AK Parti’nin muhalefeti...

23 Ocak 2023 Pazartesi

AKP muhalefetini düşünmemek, tartışmamak bile iktidarın bilinçaltına yerleşen bir kalıp-yargıdır. 

Sanki, ne olursa olsun “iktidarda kalacaklarmış” sanılması gizli bir teslim oluştur.

Elbette onlar gitmemek için direnecekler ama milli irade bu iktidara son verecektir.

Elbette gideceklerdir.

Ama sonrası ne olacaktır?

AKP demokratik bir seçim sonrasında muhalefette olmayı içine sindirecek midir?

Yoksa, “hakları elinden alınmış mağdurlar” olarak her alanda karşı çıkmayı görevleri mi sayacaklardır?

Yeni iktidarın bu durumu şimdiden dikkate alarak uzun soluklu bir strateji planlaması zorunludur.

Önümüzdeki dönem yeni iktidar için bir “geçiş dönemi” olacaktır.

GEÇİŞ DÖNEMİ

“Geçiş döneminde” en önemli iki konunun birincisi, AKP tarafından beslenmeye alıştırılmış kesimlerin durumudur.

Bu kesimlerden zenginleşen üst kesimin kaynakları olan ihaleler, doğrudan desteklenen vakıflar, dernekler elbette sıkı bir mali denetim altına alınacaktır. Yolsuzluklar hesap verecek, yandaş destekler kesilecektir. 

Bu işlemlere karşı koparılacak yaygara göze alınmalıdır.

Yoksul kesime verilen destekler ise “üretim toplumuna” geçişe kadar sürdürülmelidir. Bu kesim kendisini AKP’ye bağlı hissetmemelidir. 

Onları destekleyen devlettir, AKP değil.

Geçiş döneminin en önemli konuları:

- Adaleti sağlayan hukuk sisteminin düzenlenmesi

- Emeği önceleyen ekonomik önlemlerin hızla alınması

- Devlet aygıtının partizanlıktan arındırılması

- Sağlık sisteminin toplum yararına işletilmesi

- Eğitimin laik eğitim olarak dogmalardan kurtarılması olarak çözümlenmelidir.

Geçiş döneminin cumhurbaşkanlığı için seçilecek aday “toplumu bütünleştirici” bir tutum izlemelidir.

Bu dönemin, dürüst, güvenilir, her taraf için kabul edilebilir bir özellikte olması aklın gereğidir.

AKP’NİN İKTİDAR HASTALIĞI

AKP, başkanlarının da tutumuyla iktidarı “emanet değil, ganimet” saydı. 

20 yılı, kendilerini ülkenin sahibi görerek, ülkeyi “bizler ve onlar” diye bölerek verdikleri zararlarla geçirdiler. 

Cumhuriyetin geçmişteki kazanımlarını kendilerinin kayıpları sayarak kitlelerini şartlandırdılar.

Şimdi de muhalefetlerinde bu ganimeti kaybetmenin hırçınlığını göstereceklerdir.

Onun için de yeni iktidarın “adil-sakin-kararlı” olması zorunludur.

20 yıl içinde yapılan yolsuzlukların, yağmanın, yasadışı uygulamaların hesabı mutlaka sorulmalıdır.

AKP’nin içine girdiği iktidar hastalığının toplumda yol açtığı kayıplar ortaya çıkmalıdır.

En önemli konu, ülkedeki bölünmüşlüğün ortadan kaldırılması, yeniden ulus bütünleşmesinin sağlanmasıdır.

Siyasal islamın ülkedeki oranı yüzde 10’u geçmez.

Bu gerçek unutulmamalı, bütün vatandaşların “adil eşitlik” ilkesi içinde yaşaması sağlanmalıdır.

Cumhuriyetin en hırpalanmış ilkesinin “laiklik” olduğu dikkate alınarak:

- Laik eğitim, 

- Laik hukuk,

- Laik yaşam,

toplum düzenine egemen kılınmalıdır.

AKP’nin iktidar hastalığında ülkeye verdiği zararlar kararlılıkla onarılmalıdır.

UYGARLIK MÜCADELESİ

Unutulmamalıdır ki uygarlık kolay kazanılmamıştır.

Dogmalarla aklın mücadelesi uygarlığın yüzlerce yıllık tarihinin özüdür. 

Bugün uygar ülkeler, geçmişin kanlı savaşlardan aklın zaferiyle çıkmış toplumların eseridir.

Türkiye, bir ortaçağ yıkımından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasıyla seçtiği uygarlık yolunda yeni bir devlet kurmuştur.

İşte bugün bize emanet edilen uygarlık yolu budur.

Elbette bu mücadele kazanılacaktır.

Aklın zaferi engellenemez...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları