AKP iktidarının, yağma ve talana ek olarak Türkiye’ye yaptığı en büyük kötülük, adalet ve milli eğitim mekanizmalarını yozlaştırmaktır.
Adalet mekanizmasının yozlaştırılması hem devletin işleyişini hem de devlet-vatandaş ilişkilerini bozmuş, insanların mal ve can güvenliklerini yok etmiştir.
Milli eğitimin yozlaştırılması ise, çocuklarımız üzerinden geleceğimizi ipotek altına almaktadır.
Bugün, öğretim yılının sona ermiş olması ve sorunlu TEOG sınavı dolayısıyla Cumhuriyet’in kuruluşunda görev yapmış olan binlerce fedakâr öğretmenden yalnızca birini, bir arkadaşımın annesini anmak istiyorum.

***

Yaşar Kemal’in ilkokuldaki öğretmenlerinden biri de Fatma Hediye Göknel’dir.
Yıllar sonra evlenip Dumanlı soyadını almış olan Fatma Hediye öğretmen, kocasının Kadirli’ye Hükümet Tabibi olarak atanması üzerine yeniden Yaşar Kemal’le karşılaşır.
Eski öğrencisine sahip çıkar, her zaman her yerde onu destekler ve korur.
Yaşar Kemal 1950 yılının başlarında Kozan’da hapse atıldığında da ona sık sık kıyafet ve yiyecek yollar.
Yaşar Kemal de öğretmenini hiç unutmamıştır; ölümünden kısa bir süre önce, bir yemekte Fatma Hediye öğretmenin bana bunları anlatan oğluna öğretmeninden uzun uzun sevgiyle söz eder.

***

Fatma Hediye öğretmen Cumhuriyeti kuran kuşağın çalışkan bir temsilcisidir, Atatürk’le de unutulmaz bir anısı vardır:
Atatürk, 1930’lu yılların başında, Adana’ya gitmeye karar verdiğinde karşılama ekibinin içinde öğrencileri ile birlikte bir de öğretmenin bulunmasını ister.
Bu göreve Fatma Hediye Göknel ve onun sınıfı seçilir.
Atatürk, Yenice istasyonunda kalabalık bir protokol ve halk tarafından karşılandığında kalabalığın arkasında duran genç öğretmeni ve öğrencilerini görür, yanındakilere hemen:
“Öğretmen bu kalabalığın arkasında durmamalı, onu en öne getirin” der...
Fatma Hediye öğretmen protokolün önüne gelince, Atatürk onun elini sıkar ve alnından öper...
Sonra da kalabalığa dönüp:
“Beyler ülkemizin istikbali böyle genç cumhuriyet öğretmenlerindedir. Onlara değer verelim ve kıymetlerini bilelim” der.

***

Bana bu öyküyü anlatan, Fatma Hediye öğretmenin oğlu:
“Rahmetli annem her 10 Kasım günü gözleri dolu dolu bu anısını anlatır ve Ata’nın kadınlara ve öğretmenlere verdiği önemi vurgulardı” dedi.

***

Bir öğretim yılını daha arkada bırakırken, eğitimimizi altüst eden Milli Eğitim Bakanlığı’nın perişan halini vurgulamak ve bu anıyı aktarmak istedim...
Cumhuriyet bugünlere gelebildiyse ve hâlâ yıkılmamışsa, öğretmenlerin bu başarıda rolleri büyüktür.