Erdal Sağlam

‘V tipi’ çıkış derken, ‘U dönüş’üne nasıl geldik?

17 Kasım 2020 Salı

İktidarın ekonomide rasyonel politikalara ve demokrasiye dönüş açıklamaları piyasalarda heyecan yaratsa da toplumda bir sürü soru işaretine neden oluyor. En çok da iktidarın son açıklamalarında samimi olup olmadığı, geçici bir süre zaman kazanmak için mi yaptığı konusundaki şüpheler dile getiriliyor.

Peki, bundan daha 10 gün önce ekonomide hızlı bir V çıkışı yaşadığımız söylenirken ekonominin başındaki Berat Albayrak niye garip bir istifayla gitti ve hemen ardından neden bu “U dönüşü” açıklamaları başladı? Ekonomi çok hızlı büyüyordu, bu yıl tüm ülkeleri geri bırakıp pandemiye rağmen yılı artıyla bitirecektik, operasyonlarla ülkenin önü kesilmek istenmesine rağmen Türkiye harikalar yaratıyordu. Niye bize bu çıkışı sağlayan Bakan gitti, niye 1.5 yılı dolmadan Merkez Bankası Başkanı görevden alındı?

Bu sorulara birçok yanıt veriliyor ama bence asıl neden ekonominin kötü gitmesinin partide ve iş âleminde yarattığı tepkilerin çok büyümesi, ekonomi kötü yönetildiği için AKP’nin iktidarını kaybetme aşamasına gelmesi. V tipi çıkış, 0.1 puan da olsa artı büyüme gözükecek diye ekonominin dengeleri çok zorlandı, bence gelecek yıldan itibaren ekonominin dönmeyeceği artık anlaşıldı.

Şimdi de 2 önemli yöneticisi değişti, iş dünyasının yetkinliğine güvendiği 2 kişi geldi diye ekonomik gidişatın tümüyle değişmesi öngörülüyor: Tabii ki herkes asıl yetkiliyi bildiği için Cumhurbaşkanı’nın 2 yeni yöneticiye tem destek açıklamaları da bu havanın oluşmasında belirleyici oluyor. Bununla da yetinilmiyor, “ekonominin düzeltilmesi için” şerhiyle, demokratik alanda reformlar yapılacağı belirtiliyor. Belli ki tüm kabineye bu yönde açıklama yapın talimatı gelmiş ki; başta Adalet Bakanı olmak üzere, sanki iktidar değişmiş gibi her gün U dönüşüne uygun açıklamalar yapılıyor.

Piyasalar o kadar uzun zamandır soluk alamaz hale gelmişti ki nefes alabilecekleri bir imkân gibi görüp, son atama ve açıklamaları büyük bir hızla satın aldılar. Şimdi yapılan açıklamaların doğru olup olmadığını test edecekleri, 19 Kasım’da yapılacak Merkez Bankası toplantısını, yani yapılacak faiz artırımını bekliyorlar. Ağırlıklı ortalama faizlere bakıldığında en az 4.5 puanlık faiz artırımı yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Bununla birlikte para politikasında sadeleştirme, politika faizinin asıl fonlama faizi haline getirilmesi, aktif rasyosu gibi kısıtların gevşetileceğini umuyorlar.

Samimiyet testi

Piyasalar 19 Kasım’daki toplantıya kadar iktidara ve 2 yeni yöneticiye avans verdiler veya rasyonel kararlar vermeleri için onları cesaretlendirdiler denilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kısa süre etkisini gördük” demesinin nedeni de piyasalarda yaşanan bu ani iyileşmenin kendisini da şaşırtması. Ekonomi yöneticilerinin bunun geçici bir durum olduğunu, radikal reformlara gidilmediği takdirde gidişatın yeniden bozulabileceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok iyi anlatmaları gerekiyor. İş insanlarının da bu hafta yapılacak toplantıda artık biraz daha açık sözlü olup, hataların topluma ve kendilerine çıkardığı faturayı, rasyonel politikalara dönüş olmadığı takdirde durumun yeniden kötüleşeceğini itiraf etmeleri gerek. Bu toplantılar iş insanlarının sınavı ve samimiyet testi olacak.

Asıl samimiyet testini ise U dönüşü yapan iktidarın alacağı kararlarla göreceğiz. Acı reçetenin fatura edileceği kesimler arasında artık dar ve sabit gelirlinin olmaması, faturanın özellikle son dönemde büyük kazançlar elde eden kesimlere önemli oranda çıkarılması gerekiyor. Kamunun küçülmesi, önceliği olmayan yatırımların durdurulması, cari harcamalarda ciddi kısıntıya gidilmesi, özellikle yönetim kademesinin israftan kaçınacağını artık topluma göstermesi şart.

Toplumda büyük rahatsızlık yaratan kayırılan iş kesimine artık ayrıcalıklı ihalelerin verilmemesi, Hazine garanti projelerdeki ödeme sisteminin gözden geçirilmesi, hem iş âleminde hem toplumda “bir şeyler yapılıyor” algısı yaratıp, güvenin sağlanmasına katkı yapacaktır.

Bankacılık üzerindeki baskının azaltılması hem küresel piyasalarla ilişkiler hem içerideki işlemlerde piyasa kurallarına geri dönülmesi, artık kurumsal bir yapının yeniden oluşturulup, Merkez Bankası başta olmak üzere bağımsız kurumların bağımsızlıklarına ilişkin yapısal tedbirlerin alınması da samimiyet testleri içinde yer alacaktır.

Yapılması, onarılıp düzeltilmesi gereken tedbir o kadar çok ki bunları yapıp güven vermeden, Türkiye ekonomisinin de siyasetinin de normale dönmesi pek mümkün gözükmüyor.

Bu büyük tahribatı yaratanların yerine, Kanal İstanbul’da görevini yapıp karşı çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na soruşturma açılması, size de iktidarın samimiyeti konusunda bir işaret vermiyor mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları