Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İki Tarafı Keskin Bıçak

09 Ağustos 2011 Salı
\n

\n\n\n

Küreselleşme mikro milliyetçiliği ve mikro dinciliği destekledi

\n

Üstelik de ulusal devlet yapılarına karşı, bu tür devlet yapılarını güçsüzleştirme pahasına destekledi.

\n

Huntingtonun temellerini attığı Uygarlıklar Savaşıönce din ve mezhep üzerinden, sonra da ırk ve milliyet üzerinden ulusal devlet yapılarını zora soktu

\n

Ama markalar üzerinden, kapitalist piyasa ekonomisinde tüm insanlığı bütünleştirmeye yöneldi.

\n

Böylece, uluslararası sermayenin ve dolayısıyla ABDnin dünyayı yönetmesinin kolaylaşacağı umut ediliyordu.

\n

Huntington hızını alamadı ve dünyayı çözümlemesine ve biçimlendirmesine koşut olarak ABDyi uyarmak için de Biz Kimiz diye bir kitap daha yayımladı.

\n

Böylece Küresel Dönemve Yeni Dünya Düzeniçerçevesinde ABDnin ne yapması gerektiğine ilişkin ipuçlarını da ortaya koydu.

\n

Bu kuram,Küresel Dönemin birinci aşamasının son bulduğu 2001 yılında iflas etti:

\n

ABDye El Kaide tarafından yapılan saldırı, Huntingtonun (İslam uygarlığı karşıtlığı) kuramının hem doğruluğunu hem de diyalektik olarak sona erdiğini simgeledi.

\n

2001’de İkiz Kuleler saldırısından sonra, Küreselleşmeninolumlu ütopyadönemi bitti, ikinci aşaması başladı:

\n

ABD Önleyici Üstünlükkuramına göre dünyanın her yerine askeri müdahalelerde bulunmaya başladı

\n

Afganistan, Irak ve Libya savaşları gündeme düştü.

\n

Fakat bu arada Küresel Dönemin başlangıcını ilan eden Francis Fukuyama ulusal devletlere karşı başlatılan kampanyanın yanlışlığını fark etti ve Devlet İnşasıkitabıyla ulusal devletlerin güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

\n

Çünkü ulusal devletler olmadan, Küresel Dönemin uluslararası güçleri 1) Terörle, 2) İnsan ve uyuşturucu ticaretiyle, 3) Yoksullukla mücadele etmeye uygun değildi.

\n

***

\n

Küreselleşmenin ilk aşamasında mikro milliyetçilik ve mikro dincilik, ulusal devletler içinde farklı kültürlere (dine, mezhebe, ırka, dile) sahip olanların siyasal özerklik isteklerini tüm dünyada öne çıkardı.

\n

Çünkü zaten soğuk savaş döneminde ABD ve Batı, federatif yapıya sahip Sovyetleri çökertmek için milliyetçilik ve dincilik alanlarına çok yatırım yapmıştı.

\n

Bunların ulusal devletler düzeyine, mikro aşamaya taşınması çok kolaydı.

\n

Fakat işler beklendiği gibi gelişmedi.

\n

Mikro milliyetçi ve mikro dinci akımlar, Batıda önce İslam üzerinden özel hukuk isteklerine kadar uzandı ve bunun diyalektiği, yabancı düşmanlığıve daha da spesifik olarak İslam düşmanlığıbiçiminde ortaya çıktı.

\n

Avrupada ırkçı ve ayrımcı, aşırı milliyetçi partiler yükselişe geçti.

\n

İslam düşmanlığı yaygınlaştı. (Breivikin yaptığı katliam bu oluşumun sonuçlarından sadece biriydi.)

\n

Küresel Dönemin veya Yeni Dünya Düzeninin demokrasi”, “insan hakları”, “temel hak ve özgürlükler”, “farklılıkları kabul etmek ve bir arada yaşamakilkeleri büyük ölçüde zedelenmeye başlandı.

\n

***

\n

Bu arada Türkiye ABD, AB, AKP ve Gülen Cemaati ittifakıyla laik ulusal devlettenIlımlı İslam (federatif?) Devletine doğru yol almaya başladı.

\n

Böylece ABD ve AB açısından Türkiyenin İslam Âlemi için Demokratik bir modelolması ve böylelikle İslamın terörde kullanılmasının önünde ideolojik bir seçenek oluşturması, AKP ve Cemaat açısından da, milliyetçi-ırkçı çizgide gelişen ayrılıkçı teröre karşı din ekseninde bir çözüm bulunması umut ediliyordu.

\n

Ne var ki, Küresel Dönemin egemen ideolojisi olan demokrasi ve insan haklarına koşut olarak, ABDnin ve Batının desteğiyle başlayan ve mikro milliyetçi, mikro dinci akımlarla (hatta aşiret farklılıklarıyla) beslenen Arap Baharıayaklanmaları, süreci bambaşka bir yöne çekti.

\n

Çünkü mikro milliyetçilik ve mikro dincilik sadece efendilertarafından denetlenen değil, çift taraflı kesen bir bıçakniteliğinde, döndü, kendisini üreten Küresel Döneme ve Yeni Dünya Düzeni çerçevesinde yeniden itibar kazanan ulusal devletlere karşı bir tehdit oluşturmaya başladı.

\n

Bu arada gittikçe, sözde muhafazakârlaşanama aslında Ilımlı İslama kayan Türkiye, hem AB dışında kaldı, hem ABDnin isteklerini (kendi politikalarıyla ters düşmeden) karşılayamaz duruma düştü, hem de içerde demokratik hak ve özgürlükleri ihlal eden otoriter bir yapıya yöneldi.

\n

Bu karmaşık ve karmakarışık oluşumları (yeniden ortaya çıkan dünya ekonomik krizini saymıyorum bile) AKPnin ve onun liderinin, tek başına, yönetebileceğini hiç sanmıyorum!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları