Almanca bir deyim: “Şark için yeterli” anlamında.

Alman teknik okullarında okuyan Türk öğrencilerin düşük başarıları karşısında okul yöneticilerinin böyle bir karar verdikleri söylenir.

“Aslında diploma almayı hak etmiyorlar, ama bunlar daha fazlasını yapamazlar; diplomalarına ‘Gut für Orient’ yazıp mezun edelim. Almanya’da çalışamayacakları anlaşılsın” anlamına gelen bir aşağılama, bir yetersizlik açıklaması.

Gerçek midir, değil midir, bilmiyorum ama çok duyduk.

Şimdi, meydanlardaki seçim konuşmalarına bakıyorum.

İçimden aynı duygu yükseliyor.

“Gut für Orient” mi?

“Bizim için böyle” mi?

Küfürler, hakaretler, aşağılamalar, tehditler, yerden yere vurmalar.

Başbakan’ı dinliyorum, inanamıyorum.

AKP bu mu? AKP’liler böyle mi düşünüyor, böyle mi konuşuyor?

Bu parti tek başına ülkeyi yönetmiyor mu?

Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün ne düşündüğünü merak ediyorum.

Meclis Başkanı Sayın Mehmet Ali Şahin bu üslubu onaylıyor mu?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş bu söylemi kişiliğine uygun buluyor mu?

Bu söylem mi gene en yüksek oyu alacak?

AKP içindeki uygar insanlar nerede?

Seçim kazanmak için her şey mubah mı?

Her şey yapılabilir mi?

Kasetler?

Dinlemeler? Görüntüler? Akla gelen gelmeyen her şey mi?

Böyle kazanılan seçimin sonunda neler olacak?

13 Haziran’dan sonra neler yaşanacak?

Gut für Orient!

Orient bu mu?

Tuzaklar, küfürler, tehditler, biber gazları, hapishaneler mi?

13 Haziran çok daha önemli, çok daha tehlikeli değil mi?

***

Böyle yaşanan seçim sonrasında ülke bölünecek mi?

Benden olanlar benimle...

Senden olanlar seninle...

Ondan olanlar onunla...

Böyle mi yaşanacak?

Güven köprüleri dinamitlenirse insanlar nasıl yaşayacak?

Koloniler mi kuracağız?

Surların arkasına mı çekileceğiz?

Kaleler mi yapacağız?

Yarınımızdan nasıl emin olacağız?

Birbirimizin yüzüne bakamayacak mıyız?

Hep arkamıza bakarak mı yürüyeceğiz?

Bu neyin kini? Bu neyin şiddeti?

Seçimdir, sonra geçer mi?

Geçmez, ne yazık ki?

Bu uçurumlar derinleşir.

Artık kimse öte yana geçemez.

Tehlike işte budur.

Seçim geçer ama deler de geçer.

***

Bir oyum var. CHP’nin.

Önceki seçimlerde de oyumu CHP’ye verdim.

Deniz Baykal’a rağmen, kurumsal oy olarak verdim.

Bu oyum Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine.

Bu efendi halk adamına oy veriyorum.

Efendiliğini bozmadığı için kutluyorum.

Ekibini de kutluyorum. Projelerini de...

İlk kez CHP toplumun karşısına projeleriyle çıkıyor.

Seçimin sonuçlarını elbette bilmiyorum.

AKP’nin oyu düşer ama birinci parti olabilir.

Ama bu üslupla, bu tutumla ülkeyi yönetemez.

CHP 13 Haziran’dan sonra daha büyük önem kazanacak.

MHP de çok önemli.

Devlet Bahçeli mücadelesini sürdürüyor.

Bu ülke hepimizin olacaksa buna karar vermeliyiz.

“Gut für Orient” utancını üzerimizden silkip atmalıyız.

Görevimiz budur...