“İtibar”, dostunuzun gözünde değil, düşmanınızın gözünde saygıya değer olmaktır.

Dürüstlükle savaşan bir komutan, verdiği sözü tutan bir devlet adamı karşıtlarının gözünde de “itibar kazanır.”

Yalan söylediği ortaya çıkan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Nixon, istifa etmek zorunda kalmıştır.

Ünlü İngiliz Eton Koleji, kopya çeken öğrencisini okuldan atar. Bu okuldan İngiltere başbakanları, bakanları yetişmiştir.

“İtibar”, güvenilir olmakla kazanılır. 

“İtibarlı olmak”, parayla pulla, şatafatla, debdebeyle kazanılmaz.

“İtibarlı olmak”, adil kişilikle, insan değerine dayalı kimlikle, doğru işler yapacağına güvenilen karakterle kazanılır.

Tuzakçıların, pusucuların, zorbaların, soyguncuların, başkasının malına göz dikenlerin “itibarı olmaz.”

“İtibar”, saraylarla kazanılmaz.

“İtibar”, Mercedes araba filolarıyla kazanılmaz.

“İtibar”, altın süslü koltuklarda oturmaz.

“İtibar”, sadeliktir, alçakgönüllülüktür, adaletli olmaktır, insan haklarına saygı duymaktır.

Eğer saplantılı inançlarınız, iktidara dayalı çıkarlarınız, zorbalığa dayalı gücünüz bunlara engel oluyorsa;

İktidarınız olsa da “itibarınız olmaz.”

JAPON İMPARATORUNUN DERSİ

2. Dünya Savaşı bitmiş, Japonya “kayıtsız şartsız” teslim olmuştur.

Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan iki atom bombası Japonya’yı teslim olmak zorunda bırakmıştır.

General McArthur, müttefiklerin Japonya’daki genel komutanıdır. Japon imparatorunu görüşmek üzere karargâhına davet eder. Görüşmek istediği konu, Japonya’da yapmak istediklerine imparatorun desteğini almaktır.

İmparator yetkilileri, General McArthur’un davetini reddeder. İmparator, sarayının dışında hiçbir yerde hiç kimseyle görüşmez. General görüşmek istiyorsa, imparatorluk yetkililerinden saraya gelmek üzere randevu almalıdır. 

General McArthur ikilemde kalır. Galip olan kendisidir, isterse Japon imparatorunu zorla getirtebilir. Giderse acaba güçsüz görülecek midir?

Ama kararını verir ve imparatorluk sarayına kendisi gider.

İmparator odasının kapısında karşıladığı generalin oturmasını rica eder. McArthur şaşırmıştır. Koca imparatorun odasında sadece bir masa ve iki sandalye vardır. 

General sonradan Japon kültürünü anlayacaktır.

Japon kültürü, sadelik, alçakgönüllülük ve dengeli saygı temeline dayalıdır. 

Bu jestiyle General McArthur, Japon imparatorunun desteğini kazanır ve Japonya yeni bir döneme hazırlanır.

İşte, “itibar” budur. Her iki taraf da karşısındakinin durumuna saygı duyar ve her iki taraf da “itibar” kazanır.

NE YAZIK, İTİBARINIZI KAYBETTİNİZ

İtibarınızı kaybettiniz, çünkü adaleti ortadan kaldırdınız. Hukuku kendi şiddetinizin emrine soktunuz.

İtibarınızı kaybettiniz, çünkü size biat-itaat edenleri zengin ettiniz, yoksulu sadakaya muhtaç kıldınız.

İtibarınızı kaybettiniz, çünkü ülkenizin değerlerini inkâr ettiniz, kurtaranları, kuranları reddetmeye kalktınız.

İtibarınızı kaybettiniz, çünkü halkınızın hazinesini yağmaladınız, hesabını vermeye yanaşmadınız.

İtibarınızı kaybettiniz, çünkü size biat-itaat etmeyenleri suçladınız, terörist ilan ettiniz, hakaretler yağdırdınız.

İtibarınız yok, artık paranız da yok, artık size inanan da yok, artık size güvenen de yok.

ABD Başkanı Biden, soykırımı rahatça açıklıyor.

Aşı bulamıyorsunuz, tedarik yollarınız tıkanıyor. 

Kredi alamıyorsunuz.

Hazırdan yiyeceğiniz paraları bitirdiniz.

128 milyar doların ne olduğunu söyleyemiyorsunuz.

Çünkü, artık “itibarınız yok”.

İşin acı yanı şu ki bizi temsil ediyorsunuz.

Sizin yüzünüzden bizim de itibarımız zedeleniyor.

İTİBAR HER ŞEYDİR

İktidar hiçbir şeydir, bugün sizindir, yarın bir başkasının.

Ama “itibar” her şeydir. Bir kere giderse geri gelmesi çok zordur.

İtibarı için yaşamını verenler vardır.

İtibarı için yaşayanlar vardır.

Atatürk Cumhuriyeti; itibar üzerine kurulmuştur.

Atatürk dünya ölçeğinde itibar kazanmış, ülkesine de itibar kazandırmıştır.

Onun yatak odasında sade bir yatak, bir komodin ve kitaplar vardır.

Onun toplantı odası sade bir odadır, duvarları kitaplarla doludur. 

Atatürk tarih kitapları okur, kenarına notlar yazar, satırlarını çizer. Felsefe kitapları okur, notlar alır.

Çankaya Köşkü’nü gezenler bunları bilir.

İtibar işte budur.

Bizler, bunu bilenleriz.

Bu ülkenin itibarı için, bu ülkenin geleceği için mücadele ediyoruz ve edeceğiz.

Sonuna kadar.

Sonuna kadar...