Seçimlere iki hafta kala ortalık çok karışık:
Uzun bir süredir ilk kez AKP’nin tek başına iktidar olamama olasılığı gündemde...
Yer yerinden oynuyor!

***

Erdoğan, her zamanki pervasızlığı ile Anayasa’yı ve ettiği yemini çiğneyerek yaptığı seçim propagandası konuşmalarında, çeşitli kurumlara ve siyasal partilere yap-tığı saldırıları kişisel düzeye indirdi, Aydın Doğan’ı şahsen hedef aldı...
Olay iyice çığrından çıktı...
İktidar ile medya arasındaki sürtüşme hiç bu düzeye tırmanmamıştı.
(Belki de “inmemişti” demek daha doğru olacak!) 

***

Havuz medyası ve aşk medyası zaten kraldan çok kralcı:
Hem Erdoğan’a hedef gösteriyor, hem de onun gösterdiği hedeflere amansızca saldırıyor!
HDP örgütlerine bombalı saldırılar yapılıyor:
Kimlerin yaptığı, yaptırdığı belli değil.
Otomotiv sanayiindeki işçiler greve gitti, grev gittikçe yaygınlaşıyor:
Siyasetçiler hemen “Zamanlaması manidar” diye teşhisi koydu!
Adalet mekanizması tam bir kaos içinde:
Yargıçlar ve savcılar tutuklanıyor...
HSYK aleyhine bildiriler yayımlanıyor...
YSK görevini yapmamakla itham ediliyor.
Barış süreci durmuş:
Verilen sözlerden dönülmüş, yeni bir tavır takınılmış!
İçerdeki mağduriyet edebiyatını bitirenler, dışardan, Mısır’dan Mursi’den mağduriyet devşirmeye çalışıyor:
Kefen edebiyatı, ölüm üzerinden siyasal söylemler havada uçuşuyor...
Dönek danışmanlar silah kullanmaktan, canlarını vermekten söz ediyorlar.
Ve sınırlarımızdaki savaş tırmanıyor!

***

Erdoğan şimdiye kadar bütün seçimlerde, hep pervasızca, gerilim stratejisi uyguladı...
Şimdi de aynısını yapıyor...
Ama ülkedeki gerilim hatları artık kopma noktasında...
Gerilim stratejisi bu kez ters tepiyor!

***

Rahmetli annem, bir sorunla karşılaştığım zaman, “dikkatli ol”, “yavaş ol”, “ilerisini düşün” anlamında, “Aman oğlum, teenni ile hareket et” derdi bana...
Bugünlerde en çok Erdoğan’ın ve AKP iktidarının kulak vermesi gereken bir nasihat galiba!