Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İki Tarafı Keskin Bıçak
\n\n\n
Küreselleşme mikro milliyetçiliği ve mikro dinciliği destekledi…
\nÜstelik de ulusal devlet yapılarına karşı, bu tür devlet yapılarını güçsüzleştirme pahasına destekledi.
\nHuntington’un temellerini attığı “Uygarlıklar Savaşı” önce din ve mezhep üzerinden, sonra da ırk ve milliyet üzerinden ulusal devlet yapılarını zora soktu…
\nAma markalar üzerinden, kapitalist piyasa ekonomisinde tüm insanlığı bütünleştirmeye yöneldi.
\nBöylece, uluslararası sermayenin ve dolayısıyla ABD’nin dünyayı yönetmesinin kolaylaşacağı umut ediliyordu.
\nHuntington hızını alamadı ve dünyayı çözümlemesine ve biçimlendirmesine koşut olarak ABD’yi uyarmak için de “Biz Kimiz” diye bir kitap daha yayımladı.
\nBöylece “Küresel Dönem” ve “Yeni Dünya Düzeni” çerçevesinde ABD’nin ne yapması gerektiğine ilişkin ipuçlarını da ortaya koydu.
\nBu kuram, “Küresel Dönem”in birinci aşamasının son bulduğu 2001 yılında iflas etti:
\nABD’ye El Kaide tarafından yapılan saldırı, Huntington’un (İslam uygarlığı karşıtlığı) kuramının hem doğruluğunu hem de diyalektik olarak sona erdiğini simgeledi.
\n2001’de İkiz Kuleler saldırısından sonra, Küreselleşme’nin “olumlu ütopya” dönemi bitti, ikinci aşaması başladı:
\nABD “Önleyici Üstünlük” kuramına göre dünyanın her yerine askeri müdahalelerde bulunmaya başladı…
\nAfganistan, Irak ve Libya savaşları gündeme düştü.
\nFakat bu arada Küresel Dönem’in başlangıcını ilan eden Francis Fukuyama ulusal devletlere karşı başlatılan kampanyanın yanlışlığını fark etti ve “Devlet İnşası” kitabıyla ulusal devletlerin güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
\nÇünkü ulusal devletler olmadan, Küresel Dönem’in uluslararası güçleri 1) Terörle, 2) İnsan ve uyuşturucu ticaretiyle, 3) Yoksullukla mücadele etmeye uygun değildi.
\n***
\nKüreselleşmenin ilk aşamasında mikro milliyetçilik ve mikro dincilik, ulusal devletler içinde farklı kültürlere (dine, mezhebe, ırka, dile) sahip olanların siyasal özerklik isteklerini tüm dünyada öne çıkardı.
\nÇünkü zaten soğuk savaş döneminde ABD ve Batı, federatif yapıya sahip Sovyetler’i çökertmek için milliyetçilik ve dincilik alanlarına çok yatırım yapmıştı.
\nBunların ulusal devletler düzeyine, mikro aşamaya taşınması çok kolaydı.
\nFakat işler beklendiği gibi gelişmedi.
\nMikro milliyetçi ve mikro dinci akımlar, Batı’da önce İslam üzerinden özel hukuk isteklerine kadar uzandı ve bunun diyalektiği, “yabancı düşmanlığı” ve daha da spesifik olarak “İslam düşmanlığı” biçiminde ortaya çıktı.
\nAvrupa’da ırkçı ve ayrımcı, aşırı milliyetçi partiler yükselişe geçti.
\nİslam düşmanlığı yaygınlaştı. (Breivik’in yaptığı katliam bu oluşumun sonuçlarından sadece biriydi.)
\nKüresel Dönem’in veya Yeni Dünya Düzeni’nin “demokrasi”, “insan hakları”, “temel hak ve özgürlükler”, “farklılıkları kabul etmek ve bir arada yaşamak” ilkeleri büyük ölçüde zedelenmeye başlandı.
\n***
\nBu arada Türkiye ABD, AB, AKP ve Gülen Cemaati ittifakıyla laik ulusal devletten “Ilımlı İslam (federatif?) Devleti”ne doğru yol almaya başladı.
\nBöylece ABD ve AB açısından Türkiye’nin İslam Âlemi için “Demokratik bir model” olması ve böylelikle İslamın terörde kullanılmasının önünde ideolojik bir seçenek oluşturması, AKP ve Cemaat açısından da, milliyetçi-ırkçı çizgide gelişen ayrılıkçı teröre karşı din ekseninde bir çözüm bulunması umut ediliyordu.
\nNe var ki, Küresel Dönem’in egemen ideolojisi olan demokrasi ve insan haklarına koşut olarak, ABD’nin ve Batı’nın desteğiyle başlayan ve mikro milliyetçi, mikro dinci akımlarla (hatta aşiret farklılıklarıyla) beslenen “Arap Baharı” ayaklanmaları, süreci bambaşka bir yöne çekti.
\nÇünkü mikro milliyetçilik ve mikro dincilik sadece “efendiler” tarafından denetlenen değil, “çift taraflı kesen bir bıçak” niteliğinde, döndü, kendisini üreten Küresel Dönem’e ve Yeni Dünya Düzeni çerçevesinde yeniden itibar kazanan ulusal devletlere karşı bir tehdit oluşturmaya başladı.
\nBu arada gittikçe, sözde “muhafazakârlaşan” ama aslında “Ilımlı İslam”a kayan Türkiye, hem AB dışında kaldı, hem ABD’nin isteklerini (kendi politikalarıyla ters düşmeden) karşılayamaz duruma düştü, hem de içerde demokratik hak ve özgürlükleri ihlal eden otoriter bir yapıya yöneldi.
\nBu karmaşık ve karmakarışık oluşumları (yeniden ortaya çıkan dünya ekonomik krizini saymıyorum bile) AKP’nin ve onun liderinin, tek başına, yönetebileceğini hiç sanmıyorum!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması