Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Muğlak Cumhuriyet!’

04 Ocak 2018 Perşembe

Muğlak: Arapçadan gelen bir sıfat.
“Kapalı, anlaşılması güç, karışık, çapraşık, farklı yönlere çekilebilen” demek.

***

Benim “Linç KHK’si” dediğim 696 sayılı KHK’nin 121’inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/07/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır” denilerek, resmi görevlilerin yanında, sivillere de cezai sorumsuzluk getirildi.
Bu maddeye hukukçular karşı çıktı:
Maddedeki ifadenin, “bütün muhalif eylemlere karşı iktidar yanlısı sivillerin şiddet uygulamasını özendirdiği ve bu nedenle de iç savaşı kışkırttığı” biçiminde eleştiriler yapıldı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Buna kim itiraz ediyorsa, bizim için darbecilerden farkı yoktur, bu kadar açık söylüyorum” demesi, eleştirenlerin kaygılarını artırdı!

***

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu konuda attığı iki tvitte şöyle dedi:
1) “15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne karşı arkasına bakmadan sokağa çıkıp direnen kahraman vatandaşlarımızı koruma amacıyla çıkartıldığını düşündüğüm 696 sayılı KHK’nin yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir.”
2) “İlerde hepimizi üzecek olaylara ve gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğini ümit ediyorum.”
Buna karşılık, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan (Bülent Arınç’ın da Gül’ü desteklemesine atıf yaparak) şöyle dedi:
“Geçmiş cumhurbaşkanımızın da, burada kalkıp maalesef bir muğlaklıktan bahsetmiş olması üzücüdür. Neye dayanarak siz böyle bir muğlaklıktan bahsediyorsunuz? Hangi madde sizi bu muğlaklığa itebiliyor? Bu üzücü olmuştur. Kendileri tarafından yapılan o açıklama, aldığı retweet’lerle süreci çok farklı bir yere doğru işletmiştir.”
Gül buna şöyle bir yanıt verdi:
“Bir kararname yayımlandı. İyi niyetle yapılmış bir kararname. Burada bir açık görüyorum, durumdan vazife çıkartacak bazıları, böyle bir detay var. Bunun önüne geçilmeli diye düşündüm. Bunu oraya buraya çekmenin bir anlamı yok açıkçası. Ben hayatımı devlete millete hizmet ederek geçirmiş eski bir Cumhurbaşkanıyım. Bunun arkasında bir şey aranmasının anlamı olmadığını düşünüyorum.”
Erdoğan, Abdullah Gül’ün tepkisini ve Arınç’ın buna desteğini şöyle değerlendirdi:
“Bizi şaşırtan, bu husumet kervanına bizim dava arkadaşlarımızdan bazılarının katılması. Yazıklar olsun. 16 Nisan’da da bugün bu kampanyaya katılanlar ‘Evet’ demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda, affedersiniz Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz?...”

***

Sevgili okurlarım, görülüyor ki, sadece 696 sayılı KHK değil, Erdoğan, Gül ve Arınç arasındaki ilişkiler de pek “muğlak”!
Bu “muğlaklık”, hiç kuşkusuz, Tek Adam Rejiminden kaynaklanıyor...
Türkiye’deki Cumhuriyet rejiminin de “muğlaklığını” yansıtıyor:
“MUĞLAK CUMHURİYET”E HAYIR...
DİREN DEMOKRATİK CUMHURİYET!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları