Barış yapıcıdır, savaş yıkıcı.

Sofra yapıcıdır, kavga yıkıcı.

Sağduyu yapıcıdır, öfke yıkıcı.

Değiş tokuş yapıcıdır, yağma yıkıcı.

Neden şimdi bu konuyu irdelemek gerekiyor?

Çünkü önümüzdeki seçimde, 14 Mayıs 2023 seçiminde oylanacak olan iki seçenek bunlardır:

“Yapıcılık ve yıkıcılık”.

“Özgür düşünme, ifade etme, toplanma

Bağımsız adalet

Laik eğitim

Emekten yana ekonomi

Kadın-erkek eşitliği

Uygar yaşam

Güvenilir-denetlenebilir yönetim”.

Atatürk Cumhuriyeti’nin 100. yılında oylanacak olan seçenekler bunlardır.

Bu seçeneklere yapıcı yaklaşan Millet İttifakı ve onun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu mu kazanacak?

Yoksa bu seçeneklere günümüzde yaşandığı gibi yıkıcı davranan Cumhur İttifakı ve onun cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan mı kazanacak?

Daha geçen gün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i tehdit eden, arkasından da partinin İstanbul il başkanlığının kurşunlanması olayına yol açan Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl bir yönetimi temsil ediyor?

İktidarı kaybetmekte olduğunu görüp Hizbullah terör örgütü bağlantılı HÜDA PAR ile, kadın hakları karşıtı Yeniden Refah ile ittifak kuran, Menzil tarikatının desteğini açıklayan AK Parti artık hedefini açıkça ortaya koymuştur.

Bu durumda yaşanacak seçim, demokratik bir iktidar yarışı değil, açık bir yol ayrımı kavşağıdır:

Aydınlanma ve Rönesans’ın uygarlık yolu mu?

Ortaçağ dogmalarının egemen olduğu esaret yolu mu?

SİYASAL İKTİDAR KAYIPTA İKEN

Kaybettiğini siyasal iktidar da biliyor.

Bu ekonomik bunalımda rüşvet dağıtmaya çalışması bundan.

Göz boyamaya yönelik hamleler yapmaya çalışması bundan.

Ama hatalarını, yanlışlarını örtemiyor. Bunu da biliyor.

Millet İttifakı’nı bölmek için çok çalıştı, başaramadı.

Bu arada kendisine bir can simidi uzandı: Muharrem İnce.

Muharrem İnce eski bir CHP’li.

Cumhurbaşkanı adayı olmuş, kazanamamış.

Daha önce CHP genel başkanlığı için yarışmış, kazanamamış.

Daha sonra partisinden ayrılmış, Memleket Partisi’ni kurmuş. Şimdi bu partinin başında cumhurbaşkanlığı seçimine aday olarak giriyor.

Kazanma şansı var mı? Yok. Bunu o da biliyor.

Yapmak istediği ne?

Yapmak istediği, Kemal Kılıçdaroğlu’na seçimi kaybettirmek.

Onun kaybetmesi Erdoğan’ın kazanması demek değil mi?

Evet, Kemal Bey kaybederse Erdoğan kazanacak.

Muharrem İnce bunu bilmiyor mu? Elbette biliyor.

Erdoğan’ın kazanmasını da göze alarak Kemal Bey’in kaybetmesi için çalışır mı? 

Evet çalışır, çalışıyor, çünkü onun hedefi “intikam almak”.

Muharrem İnce iktidar için değil, intikam için çalışıyor.

Hedefi Erdoğan değil, hedefi Kemal Kılıçdaroğlu.

O kaybedecek, Muharrem İnce intikamını almış olacak.

“Bunu da yapar mı?” demeyin, yaptığı tam da budur.

Muharrem Bey’in dürtü kontrolü zayıftır, öfkesini kontrol edemez, intikam için her şeyi yapar.

Bu gerçekleri, Muharrem Bey’i destekleyenlerin bilmesi gerekiyor.

Şu durumda Muharrem İnce’yi desteklemek Saray’a hizmet etmek ve Erdoğan’ı desteklemek demektir.

İşte “yıkıcılık” bu aşamada tam da budur.

SONUÇTA NE OLUR?

Elbette siyasal iktidar kazanmak için her şeyi yapacaktır.

Yüksek Seçim Kurulu daha şimdiden iktidar yanlılığını ortaya koymuştur.

Sandıktan önce, sandıkta, sandık sonrasında her türlü hile, zorbalık, sahtecilik girişimi yapılacaktır.

Ama her şeye karşın siyasal iktidar kaybedecektir.

Atatürk Cumhuriyeti 100. yılında uygarlık yolunda yürüyüşünü sürdürecektir.

Her türlü hile ile, zorbalıkla, sahtecilikle mücadele edilecektir.

CHP büyük kentlerde iktidarı nasıl aldıysa gene o azimle, o çabayla bu kez Millet İttifakı olarak başarıya ulaşılacaktır.

Kemal Kılıçdaroğlu, yanında Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş olarak bu seçimi kazanacak, cumhurbaşkanı olacaktır.

Millet İttifakı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çoğunluğu alacaktır.

Yeniden parlamenter demokrasiye kavuşulacaktır.

Tek adam rejimi sona erecek, yıkıcılar da utançlarıyla baş başa kalacaklardır...