Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Parti devleti’ne hayır!
“Parti Devleti” hastalığı:
1) “Milli İrade” kavramının yozlaştırılmasıyla...
2) Demokratik hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasıyla...
3) Demokratik kurumların ve kuralların yozlaştırılmasıyla...
4) Ve bütün bunlarla etkileşim halinde; yani hem sebep hem de sonuç olarak, sandıktan...
Beslenen virüs ve bakterilerden oluşur!
***
“Parti Devleti” hastalığına yol açan virüs ve bakterileri üreten ortam ise şu faktörlerden oluşur:
1) Demokrasiden yararlanacağı için onu yerleştirecek ve destekleyecek olan çağdaş sınıfların, yani sermaye sınıfı ile emekçi sınıfların yeterince gelişmemiş ve güçsüz olması.
2) Liderlerin demokrat değil, demagog olmaları, yani temel hak ve özgürlükleri savunmak yerine halkın duygularını okşayarak onları aldatmaları.
3) Halkın, feodal ilişkiler, aidiyet, inanç, umutsuzluk-umut, demokrasi kültürü eksikliği ve benzeri nedenlerle demagog liderlere destek vermesi.
4) Muhalefet hakkı ve özgürlüğü, ifade hakkı ve özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin yeterince güçlü bir biçimde benimsenmemiş ve kurumlaşmamış olması.
5) Toplumun mevcut değerler sisteminin, çok hızlı değişmeler sonunda erozyona uğramış olması ve bir Anomi durumunun (değersizlik, kuralsızlık durumu) egemenliği.
Görüldüğü gibi, “Parti Devleti” hastalığını üreten ortamın düzeltilmesi ve sağlıklı hale kavuşturulması, uzun dönemli bir sosyo-ekonomik kalkınma, eğitim ve örgütlenme sorunudur.
***
Peki, kısa vadede ne yapılabilir?
İstihbarata ve güvenlik güçlerinin vurucu gücüne dayanan...
Yargı mekanizmasını, yaptığı haksızlık ve hukuksuzlukları örtbas etmek için ve toplumu korkutarak terbiye etmek amacıyla kullanan...
Eşit ve adil koşullar altında yapılmayan bir seçimi iktidarının sözde meşruiyeti için gerekçe yapan...
Demokrasinin bütün yasal ve geleneksel kurum ve kurallarını yozlaştırarak emrine alan...
Sandık sonuçlarını istismar eden...
Bir “Parti Devleti” nasıl önlenir...
Kısacası, “Kaba kuvvet kullanan bir zalim” nasıl durdurulur?
***
Bütün zalimler saldırgandır, korku salmak için çok bağırıp çağırır, sürekli ceza verir...
Ve bütün zalimler hırsızdır, zengindir; korkutarak sindiremediklerini satın alır...
Ama bütün zalimler aynı zamanda korkaktır...
Ve bütün zalimlerin çevresi, korkak ve fırsatçı, ilk işarette gemiyi terk edecek zayıf çıkarcılarla doludur...
Dolayısıyla “Parti Devleti”, aynen lideri gibi, çok güçlü gibi görünen, ama gerçekte içi boş, kof bir kılıftan ibarettir!
Mademki “Parti Devleti” hastalığı toplumu sandıktan çıkan sonuçla enfekte etmiştir, o halde “Acil müdahale” de yine sandıkta olacaktır:
Yani acil tedavi, önce sandığa sahip çıkmakla sağlanabilir; yapısal ortam iyileştirmesi ise sonraki süreçtir!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Colani’nin arabası
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması