Hem İç Hem Dış Eksen Kaydırılıyor-II

27 Ocak 2009 Salı

Geçen haftaki yazım şöyle başlıyordu:

“Atatürk ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti’ni iki eksen üzerine kurdu:

1) Uygarlık olarak Çağdaş uygarlık.

2) Rejim olarak Cumhuriyet-Demokrasi.

Çağdaş uygarlık eksenine oturmak için, dinci uygarlığın terk edilmesi gerekiyordu.

Cumhuriyet-Demokrasi eksenine oturmak için de teokratik monarşi, faşizm ve komünizm reddedildi.

Ama ne yazık ki toplumda her iki eksenin de kurumları ve birikimleri yoktu…”

***

Gerek Çağdaş Uygarlık gerekse Cumhuriyet-Demokrasi eksenleri yavaş yavaş yıpratıldı ve kaydırıldı.

Çok Partili Düzen’de önce dinci siyaset egemen kılındı.

Sonra bu siyasete dayalı eğitim sistemi kuruldu.

Daha sonra da bürokrasi, sermaye, medya ve yargı dönüştürülmeye başlandı.

***

Tabii bu sırada dünya da eski yerinde durmuyordu.

Hem Çağdaş Uygarlık, hem de Cumhuriyet-Demokrasi eksenlerinde yeni gelişmeler oldu:

Japonya’yı yanına katan ve Çin’i de etkilemeye başlayan Batı Uygarlığı, Sovyetler’in çöküşünden sonra Çağdaş Uygarlığın tek temsilcisi haline gelmişti.

Türkiye’nin yeri artık bu oluşumlar sırasında ortaya çıkan Avrupa Birliği olarak görülüyordu.

Cumhuriyet-Demokrasi ekseni ise dünyada ikili bir gelişim gösterdi:

Bir yandan İnsan Hakları, Temel Hak ve Özgürlükler ile taçlandı…

Öbür yandan dincilik ile sakatlandı…

İlginç olan nokta Batı’nın lideri olan ABD’nin çelişkisiydi:

Batı’da gelişen İnsan Hakları’nın, Temel Hak ve Özgürlüklerinin temeli “Laiklik” iken, İslam Dünyası için “Dincilik” demokrasi adına savunuluyordu.

Halkı Müslüman ama rejimi laik olan Türkiye, demokratik yapısı alet edilerek dinci bir düzene kaydırılmaya başlandı.

Çünkü artık Soğuk Savaş bitmiş, Batı’nın Sovyetler Birliği’ne karşı Türkiye’ye gereksinmesi kalmamıştı.

Batı uygarlığı artık Türkiye’yi, içinde bulunduğu Çağdaş Uygarlığın temsilcisi olan Avrupa Birliği’nin bir parçası olarak görmekten vazgeçmeye başladı.

***

Bu arada Çok Partili Düzen sırasındaki dinci birikimlerin sonunda Orta Sağ’ın şemsiyesinden kurtulup, onu da içine alan dinci sağ Türkiye’de, dış dünyanın da desteğiyle iktidara geldi.

Yedi yıllık AKP iktidarında hem iç hem dış eksendeki kaymalar büyük bir ivme kazandı:

Türkiye içerde hızla, dilinden giyim kuşamına, kültürel değerlerinden toplumsal, siyasal ve ekonomik örgütlenmesine kadar Araplaştırılırken, dışarıda da Batı blokundan Ortadoğu’ya savruldu.

Üstelik bu savruluş sırasında Ortadoğu’nun en dinci, en uzlaşmaz, şiddeti bir siyaset olarak be-nimseyen kesimlerine yaklaştı.

Örneğin, son Ortadoğu savaşında Filistin Kurtuluş Örgütü yerine Batı Dünyasının “terörist” olarak nitelediği Hamas grubu ile ittifak etti.

***

İç ve dış dinamik, içteki ve dıştaki savruluş sürecinde buluşmuş görünüyor.

Türkiye kuruluş felsefesinden uzaklaşıyor.

Bugünkü bunalımı yaratan bu uzaklaşma sürecidir.

[email protected]; www.kongar.org



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları