İçeride ve Soma davasında neler oluyor?

16 Mayıs 2021 Pazar

Sevgili okurlarım, son günlerde sosyal medyaya yansıyan sorunların başında cezaevlerindeki mahkûm ve tutukluların sağlık durumları ve anneleriyle birlikte kalan çocuklar geliyor. 

Ayrıca yeni bir adalet ve infaz sorunu olarak, içeride yatması gereken süre dolduğu halde, çeşitli nedenlerle tahliye edilmeyenlerin durumu da gündeme getiriliyor. 

Elbette dosyalara hâkim olmadığım için bunların ne kadar haklı olduğunu bilmiyorum ama sosyal medyaya yansıyan çok sayıda yakınma olduğu için Adalet Bakanlığı’nın tatmin edici bir açıklama yapması gerektiğini düşünüyorum.

Bu arada Emekli Amirallere yapılan haksızlık ve hukuksuzlukları unutmayalım...

Tabii başta Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala olmak kaydıyla haksız ve hukuksuz olarak mahpusluk durumları devam edenleri de anımsatmak gerekiyor.

***

Manisa Soma’da 14 Mayıs 2014’te meydana gelen maden faciasında 301 işçi hayatını kaybetmiş, karar 4 yıl sonra 2018’de açıklanabilmişti.

Karar, “Basit taksir” ve “Bilinçli taksir” suçlarına göre verilmişti.

Bu karar, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nde temyiz edildi. 

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 30 Eylül 2020’de mahkeme kararını bozdu ve sanıkların “taksir” suçu yerine “olası kasıtla öldürme” ve “olası kasıtla yaralama” suçlarından daha ağır cezalara çarptırılmalarına karar verdi.

Yargıtay Başsavcısı bu karara itiraz etti.

***

Bu süreçte, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin üç üyesi değişti.

Beş kişilik heyette üç üyenin değişmesi sonunda, karar da değiştirildi:

Yeni heyet, 20 Ocak’ta 2’ye karşı 3 oyla, dairenin daha önce verdiği kararı bozdu...

Daire, sanıkların daha yüksek ceza almalarına neden olacak “olası kasıtla her işçi için ayrı ayrı ölüme sebebiyet verme suçundan cezalandırma” yönünde olan daha önceki kararını kaldırdı. “Bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan ceza verilmesini istedi.

Tutuklu sanıkların 5 Şubat’ta tahliyesine karar verildi.

***

4 sanık Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olmak”tan 13 Nisan’da yeniden hâkim karşısına çıktı.

Savcı, mütalaasında Can Gürkan, Efkan Kurt ve Adem Ormanoğlu’nun bilinçli taksirle çok sayıda kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmalarını, Haluk Evinç’in ise beraatını istedi.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutuklanma ve duruşma salonuna getirilmeleri taleplerinin reddine karar verdikten sonra taraf avukatlarının mütalaa için süre taleplerinin kabulüne ve yeni tanıkların dinlenmesine hükmederek duruşmayı 24 Mayıs’a erteledi. 

***

“ADALET YA VARDIR YA YOKTUR.”

Mağdurların avukatı Can Atalay kararın arkasından şöyle konuştu:

“Adalet ya vardır ya yoktur.

‘Adalet zengin için varsa adalettir, zengin olmayan maden işçisinin karısı, babası, oğlu olan ne yaparsa yapsın’ diyerek bu işten çıkılamaz. Eylülde Yargıtay, 5 yargıç ile bir karar verdi. Bunların 301 kere insan öldürmeden ceza alması gerekir, dedi.

Yargıtay’ın bu kararı ardından Yargıtay Başsavcısı ekimde, kasımda, aralıkta itiraz etmedi. 3.5 ay bekledi. Yargıtay’ın 5 üyesinden 3’ünün değiştirilmesini bekledi.

O 3 üye, milyonlarca sayfa belgeyi ve sadece Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6094 sayfalık gerekçesini 5 günde okuduklarını söyleyerek o kararı kaldırdı...”

***

“SENARYOYU YAZANLAR HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAYACAK.”

Manisa Baro Başkanı Ali Arslan da şöyle dedi:

“Bu senaryoyu yazanlar, ‘Biz yazmaya devam edeceğiz’ diyenler işin sonunda hayal kırıklığına uğrayacak.

Bu katliamın meydana gelmesine sebep olanlar gerekli cezayı alacaklar diye umut etmeye devam ediyoruz. Yargıdan umudumuzu kesmiyoruz.”

Soma katliamında madenci babasını kaybeden Berkant Köse, şöyle konuştu:

“Onlar, ‘Biz bu dosyayı kapatıp tarihin tozlu sayfasına gömeceğiz’ sanıyorlar. Bunun böyle gitmeyeceğini biz onlara göstereceğiz. Böyle giderse bile bu otorite değiştiği zaman, biz onları bu mahkemede, bu salonda tekrar yargılayacağız.”

Soma katliamında eşini kaybeden Gülfidan Köse ise şunları söyledi:

“7 yıldır adalet peşindeyiz.

Bize burada hakaret ettiler.

Hâkimimizi değiştirdiler.

Savcıyı değiştirdiler.

Ama yılmadık. Bundan sonra da yılmayacağız. 

Davamızın arkasındayız.”

***

Sevgili okurlarım, bu davada beni üzen nokta, Yargıtay’ın da artık bu tür “müdahalelerde” adının geçmeye başlamış olmasıdır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları