Kavala davası uluslararası sorun oldu - 3

28 Ekim 2021 Perşembe

10 büyükelçinin, AİHM’nin kararına uyulmasını ve Kavala’nın serbest bırakılmasını önerdikleri ortak bildirisi üzerine Erdoğan’ın kendisi hakkında yaptığı açıklamalardaki suçlamalarından sonra, Osman Kavala artık duruşmalara katılmayacağını ve savunma yapmayacağını belirtti:

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika ziyareti dönüşü benimle ilgili kullanmış olduğu ‘Soros artığı’ gibi ifadeler son derece esef vericidir ve Cumhurbaşkanlığı makamının ciddiyetine uygun düşmemiştir.

Ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının şeffaf biçimde desteklenmesi amacıyla yasalara uygun biçimde kurulmuş ve faaliyet göstermiş olan Açık Toplum Vakfı’nın yönetim kurulunda, diğer yönetim kurulu üyeleri gibi görev yaptım. Hiçbir dönemde başkanlığını üstlenmedim, Açık Toplum Vakfı’nı ya da George Soros’u temsil eder nitelikte bir yetkim, statüm olmadı.

George Soros’un Türkiye ziyaretlerinde vakıf yönetim kurulu üyeleriyle benim de katıldığım görüşmeler, vakfın çalışmaları ile ilgili sivil toplum faaliyetleri kapsamında gerçekleşti.

Bildiğim kadarıyla Sayın Erdoğan, George Soros ile bu vakfın kuruluşundan önceki bir tarihte tanışmış ve Soros’un en son Kasım 2015’te Türkiye’ye yaptığı ziyaret sonrasına kadar, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mensup siyasetçiler ve Cumhurbaşkanı’nın danışmanları ile Soros’un diyaloğu devam etmiş. Ben bu görüşmelere dahil olmadım, içerikleri hakkında da bilgi sahibi değilim.

Bana yöneltilen suçlamalar herhangi bir delile dayanmıyor olmasına rağmen dört yıldır tutukluyum. Cumhurbaşkanı’nın hüküm giymemiş ve yargılaması devam etmekte olan bir kişiye yönelik aşağılayıcı ve lekeleyici ifadeleri, insan haysiyetine saldırı niteliğindedir. Bunlar suçlu olduğum algısı yaratan ve yargıyı doğrudan etkileyen mesajlardır.

Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum.

Hukuk devletini savunan bir yurttaş olarak, yargının maruz kaldığı bu durumu meşrulaştırıcı bir edimde bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum.”

***

Bu olaylardan sonra Erdoğan, Türkiye’nin içişlerine karışmakla suçladığı 10 büyükelçinin “İstenmeyen kişi” (Persona non grata) ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı’na talimat verdiğini belirtti:

Gerekli talimatı Dışişleri Bakanıma verdim. Bu 10 tane büyükelçinin istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz dedim. Bunlar Türkiye’yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler.

Ama Dışişleri Bakanlığı, bu on ülke ile diplomatik ilişkilerin askıya alınmasına yol açacak olan “Persona non garata” konusunda bir karar almadı.

Buna karşılık bu on büyükelçinin ülkelerinden bazıları yapılan açıklamanın arkasında durduklarını belirttiler.

***

Anlaşılan sonunda Erdoğan’ın Türkiye’yi dünyadan tümüyle kopartacak olan ve bu nedenle uygulanması hiç de olanaklı olmayan “talimatını” düzeltmek için dışişleri bürokrasisi devreye girdi ve İngilizcesi ile Türkçesi arasında “nüans” (küçük bir fark) olan bir metin hazırlandı.

Metnin İngilizcesi, Büyükelçilerin Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine “uymaya devam ettiğini” belirtiyordu; bu anlamda ilk açıklamanın da Viyana Sözleşmesi’ne uygun olduğuna atıf yapılıyordu.

Buna karşılık Türkçe metin ise Büyükelçiler 41. maddeye “uymayı teyit eder” diyerek sanki Erdoğan’ın uyarısından sonra ilk açıklamadaki yaklaşımdan farklı bir durum varmış izlenimi verilmesine olanak sağlıyordu.

Öyle anlaşılıyor ki büyükelçiler, ilk açıklamanın da bu maddeye uygun olduğunu ve bu “uygunluğun devam ettirildiğini” o açıklamadaki şu ifadeye dayalı olarak ileri sürüyorlardı:

Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız.”

***

Tarihe belge olsun diye, bu yeni açıklamanın Türkçe ve İngilizce metinlerini de aşağıda alıntıladım:

Türçe metin: “ABD, 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı soruların yöneltilmesi vesilesiyle, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder.”

İngilizce metin: “In response to questions regarding the Statement of October 18, the United States notes that it maintanis compliance with Article 41 of the Vienna Convention on Diplomatic Relations.”

***

Bu açıklamadan sonra, Anadolu Ajansı, “Cumhurbaşkanlığı kaynakları, ABD ve diğer büyükelçiliklerin açıklamalarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından olumlu karşılandığını bildirdi” biçiminde bir haber geçti.

Yandaş medya zafer naraları atarak, büyükelçilerin gerilediğini ilan etti. Buna karşılık, uzmanlar, yabancı madyanın ünlü gazeteleri, muhalif partilerin sözcüleri, Erdoğan’ın gerilediğini belirttiler.

En son gelişme olarak Erdoğan, “Biz bildiğimizi okuruz. Konsey bildiğini mi okur, okusun. Onlar ne okuyor, dinleriz, görürüz. AİHM’ninkini de Konsey’inkini de dinleriz. Dinledikten sonra da biz üzerimize düşeni yaparız. Gereği neyse bunu yapacağız” dedi.

***

Olayın devamını hep birlikte izleyeceğiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları