Kaftancıoğlu operasyonu-1 Neden ters tepti?

15 Mayıs 2022 Pazar

Yargıtay, Kaftancıoğlu’na “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” iddiasından verilen 1 yıl 6 ay 20 gün ve “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak” iddiasından verilen 1 yıl 8 ay hapis cezalarını onadı...

“Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasından verilen 2 yıl 4 ay hapis cezasını 1 yıl 9 ay olarak düzelterek onadı.

“PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak” iddiasından verilen 1 yıl 6 ay hapis ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” iddiasından verilen 2 yıl 8 hapis cezalarını ise bozdu.

Ayrıca bir de çok tartışmalı olan, siyaset yasağı getirdi.

Kararların, bazıları iktidarı da tehdit eden hukuksal sonuçları ayrı bir yazı konusu; bu yazıda sadece siyasal çözümleme yapmaya çalışacağım.

***

İktidar zayıfladıkça hata üstüne hata yapıyor...

Halkın kendisinden yüz çevirmesine yol açan yanlışlarını derinleştirerek ve yaygınlaştırarak seçmenle zıtlaşıyor.

Böylece, geçim sıkıntısı içinde bunalan halktan iyice koparak, eskiden “Milli Görüş” denilen ama artık onlar tarafından bile reddedilen, tek kişilik liderliğine doğru küçülüyor.

1) Bu küçülmeyi önlemek için milli gelirden yandaş oligarşiye kaynak aktaran hortumları artırıyor, hızlandırıyor, daha çok dikkat ve tepki çekiyor.

2) Halkın dini duygularını istismar ederek eylem ve söylem olarak gittikçe şeriat devletine kayıyor, ama dindarların da güvenini kaybettiği için bu stratejisi de seçmeni ancak kızdırıyor.

3) Haksızlıkların ve geçim sıkıntısının yol açtığı tepkileri önlemek için baskıyı daha da artırıyor, demokratik tepki daha da şiddetleniyor.

4) Bütün bu panik havası içinde sürekli eylem ve söylem değiştirdiği için, bütün “taraftarlarını” da açığa düşürüyor ve yandaş medyanın etkilerini sıfırlıyor.

5) Bir yandan, emrine aldığı yargı unsurları ile toplum ve muhalefet üzerindeki baskıyı FETÖ/PDY ve PKK gerekçeleriyle artırmak istiyor; ama öte yandan bu eski müttefiklerine ve oylarına talip olduğu kesimlere göz de kırparak, eylem ve söylemlerinde müthiş bir siyasal çelişki yaşıyor ve tamamen güvenilmez oluyor.

6) Gerek rejimi değiştirmek gerekse toplumu susturmak için yargı erkini sopa olarak kullandığı için, hem içerde hem de dışarda, haksız ve hukuksuz yargı kararlarına karşı büyük bir birikim yaratmış görünüyor.

Sonuç olarak sanki bir nevi “Gezi Direnişi Etkisi” ortaya çıkmış gibi bir olayla karşı karşıyayız:

Canan Kaftancıoğlu’na yargı aracılığıyla yapılan operasyon, yukarıda saydığım bütün bu nedenlerden dolayı oluşan demokratik tepkileri birleştirdi ve istenenin tam tersi sonuçlar doğurdu.

Hatırlanırsa, küçük bir yeşili koruma hareketi olarak başlayan Gezi Parkı Direnişi de yapılan orantısız şiddet dolayısıyla ülke çapında demokratik bir tepkiye dönüşmüştü.

Şimdi Kaftancıoğlu odağında, CHP’ye, yargı eliyle yapılan bu operasyon, ancak kırıntıları kalmış olan “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni korumak isteyenlerin Demokratik tepkilerini tahrik etme açısından “Bardağı taşıran damla” olmuştur.

Bu “damlanın” arkasında, 5 temel neden var:

Birinci temel neden, hortumlama siyasetiyle oluşturulan enflasyon, yani halkın yoksullaşması ve geçim derdidir.

İkinci temel neden, baskıların artık dayanılmaz hale gelmiş olmasıdır.

Üçüncü temel neden, çok sık zikzaklar nedeniyle iktidara duyulan bütün güvenin kaybolmuş olmasıdır.

Dördüncü temel neden, Kılıçdaroğlu’nun çok ince bir strateji ile kurduğu altılı masanın ve buna dışardan verilen Demokratik desteğin siyasal ağırlığıdır.

Beşinci temel neden, bu operasyonun önümüzdeki seçimlerin güvenliğini sarsacak nitelikte görülmesidir.

Nitekim, Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın kapısına gidişi, bu son nedene yani seçim güvenliğine ilişkin tehdide işaret eden bir eylemdir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları