Atatürk neleri görmüştü de tarikatları, cemaatleri, tekkeleri, dergâhları yasaklamıştı?

Atatürk, toplumun bu yolla nasıl bölünüp parçalandığını görmüştü.

Atatürk, bu odakların telkinleriyle toplumun nasıl bilimden uzaklaşıp hurafelere saptırıldığını görmüştü.

Atatürk, bu yolların toplumun sömürülmesine nasıl hizmet ettiğini, insanların nasıl kul - köle yapıldığını görmüştü.

Atatürk bugünleri görmüştü.

Aslında bu büyük önderin yaptığı, kutsal olan dinin bu asalaklardan kurtarılmasıydı.

O, kendisine sonradan neden saldırılacağını da çok iyi görmüş, bugünleri açıklamıştı.

Söyledikleri bir bir çıktı, çıkmaya da devam ediyor.

***

Uşşaki tarikatı şeyhi Fatih Nurullah, 12 yaşındaki kıza cinsel istismar olayından tutuklandı.

Açığa çıkandır bunlar. Çoğu suskunlukla kapatılır.

Ensar Vakfı yurtlarındaki erkek çocuklarına tacizi unuttunuz mu? Zamanın Bakanı “bir iki olay” diyerek geçiştirmişti.

Nakşibendi tarikatı en yaygın olanıdır.

Menzilciler tarikatı.

Nurcular, Kadiriler, Halvetiler, Aczmendiler, Cerrahiler...

İsmailağa cemaati, İskenderpaşa cemaati...

Bütün tarikatların, cemaatlerin ortak hedefi de;

“Laik Cumhuriyetin yıkılması, yerine İslam devletinin kurulmasıdır”.

Onun için de hedefleri Atatürk’ün temsil ettiği her şeyin gözden düşürülüp etkisinin kaldırılmasıdır: Bağımsızlık, laiklik, bilimin mürşit olması, toplumun akılla yönetilmesi, eğitimin eleştirel düşünce temelli düzenlenmesi, kadın-erkek eşitliği, uygar dünya ile birleşme.

AKP iktidarı başından beri bu tarikatlarla cemaatlerin koalisyonudur.

İktidarı desteklemeleri koşuluyla her türlü parasal, hukuksal güvence arkalarındadır.

Fethullah Gülen cemaati de böyle desteklenmiş ama iktidara yönelince terörist ilan edilmiştir.

AKP iktidarının artık hiç saklamadığı hedefi de tarikatların, cemaatlerin ortak hedefidir:

-  Milleti ümmet yapmak.

-  Milli eğitimi dini eğitime çevirmek.

-  Toplum yaşamını din kurallarıyla yönetmek.

-  Toplum kurumlarını din kurallarıyla ve din adamlarıyla yönetmek.

-  Karşı çıkan herkesi önce susturmak sonra da toplum dışında bırakmak.

Hedefler ve yöntemler bu olduğu içindir ki;

Ayasofya ve Kariye müzeleri camiye çevrilmiştir.

Heybeliada Sanatoryumu Diyanet İşleri Başkanlığına “din eğitimi merkezi” amacıyla verilmiştir.

Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarına 923 din adamı “manevi danışman” olarak atanmıştır.

Dış politika “İhvan-ı Müslimin/ Müslüman Kardeşler” siyasetine göre yürütülmekte, Suriye ve Libya hareketleri bu doğrultuda geliştirilmektedir. Bu siyaset yüzünden Arap ülkeleri ile ilişkiler bozulmuştur.

Mehmet Ali Güller’in, Erol Manisalı’nın gazetemizde çıkan yazılarını okuyunuz.

Türkiye, AKP yönetiminde hızla “İhvancı İslam Devleti”ne doğru yol almaktadır.

Bunu görmemek, görüp de beklemek, aymazlıktan da öte bir ahmaklıktır.

Yarın her şey için geç olabilir.

Bugünün görevi...                          

Bugünün görevi, Atatürk’ün gördüğü her şeyi bilerek hareket etmektir.

İlk görev, AKP iktidarının sona erdirilmesidir.

Toplumun bütün uygar güçleri bu amaçta birleştirilecektir.

Bu amacın dışındaki hiç bir farklılık “güçbirliği” yapmaya engel sayılmayacaktır.

Farklılıklar değil, benzerlikler öne çıkarılacaktır.

Geçmiş değil, gelecek dikkate alınacaktır.

Yanlışlara değil, doğrulara odaklanılacaktır.

Bizim kültürümüzde bunu yapmanın ne denli güç olduğunu elbette biliyoruz.

Ama gün, bu güçlükleri aşma günüdür.

Kulluk - kölelik yerine eşit yurttaşlık istiyorsak,

Biat- itaat yerine sorgulayan aklı istiyorsak,

Saltanat yerine cumhuriyet istiyorsak,

Cemaat yerine toplumu istiyorsak,

Kölelik yerine özgürlük istiyorsak,

BUGÜN GÖREV BAŞINA YURTSEVERLER

ELBETTE KAZANACAĞIZ.

ELBETTE ATATÜRK BİR KERE DAHA KAZANACAK...