Hangi zengin hayal gücü, 1620 yılında Amerika’ya giden ilk maceraperestleri taşıyan Mayflower gemisi ile bir Uzay Evi’ni aynı mekânda, bir Masal Şatosu’yla buluşturur?

Hangi projeci kafa bu hayali, muhteşem bir park yapısı içinde gerçekleştirebilir?

***

Önce hayal edeceksiniz…

Sonra bu hayalinizi uygulamaya aktaracaksınız…

Üstelik de bunu Türkiye gibi henüz azgelişmişliğin boyunduruğunu kırmaya çalışan, iktidardan destekten çok köstek gören bir muhalif belediyede gerçekleştireceksiniz!

Ben bu mucizeyi Eskişehir’de bizzat yaşayarak gördüm.

Prof. Yılmaz Büyükerşen, Anadolu’nun bağrında geliştirdiği Anadolu Üniversitesi rektörlüğü zamanında zaten çok büyük, çok önemli projelere imza atmıştı.

Şimdi aynı başarıyı, Eskişehir’de, yepyeni, çağdaş, uygar bir kent yaratarak devam ettiriyor!

***

Bilim Kültür ve Sanat Parkı, Büyükerşen’in Eskişehir’e kazandırdığı muhteşem eserlerin içinde yer alan parklardan ve yeşil alanlardan sadece biri.

İçinde, su sporlarının yapıldığı göletler, oyun ve spor alanları, parkı dolaşan bir tren, Japon bahçesi, şelale, Nuh’un gemisi ve bir ailenin çocuklarıyla birlikte bütün bir günü mutlu bir biçimde geçirmesi için her türlü hizmet var.

Parkın içinde bir Masal Şatosu, Mayflower’in Londra’dan getirtilen planlarına uygun olarak inşa edilmiş bir korsan gemisi ve birbirine yapışık iki bina halinde Sabancı Uzay Evi ile Bilim ve Deney Merkezi var.

Parlak mavi renkleriyle daha uzaklardan insanın gözünü alan Masal Şatosu’nun kuleleri, Türkiye’nin önemli minare ve kulelerini temsil ediyor…

İçine giren çocuklar masallar dinliyor.

Karşısındaki gölette iskeleye yanaşmış Mayflower…

Yeni evli gelinler, beyazlar içinde, eşleriyle gelip geminin dümeninde resim çektiriyor; bizzat tanık oldum!

Geminin ambarı ayrıca bir müze olarak düzenlenmiş.

Biraz ilerde birbirine bitişik Sabancı Uzay Evi ile Bilim ve Deney Merkezi.

Büyükşehir Belediyesi Sabancı Uzay Evi en son teknolojiyle donatılmış…

Sadece çocuklar için değil, büyükler için de görülmeye değer, ilginç, eğlenceli ve yararlı bir tesis.

Böyle bir tesise destek olduğu için Güler Sabancı’yı kutluyorum.

Uzay Evi’ne bitişik olan Bilim ve Deney Merkezi, hem canlı hem de zevkli bir yaşam okulu…

Hareket eden dinozorlardan, astronotların tabi tutulduğu testlere, göz yanılmasından, yerçekiminin etkilerine kadar sayısız zevkli deney var ve hepsi ziyaretçiler tarafından kullanılıyor.

Belki inanması zor ama bütün araç ve gereçler Eskişehir’de, Yılmaz Büyükerşen’in kurduğu atölyelerde yerli olarak imal edilmiş.

***

Bu mucize adam hangi eğitimle, nasıl yetişti…

Bu mucize kent hangi rejimde nasıl kuruldu?

Elbette Cumhuriyet Türkiyesi sayesinde!

Cumhuriyet Türkiyesi’nin öyküsündeki dönüm noktalarından biri Lozan’dır elbette.

Bugün 20 Kasım; 1922’nin 20 Kasım’ında Ankara’da Pembe Köşk’te Lozan’la ilgili ilk toplantı yapılmış.

İnönü Vakfı, Bilâl Şimşir’in son Lozan kitabının da tanıtılacağı bir toplantıyla anıyor bugünü.

\n