm…
\nFakat yazının başına oturduğumdan beri nasıl yazacağıma bir türlü karar veremedim:
\nBen bütün kalbi ve aklıyla hukuka, adalete, yargıya, yargıçlara inanan biriyim…
\nNe yapayım, bu inanç benim genlerime işlemiş adeta…
\nAilede, okulda, işyerinde hep hukuk ve adalet duygularıyla yetiştirilmişim, yaşamışım…
\nTürkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olması gerektiğine yürekten inanıyorum…
\nAkademisyenliğimin yanında medyada yazmaya ve görünmeye başladığımdan beri hep “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” anlayışını savundum…
\nHer vesileyle, yazdığım her yazıda, yaptığım her konuşmada yargıya olan inancımı, yargıçlara olan saygımı ve güvenimi dile getirdim.
\nGerek hukukun, gerek adaletin, gerekse yargıçların tartışma dışı olduğunu düşünecek kadar saf değilim elbette…
\nTam tersine, bütün toplumsal kurumlar gibi hukuk kurumunun da, adalet mekanizmasının da siyasal, toplumsal, kültürel oluşumlardan etkilendiğini biliyorum, görüyorum…
\nYargıçların ve bütün adalet mekanizması mensuplarının da insan olduklarını, “beşer şaşar” özdeyişine uygun olarak hataları, eksikleri olabileceğini, olduğunu biliyorum, görüyorum…
\nOlanla, olması gereken arasındaki çelişkileri fark ediyor, bunları zaman zaman dile getiriyor, insan haklarına ve evrensel hukuk kurallarına uygun bir hukuk kurumunun ve adalet mekanizmasının oluşturulması için canla başla çalışıyorum.
\nİşte bütün bu duygu ve düşüncelerle, son olaylar üzerine, “Hukuk” diye bir yazıyı nasıl kaleme alabileceğime bir türlü karar veremedim…
\nSanıyorum iyi bir yazar değilim…
\nHele hele iyi bir köşe yazarı hiç değilim…
\nBu nedenle, kendi yetersizliğimden kaynaklanan bir biçimde, size bugün “Hukuk” üzerine değil, “Guguk” üzerine bir yazı yazmaya karar verdim.
\nBeni bağışlayacağınızı umarım!
\n***
\nGuguk bir kuş cinsidir.
\nBen onu anneannemin evindeki guguklu saatle tanıdım.
\nMutlu çocukluk günlerimde, altından sarkan, ucunda ince uzun çam kozalağı biçiminde ağırlıkları olan zincirlerle kurulan bu kuş yuvası biçimindeki süslü saatin karşısına geçer, tepesindeki bir küçük kapının açılarak kuşun çıkıp “guguk, guguk” diyerek saatin kaç olduğunu haber vermesini beklerdim.
\nAnneannemin guguklu saati benim için mutlu, güvenilir, sevecen, adil bir evrenin simgesiydi sanki.
\nBilimsel adı Cuculus canorus olan bu kuşun, yumurtalarını başka kuşların yuvalarına koyarak onları kuluçkaya yatıran bir asalak olduğunu öğrendiğimde uğradığım düş kırıklığını asla unutamıyorum:
\nBenim bu kadar sevdiğim, inandığım, güvendiğim, bütün çocukluğumun, saflığımın simgesi olan bir kuş nasıl bu kadar acımasız, istismarcı ve asalak olabilirdi!
\nBu yazıyı yazarken bir yanlış yapmayayım diye yeniden ansiklopedilere (Google’a değil) baktım…
\nBakmaz olsaydım; bir de bu kuşun, yuvasını kullandığı kuşun yavrularını dışarı attığını öğrendim.
\nBilgiler şöyle:
\nSiyaha yakın külrenginde, 30-35 santim boyunda, kısa bacaklı, uzun kanatlı, uzun ve renkli kuyruklu, böceklerle beslenen bir kuş bu.
\nDişi guguk kuşu yuva yapmıyor.
\nYumurtalarını başka küçük kuşların yuvalarına bırakıyor.
\nOnlar da bu yumurtaları kendilerinin zannederek kuluçkaya yatıyor ve yumurtadan çıkanları büyütüyor, çünkü yumurtalarını bırakan dişi guguk kuşu gelip asıl yuva sahibi kuşun yumurtalarından çıkan yavruları dışarı atıyor.
\nSevgili okurlarım, bu bilgileri öğrenince, guguk kuşuna karşı duyduğum, çocukluğumun o muhteşem ve saf hayranlığımın ne hale geldiğini, benliğimde ne biçim sarsıntılar olduğunu tahmin edemezsiniz…
\nÇünkü o simgenin yıkılması, içinde yaşadığım evrenin güvenilirliğini de yok etmişti.
\nZaman zaman o şokun, yaşadığım o travmanın etkilerini hâlâ üzerimden atamadığımı hissediyorum…
\nSanıyorum bugün, önceden söz verdiğim yazıyı da, güncel olayların gerektirdiği “Hukuk” yazısını da yazamamamın nedenlerinden biri, kendi zihnimde yarattığım hayallerle, bu hayalleri paramparça eden acı gerçeklerin ruhumda yarattığı bu travma…
\nBeni bağışlayacağınızı umuyorum!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Colani’nin arabası
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'