Türkçede çok güzel sözler var...
Bunlardan biri, dil sürçmeleri veya istenmeden söylenen sözlerle ilgilidir; annem çok kullanırdı:
“Dervişin fikri neyse zikri de odur” derdi...
İnsan ne düşünüyorsa, ağzından onu kaçırmıştır anlamına!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir türlü kendisini Gezi Direnişi takıntısından kurtaramadı...
Ortadoğu’da yer yerinden oynuyor...
Suriye sınırımızda yeni oluşumlar var...
Dünya ekonomisinde yeni gelişmeler oluyor...
Türkiye yeni ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya...
Döviz fiyatları, faiz oranları Başbakan’ın Gezi Direnişi için suçladığı “Faiz lobisinin” istekleri doğrultusunda (üstelik de yine kendisinin izniyle) değişiyor...
Ama o hâlâ Gezi Direnişi’nde!
Belki de bu olayın gerçekten kendi iktidarı için bir dönüm noktasını simgelediğinin farkında...
Bu nedenle de bu simge üzerinden durumu kurtarmaya çalışıyor...
Ama (kaç defa yazdım ve söyledim) evrensel oluşumların tarihsel dalgalarına karşı hiçbir iktidar direnemez...
AKP iktidarı da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, er veya geç, insan hakları bağlamındaki özgürleşme ve demokratikleşme dalgasına boyun eğecek:
Ya toplumun üzerindeki otoriterleşme ve baskı boyunduruğunu kaldıracak ya da iktidardan gidecek...
Bugün, Erdoğan’ın yine Gezi Direnişi dolayısıyla söylediği ve burada eleştirmiş olduğum bir sözüne, başka bir yönden, Silivri davaları yönünden işaret etmek istiyorum...
Geçenlerde tencere tava çalınmasına ilişkin olarak ikinci kez konuşurken şöyle demişti:
“Tencere tava çalanlara karşı yargıya giderek hakkınızı savunun. Yargıda onlar mücadele etsin. Yıllarca biz mücadele ettik, şimdi onlar mücadele etsin.”
Sayısını benim bile unuttuğum, bir sürü sözde “Adalet reformu” paketi çıktı...
Üstelik Silivri mahkemeleri de kaldırıldı...
Ama tutuklu yargılananların durumlarında ve yargılama usüllerinde hiçbir değişiklik, düzelme yok!
“Nasıl oluyor bu iş” diye düşünürken birdenbire Başbakan’ın yukardaki sözleri aklıma geldi...
Tencere tava çalanlar için söylediği “şimdi onlar mücadele etsin” acaba Silivri’de yargılananlar için de mi geçerli diye düşündüm...
Ama yargıçlar Başbakan’ın isteğine göre hareket etmezler değil mi!