Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İran'da Rejim Krizi...
\n\n\n
İran Molla rejimi, şaibeli 2009 seçimlerinin ardından patlak veren isyanı zorlanarak da olsa bastırmıştı. Ancak son haftalarda Devlet Başkanı Ahmedinejad’la, 2009’da onun seçim zaferini “Tanrı’nın mucizesi” sözleriyle onaylayan “dini lider” Hamaney arasında hızla derinleşen siyasi-ideolojik çatlak, İran’da bir “rejim krizi”nin başladığını gösteriyor.
\nBüyücüler, Cinler, Periler
\nYukarıda değindiğim “çatlak”, 17 Nisan’da Ahmedinejad’ın İstihbarat Bakanı Haydar Moslehi’nin istifasını kabul ettiğini açıklayınca derinleşmeye başladı. Devrim muhafızlarının eski temsilcilerinden ve Hamaney’e yakınlığıyla bilinen Moslehi, Ahmedinejad’ın personel müdürü, en yakın danışmanı Rahim Meşai’nin ofisini dinlettiği için baskı altındaydı; sonunda istifasını vermek zorunda bırakılmıştı.
\nAncak Hamaney, dini lider olarak yetkisini kullanıp Ahmedinejad’ın otoritesini hiçe sayarak Moslehi’yi görevine iade etti. Bunun üzerine Ahmedinejad, hükümet toplantılarını boykot ederek evine çekildi. On gün sonra yeniden ortaya çıktığında, Hamaney’le sorunlarını çözümlediğini, aralarındaki ilişkinin baba-oğul gibi olduğunu ileri sürdü. Hamaney’e yakın bir Molla’nın, Ahmedinejad’ı “İmam’la öğrencisi” nitelemesiyle düzeltmesi, Ahmedinejad’ın katıldığı ilk hükümet toplantısında, istihbarat bakanlığına geri dönmüş olması gereken Moslehi’nin katılmaması krizin devam ettiğini söylüyordu.
\nGeçen hafta Ahmedinejad’ın, özellikle de Meşai’nin yakın çevresinden kimi bürokrat ve danışmanlar, büyücülük yapmakla, ruhlarla ilişki kurmakla suçlanarak tutuklandılar. Bu sırada, Hamaney’e yakın medyada Meşai’yi cin çağırmakla, “bilinmeyen tarafla ilişki kurmakla” suçlayan, yorumlar yayımlanıyordu.
\nOn beşinci yüzyıl İspanyol Engizisyonu’nu anımsatan bu garabetin arkasında gerçek bir siyasi hesaplaşma ve modern kapitalist devletin gereksinimleriyle dini “Hakikat Rejimi”ni bağdaştırmanın olanaksızlığı var.
\n‘Mehdi çok yakında \tdönüyor’
\nİran’daki durumu düşünürken Peygamber’in devamı olarak kabul edilen 12 İmam’a ilişkin söylem özellikle önemli. Şii teolojisi bu imamlardan sonuncusunun ölmediğini, bir gün geri dönerek dünyaya barış, düzen getirmek üzere Tanrı tarafından saklandığını söylüyor. Bu 12. ve halen saklı imamın bir diğer sıfatı da Mehdi. Söylentilere göre, Ahmedinejad ilk seçildiğinden bu yana Mehdi’nin, artık her an gelmek üzere olduğuna (zamanın sonuna gelindiğine) inanıyor. Öyle ki, Ahmedinejad’ın ilk hükümet toplantılarından birinde, Mehdi döndüğünde, görmeye gelecek olanları misafir etmek amacıyla yeni oteller yapılmasına ilişkin bir tartışma da yaşanmış.
\nAhmedinejad’ın, ilk bakışta Şii teolojisine uygun görünen beklentisinin, aslında iki önemli sorunu var. Birincisi, Ahmedinejad’ın böyle konularda açıklama yapmaya, Mehdi’yi karşılamaya hazırlanmaya yetkisi yok. Bu Hamaney’in liderliğindeki ruhban sınıfının iktidar alanına giriyor. İkincisi, Mehdi’nin az sonra gelecek olması, bu ruhban sınıfını gereksizleştirmeye başlıyor. Kısacası “Mehdi geliyor” söylemi ruhban sınıfının egemenliğini tehdit ediyor. Bu yüzden ruhban sınıfı bu söylemi, hele bu sınıfın dışından, Ahmedinejad gibi sıradan biri tarafından dile getirilmesini “batıl itikat” olarak niteliyor, kendi otoritesine yönelik bir tehdit olarak görüyor.
\nRuhban sınıfının kendi otoritesine, hatta varlığına yönelik tehdit ve “küfür” olarak gördüğü bir şey daha var: İran ulusalcılığı. Ahmedinejad’a yakın çevreler tarafından üretilerek ülke çapında milyonlarcası dağıtılan “Zahur Nazdic Ast” (yeniden zuhur –ortaya çıkış- çok yakın) başlıklı, Hizbullah lideri Nasrullah ile Hamaney’i, Mehdi gelmeden önce düşmanla 72 ay savaşacak komutanlar olarak niteleyen DVD ve Ahmedinejad’ın, Nevruz bayramında Müslümanlık öncesi İran’ı öven sözleri, ruhban sınıfının büyük tepkisini çekmiş. Şimdilik “çekilen bıçaklar”, öncelikle Ahmedinejad’ın dünürü ve başdanışmanı Meşai üzerinde yoğunlaşmış görünüyor. Çünkü DVD’nin Meşai’nin adamlarının ürünü olduğu anlaşılıyor. Ahmedinejad’ın başdanışmanı sıfatıyla devletin günlük işlerini yürüterek fiilen devlet başkanı gibi davranmakla suçlanan Meşai’nin üç “günahı” daha var. Birincisi, İran İslamının, Müslümanlığın diğer dallarından daha üstün olduğunu savunuyor. İkincisi, çok sık çıktığı dış gezilerinde Batı’yla yakınlaşmanın yeni yollarını aradığına inanılıyor. Üçüncüsü, Meşai’nin gelmekte olan “Mehdi’yle metafizik bir bağlantısı olduğunu iddia ettiği” söyleniyor. Kısacası Meşai, ruhban sınıfını tehdit eden her iki akımın da kesiştiği nokta oluyor.
\nHamaney, 2009’da şaibeli seçim sonuçlarına ve yükselen halk muhalefetine rağmen Ahmedinejad’ın başkanlığını onaylarken kimi yorumculara göre, hem Ahmedinejad’ın reformcuları bastıracağını, hem de arkasındaki şaibeli seçimleri, yerini de kendisine borçlu olduğunu düşünerek daha uyumlu olacağını hesaplıyordu. Buna karşılık Ahmedinejad, Hamaney’in gündelik siyasete karışarak yıpranmasına, reformcularla arasında büyük bir uçurum oluşmasına bakarak dengeleyici bir başka güçten de yoksun olduğuna inanıyordu, böylece ruhban sınıfının etkisini azaltarak kendi “Mehdici” ve ulusalcı gündemini uygulamaya koyacaktı.
\nAncak bu iki hesap boş çıkacak, Ahmedinejad’la Hamaney arasında neredeyse “Bonapartist” olarak niteleyebileceğimiz denge oluşacak, bu dengeden de bir üçüncü güç, devrim muhafızları ve Basici milisleri yararlanacaktı.
\nAhmedinejad’ın biyografisini yazan Kasra Naji’ye göre, Ahmedinejad iktidara gelir gelmez, ülkede çoktan bir ekonomik güç haline gelmiş olan Devrim Muhafızlarının şirketlerine devlet projelerini ihale almaya gerek duymadan dağıtmaya başladı. Devrim Muhafızları ve Basici milisleri de bu borçlarını, 2009’da patlak veren ayaklanmayı bastırarak ödediler.
\nAncak Ahmedinejad ile Hamaney arasındaki çatışma sertleşmeye başladığında Devrim Muhafızları bu kez Hamaney’in dağıttığı projelerden yararlanmaya başladılar. Basici milislerinin başkanı Mohamed Rıza Naghdi “Gelecek fesat yaratma girişimlerinin doğası 2009’dakilerden farklı olacak. 2009’da kolayca tanıyabildiğimiz insanlar vardı. Bu kez dostla düşmanı ayırmak çok zor olacak... Bu kez karşımıza Kuran’la, dualarla, yüzeysel bir adalet ve ‘Mehdi’ci söylemle çıkacaklar” dedikten, esas düşmanın “İslamdan sapanlar” olacağını saptadıktan sonra, Devrim Muhafızlarının, 1500 devlet projesini yöneten en büyük yatırım şirketi Khatam ol Anbia’ya günde 19 milyon kübik metre kapasiteli iki dev doğalgaz kaynağını geliştirme hakkı ihalesiz verildi (A.P., 01/05/011).
\n2012’de meclis, 2013’te de başkanlık seçimleri var. İyice yaşlanmış olan Hamaney’in yerini kimin alacağını da saptamak gerekecek. Hiyerarşik olarak sırada özel sermaye kesimlerinin temsilcisi, şekillenen “yeni orta sınıfa” yakın, Batı’ya karşı uzlaşmacı bir yaklaşımdan yana olduğuna inanılan, ruhban sınıfı içinde yeterli destekten yoksun Rafsancani’nin olması, sürecin iyice karmaşıklaşacağını gösteriyor. Bu koşullarda rejim krizi derinleştikçe, Devrim Muhafızları’nın ve Basici milislerinin “kral yapıcı” olarak gücünün ve militaristleşmenin daha da artmasını bekleyebiliriz.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt