Post kavgaları rejim savunmasını zedelemesin!

02 Şubat 2021 Salı

Günümüz Türkiyesi’nin ana siyasal sorunu Demokratik Rejimin kurulması ve korunmasıdır:

Çünkü yaşadığımız bütün ekonomik, sosyal ve kültürel çıkmazların temelinde, “Şahsım Devleti” anlayışı ve bu anlayışın “dayatmacı” yöntemi yatmaktadır.

Bu nedenle asıl siyasal kavga, Demokratlarla Otokratlar arasındadır.

Güncel siyasal olayların tümüne bu görüş açısıyla bakmak gerekir.

***

“Şahsım Devleti’nde Otokratlar iktidardadır:

Demokratik Rejimi sonlandırmışlar, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dedikleri ucube sistemle “Şahsım Devleti”ni kurmuşlardır.

Şimdi görev, Demokratik Rejimi yeniden inşa etmektir.

Millet İttifakı” adı altında birleşen muhalefet partileri, bu görevin adını da koymuşlardır:

Hedefimiz “Güçlendirilmiş Parlamenter Rejim’i yeniden kurmaktır” diyorlar!

***

İktidar, “Şahsım Devletinde” yanlış ve yetersiz politikaları, kibirli ve tepeden bakan otokratik bir yöntemle uyguladığı için...

Her alanda duvara toslamış...

Ve bu başarısızlığının yol açtığı oy ve taban kaybının paniğiyle:

Bir yandan (elindeki medya ve yargı aracılığıyla) yaşanan olumsuz gerçekleri bastırmaya ve saptırmaya çalışırken...

Öte yandan haksız saldırı ve siyasal pazarlıklarla muhalefet içindeki çekişmeleri köpürtmeye ve post kavgaları yaratmaya soyunmuştur.

***

Millet İttifakı”ndaki partilerin ve HDP’nin içindeki değişme ve gelişmelere, “Demokrasi-Otokrasi” mücadelesi açısından bakmak gereklidir.

Bu partilerin içindeki kavga ve/ veya partiden kopuşlar, Demokrasi çizgisinde kalacaksa rejim açısından önemli bir sorun yoktur.

Buna karşılık, muhalefet çizgisindeki partilerin içindeki kavga ve/ veya kopuşlar Otokrasi çizgisine kaymışsa, o zaman Demokratik Rejim açısından çok zararlı ve olumsuz etkiler söz konusudur.

AKP’nin, HAS Parti ve Demokrat Parti genel başkanlarını bakanlık koltukları karşılığında transfer ettiği, Saadet Partisi ile de seçimde verilecek milletvekili pazarlıkları yaptığı anımsanırsa, Saadet Partisi açısından durumun pek de net olmadığı anlaşılır.

Buna karşılık CHP’den kopuşlar Demokrasi-Otokrasi mücadelesi açısından pek olumsuz sonuçlar doğuracak gibi görünmemektedir.

Çünkü CHP’den ayrılanların iktidarın Otokrasi cephesine katılmaları (en azından şu anda) hiç de olası değildir.

Bir başka sorun, İYİ Parti açısından ortaya çıkmaktadır:

Milliyetçi hareketin Demokratik kanadını temsil eden İYİ Parti, belli siyasal çıkarlar elde etmek için, şu veya bu bahaneyle, iktidarın Otokrasi cephesine katılırsa, o zaman Türkiye’deki Demokrasi mücadelesi yara alır.

Elbette aynı kaygı HDP için de duyulabilir, ama bu parti için Demokratik Rejimin yeniden kurulması partinin de bir varoluş meselesi olduğundan, HDP’nin Otokratik cepheye katılması pek de olası değildir.

***

Sonuç olarak, partilerin politika ve ittifak değiştirmeleri ya da kendi içlerindeki çatışma, kavga ve ayrılışlar, Demokratik Rejim karşısındaki tutum ve davranışları açısından önemlidir:

Utanç verici olan davranış, bir veya birkaç koltuk, yani siyasal çıkar uğruna, siyasal ve ideolojik duruş değiştirip Demokratik Rejim savunuculuğundan Otokratik Rejim destekçiliğine geçmektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları