“Türk Ordusuna BALYOZ” bir kitap ismi.\n

Kaynak Yayınları tarafından Eylül 2012’de, İstanbul’da basılmış.\n

Yazan Emekli Orgeneral Ergin Saygun.\n

Şu anda tutuklu.\n

Kamuoyunda “Balyoz” adıyla bilinen davada 18 yıl hapis cezası aldı, karar temyiz aşamasında.\n

***\n

Saygun esas olarak mütevazı bir yazar.\n

Kitabın giriş bölümünde şöyle diyor:\n

“Bu Notlar bir hatırat veya otobiyografi değildir. Yakın geçmişimizin gizli kalmış bazı olaylarını açıklayıp geçmişe ışık tutmak gibi amaç da taşımamaktadır.\n

Edebi bir eser hiç değildir. Aslında yayımlanmak için de yazılmamıştır ama yayımlanmıştır işte.\n

Sadece, bazı olaylarla daha önce yaşadıklarım arasında bir irtibat kurmak ve bazı olaylara da kendi bakış açımı katarak ilerde, bu tahminlerimde ne kadar isabetli olduğumu göstermek için zaman zaman tuttuğum notların bir araya toplanmasıdır. Belli bir konuyu incelemek, araştırmak için yazılmamıştır.”\n

***\n

İnsan kitabı okuyunca yukarıdaki satırların gereğinden fazla bir tevazuu yansıttığını görüyor…\n

Çünkü bu ilginç çalışmada hem kamuoyuna pek de yansımayan bazı olayların içyüzünü görüyorsunuz, hem de onların arkasındaki makro gelişmeleri daha iyi algılıyorsunuz.\n

Üstelik güncel olaylarla siyasal ve stratejik çözümlemeler iç içe, anlamlı bir biçimde harmanlanmış olduğu için, son derece kolay ve zevkle, heyecanla okunan bir metin ortaya çıkmış.\n

Üstelik anlatılan olaylar, yapılan çözümlemeler belgeli, açıklamalı ve çoğu zaman dipnotlarla da desteklenmiş.\n

Adeta bir bilimsel araştırma kitabı gibi, ama hiç sıkıcı değil, akıcı ve ilginç.\n

***\n

Saygun kitabın yazılış öyküsünü de “Önsöz” bölümünde şöyle özetliyor:\n

“Bu notların önemli bir kısmını hastanede tedavi görürken yazdım. Rahatsızlıklarım ciddi idi. Hâlâ da iyileştim diyemem.\n

Belki de bunun için bazı şeyleri henüz ‘zaman varken’ bir an önce kâğıda dökmeye karar verdim. Zamanın daraldığını hissedince, bazı şeyleri yetiştirmek için telaşlanmak gibi.\n

Çoğu zaman kalem tutacak durumda değildim. Yazacaklarımı teybe okudum, çocuklarım temize çekti. Kalkıp oturabilir hale gelince kendim de yazmaya başladım. Ancak ‘Nöropati-Karpal Tünel’ karışımı sağ elimi kullanmamı kısıtlamaya başlayınca tekrar çocuklarımın yardımına muhtaç duruma düştüm.\n

10. Ağır Ceza Mahkemesi kararı sonucu, Silivri’ye kapatılıp akıbetimiz meçhullere gark olunca da ‘iyi ki yazmışım’ dedim kendi kendime.\n

Tutuklandığım zaman GATA’daki tedavilerim yarım kaldı. Hapishane şartlarında ancak iki ay dayanabildim. Hastalıklarım nüksetti. Nefes alamaz hale geldim. Kaldığım odanın demir parmaklıklı camını açıp nefes almaya çalıştım. Eşim Nermin astım hastası olduğu için evde bulunan portatif nebülüzator cihazını getirttim. Her gece iki defa ilaç yapmam gerekti kendime.”\n

***\n

Peki, bu kadar zahmete, acıya değmiş mi bu kitap?\n

Hiç kuşkusuz “Evet!”\n

Sadece Türkiye’yi değil, dünyayı da anlatan, 21. yüzyılda Ortadoğu’yu, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, “Balyoz” davasının çeşitli yönlerini, kendi yaşadıkları ile harmanlayıp okura aktaran önemli bir belge.\n

“Silivri edebiyatı” çok değerli bir ürün daha kazanmış!\n

\n\n