Nüfusun yarısının “Hain” diye damgalanmasının ve seçim sonuçlarının, pek çok kişiyi depresyona soktuğunu yazmam üzerine, demokrasi mücadelesini sürdürmekte kararlı olan okurlarımdan birçok mektup aldım.
Öyle anlaşılıyor ki, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak özümlemiş olan mücadeleci okurlarım, ailelerinden başlayarak yakın çevrelerini de etkiliyorlar.
Aşağıda paylaştığım mektup böyle bir babadan geliyor.

***

Hocam; gerçek irdelemelere dayanan umutlar olmazsa, mücadele de olmaz, yaşam sevinci de...
Bunun bilincinde olma çabası içerisindeyiz...
Anadolu topraklarına ve halkımıza olan umudumuzu hiçbir zaman yitirmedik...
Seçim sonuçlarıyla morali bozulan çocuklarımıza da dün akşam ve bugün, tarihsel süreç içerisinde ve bugünkü konjonktürel sonuç üzerine yorumlar yaptık...
Onlara, sizin 29 Ekim tarihli ‘Depresyona hayır.. Cumhuriyete evet!..’ yazınızın ilk paragrafını tekrar okudum..
Çocukların moralleri tekrar düzeldi... (Kızım ATO’da yurtdışı oyların sandık müşahidi olarak görev yapmıştı).
Kızımın konuşmamızdan sonra yazıp, evde bana bıraktığı notu (izninizle) sizinle paylaşıyorum:
Dayan kitap ile
Dayan iş ile
Tırnak ile diş ile
Umut ile sevda ile düş ile..
(Seviyorum seni canım babam... Umut dolu yarınlara...)
İşte böyle sevgili Hocam.. Böyle çocuklarımız, gençler varsa, umutsuzluk da lügatimizde olmamalı!
Diğer taraftan, seçim sonucunu, AKP lehine pek çok olgunun üst üste gelmesinin yarattığı bir konjonktürel durum olarak görmekteyim...
İktidarın oyunu arttırıcı konjonktürde:
Terör ortamı; muhalefetin Meclis başkanlığı seçimi de dahil, beceriksizlikleri; ekonomik durgunluğun halkın önemli bir bölümünde korku/endişe oluşturması; TRT dahil, çanak medyasının malum durumu; MHP’nin “hayır”cı yaklaşımı; HDP’nin PKK terörünü açıkça kınamaması vb; gibi faktörler rol oynamıştır.
Yani AKP’nin, yoğun halk kitlelerinin köklü, içten desteğini alması gibi bir durum söz konusu değil...
Yaşam; sömürü çelişkileri, yağma düzeni ve bunun sonucu olan ekonomik çıkmazlarla çok boyutlu olarak devam etmektedir...
Toplumumuzun uyuyan kesimi, (sizin gibi bilge yol göstericilerimizin de katkılarıyla) çelişkileri fark edip bir gün ayıkacaktır...
AKP içerisindeki çelişkilerin de zaman içerisinde ortaya çıkması kaçınılmazdır...
Muhalefet de umarım, başta Cumhuriyeti kuran, Demokrasiyi getiren CHP olmak üzere, parti içi demokrasiyi de uygulayarak halka inmenin, halkla bütünleşmenin yollarını bulabilir...
Köşenizde yazdığınız gibi; Demokrasi uzun soluklu bir mücadeledir...

***

Gördüğünüz gibi sevgili okurlarım: Herkes depresyonda değil...
İyimserliğini ve mücadele gücünü koruyan demokratlar da var, üstelik hiç de azınlıkta değiller!
Not: Bir toplantı dolayısıyla seyahatte olacağımdan yarınki pazar yazımı yazamayacağım. Salıya görüşmek üzere.