Vicdan zorbalığa karşı...

05 Nisan 2021 Pazartesi

Yıl 1563. Yer Cenevre. Kent halkı büyük bir coşkuyla “Üstat Calvini kentin yönetimine getirmektedir.

“Üstat Calvin” Cenevre kentini Protestanlığın en katı biçimiyle yönetecek, kendi bağnaz yorumlarıyla halkı baskı altına alacaktır.

Kendine karşı çıkmayı “Tanrı emrini aşağılamak” olarak kabul ederek diktasını en sert biçimde sürdürecektir.

Bir kişi, bir tek kişi bu suskun ortamda “vicdanın sesi” olarak ayağa kalkacak ve sesini yükseltecektir.

“Sebastian Castellio”, Basel kentinin bu üniversite öğretim üyesi, Calvin’in uygulamalarının dine ve Tanrı’ya değil, kendi zorbalığına hizmet ettiğini ileri sürecektir.

Calvin, bütün şiddetini ona yönelterek savaşacak, zorbalığını dinin emri göstererek Castellio’yu suçlayacaktır.

Stefan Zweig’ın bu eşsiz yapıtı insanlık tarihinin bu en ibret verici dönemini anlatır: Bir Vicdan Zorbalığa Karşı (İletişim Yayınları; 2018) .

Sonunda kim mi kazanır?

Sonunda “vicdan” kazanır, insanlık kazanır, uygarlık kazanır.

Hümanizma, Aydınlanma ve Rönesans bu olaylarla insanlığın kazandığı uygarlık olur.

Vicdan nedir?

Vicdan, insanın doğruluk pusulası olan iç sesidir.

Vicdan, insanı yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla yargılayan iç yargıcıdır.

Vicdan, suçluyu huzursuz eden, doğruya huzur veren, insanı adalete çağıran sestir.

Vicdan, tek başına kalan insanın da toplumların da en büyük gücüdür.

Vicdan, doğruluğun gücüdür.

Vicdan yoksunluğu, insanın da toplumun da en büyük kaybıdır.

Her şeyiniz olabilir; gücünüz, yetkiniz, paranız, silahınız olabilir ama vicdanınız yoksa siz bir hiçsiniz.

Vicdan yoksunluğu, her türlü gücü kendi içinde eritir, güçsüz kılar.

Vicdan, en büyük güçtür.

Ülkem de zorbalığı yaşıyor

Partili Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi’nin “Tek Adam Kararnamesi” ile kaldırılışı sorusuna, “Kadını kâğıda yazılanlar değil, vicdan korur” demişti. 

Evet, kadını vicdan korurdu ama o vicdan neredeydi?

Bu sözlerin söylendiği mart ayında (2021) 28 kadın öldürüldü.

Vicdan nerde vicdan? Biz onu göremiyoruz. Ama “zorbalar” ortada, onları görüyoruz. Kocalar, sevgililer, eski kocalar.

Anayasal haklarını kullanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri... Coplanıyor, toplanıyor, dövülüyor, tutuklanıyor.

Anayasal demokratik haklar bunlar. 

Vicdan nerede vicdan? Vicdanı göremiyoruz.

Ama zorbalar orada. Emir verenler, emir alanlar? Orada.                    

İşsiz insanlarımız, iş bulamayan gençlerimiz, iş arayan üniversite mezunu gençlerimiz, atanamayan öğretmenlerimiz siz yöneticilerin vicdanını sızlatmıyor mu?

Sizin, partinizin koruyup kolladıkları çift maaşlar alırken, üstüne huzur hakları alırken, üstüne danışmanlık ücretleri alırken vicdan nerede vicdan!

Vicdan görünmüyor ama zorbalık ortada, haksızlık ortada, adaletsizlik ortada. 

Sokakta gördüğünüz vatandaşa ceza kesiyorsunuz, maskesini soruyorsunuz, mesafe istiyorsunuz. 

Sizin AKP kongreleri ne oluyor? Maskesi olan da var, olmayan da. Mesafe var mı orada. Başkanınız “Maşallah, tıklım tıklım” diyor, “Lebaleb dolu, ne güzel” diyor. 

Sonra da vatandaşa pandemi öğütleri veriyorsunuz.

Vicdanınız sızlamıyor mu? Vicdanınız yok mu acaba?

Aslında o kongre çağrıları ile suç işliyorsunuz. Ama ortada hesap soracak kimse bırakmadınız ki.

 Zorbalık ortada. Zorbalar görünüyor. Ya vicdan? Gece yarısı dolarları kapışıyorsunuz. Milyar dolarlar ucuz tarifeden birilerine kamanço ediliyor. Çıt yok.

Sorulursa “devlet sırrı” oluyor. Ortadan kaybolan milyarlarca doların hesabı verilmiyor. 

Vicdan nerede vicdan! Sizin milyonlarca vatandaşınız asgari ücretle sürünürken, bir bölümü onu bile bulamazken...

Vicdan ortalarda görünüyor mu?

Ama zorbalıklar ortada, zorbalar orada, dolar sayıyorlar.      

Biz sizi yeneceğiz

Evet, “Biz Sizi Yeneceğiz”. Biz sizi “VİCDAN” ile yeneceğiz.

Ne gücünüz, ne yetkiniz, ne paranız, ne silahınız sizi kurtarabilecek.

Biz sizi “VİCDAN GÜCÜ” ile yeneceğiz.

Stefan Zweig’ın kitabının son sözleri gibi:

“Her yeni insanla birlikte yeni bir vicdan doğar ve birileri daima insanlığın ve insaniyetin devredilemez hakları için verilen eski savaşı üstüne almayı düşünsel bir görev olarak aklına getirir, her Calvin’e karşı daima bir Castellio ayağa kalkar ve şiddetin tüm zorbalığına karşı düşüncenin yüce bağımsızlığını savunur...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları