Erinç Yeldan

Orta Gelir Tuzağı: Hangi Türkiye?

12 Aralık 2012 Çarşamba

\n

Bu yazımda sizlere TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu) için hazırlamış olduğumuz bir raporun bulgularını tanıtmak arzusundayım: Orta Gelir Tuzağından Çıkış: Hangi Türkiye? (Yazarlar: E. Yeldan, Kamil Taşçı, Ebru Voyvoda ve Emin Özsan) Rapor bu hafta içinde basında da tanıtım sürecinde.

\n

Orta gelir tuzağı kavramı iktisat yazınına Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Ekonomi Profesörü Barry Eichengreenin bir çalışmasıyla girdi. Kavram, kişi başına düşen milli gelirin (2005 fiyatlarıyla) 16.000 dolar düzeyine ulaşmış ülkelerde ileri sanayileşme aşamalarına geçebilmek için gerekli üretkenlik ve kurumsal dönüşümleri gerçekleştirmekteki zorlukları betimlemek için kullanılıyor.

\n

Ekonomilerorta gelirdüzeyine yaklaştıkça, artık tarımdan kente işgücü transferine ve sermaye yatırımlarının uyardığı yüksek kârlara dayanan görece kolaybüyüme kaynakları uyarıcı gücünü yitiriyor; teknolojiler olgunlaşıyor, giderek eskiyor. Bu noktadan sonra büyümenin kaynakları artık üretkenlik kazanımlarından gelmek zorunda. Üretkenliğin artırılması ise beşeri sermayeye eğitim ve araştırma-geliştirme (Ar-Ge) yatırımlarıyla ve kurumsal reformlarla olası.

\n

Kavram son dönem iktisat yazınında bir dizi niceliksel araştırmaya da yol açtı. Bunlar arasında Felipe, Abdon ve Kumarın (2012) tarihli katkısıdır. Felipe ve arkadaşları ülkemizin içerisinde bulunduğu orta gelir grubunun sürelerini ve büyüme hızlarını saptamışlar. Bulgularını aşağıdaki tabloda özetliyorum:

\n

\n

Düşük orta gelirli düzeyde kalma süresi Çin H. Cumhuriyetinde 17 yıl iken, Bulgaristan ve Türkiyede 50 senenin üstünde görülmektedir. Türkiye düşük-orta gelir düzeyine 1955te ulaşmış ve ancak 50 yıl sonra 2005te yüksek-orta gelir düzeyini yakalayabilmiştir. Türkiyenin orta gelir bandı içindeki serüveni göreceli olarak en uzun süre almış olan üç ülkeden (Bulgaristan ve Kosta Rika ile birlikte) birisidir ve dolayısıyla orta gelir tuzağına sıkışmış tipik bir geç-sanayileşen ülke görünümü sergilemektedir.

\n

***

\n

Burada çok acil bir soru gündeme gelmektedir: Hangi Türkiye? TÜRKONFED raporunda Türkiye gelir gruplarına göre üç bölgede değerlendirilmektedir: İstanbul, Ankara ve İzmirin başını çektiği yüksek gelirli Türkiyenin bölgesel geliri 376 milyar dolara ulaşmakta ve Norveç, İsviçre gibi Avrupa ekonomilerinden daha büyük bir gelir ile orta gelir tuzağından çıkışlarının göreceli olarak kolay olacağı görülmektedir. Bu bölge, Türkiyenin idari, siyasi, ticari ve finansal güç merkezlerini barındırmakta ve geride kalan Türkiye ile olan bağlantıları da zayıflamaktadır.

\n

Bunun dışında orta gelirde sıkışma tehlikesi yaşayan Türkiye ile, aslında orta gelir düzeyini yakalama şansı dahi bulunmayan yoksul bir diğer Türkiye gözlenmektedir. Yoksulluk tuzağında kalmış bulunan yoksul Türkiyenin yaşamakta olduğu bu bölgede ortalama eğitim süresi 5 yıldan dahi az olup (ilkokul mezunu değil); sabit sermaye yatırımlarından yoksun; mevsimlik ve düşük vasıflı işgücüyle merkez kapitalizminin ilkel sömürüsüne ve sosyal dışlanmışlığa uğramış 27 ilimiz bulunmaktadır.

\n

Tarımsal katma değer payının nüfusa oranı en düşük olan yoksulluk tuzağı bölgesinde son sıralarda kırsal nüfus ağırlığının fazla olduğu doğu illerinin yer alması, bu bölgeler için kullanılanekonomisi tarıma dayanmaktadırgenel söylemi ile çelişmektedir. Oysa bu bölgeler piyasalaşma sorunu yaşayan, üretimin iktisadi bir faaliyet olarak değil, geçimlik olarak yapıldığı ve birtakım sosyal transfer mekanizmaları ile desteklenen bir yapı arz etmektedir.

\n

Küresel dünyayla eklemlenmiş, yüksek gelirli Türkiyenin sorunları ile yoksulluk tuzağındaki Türkiyeyi birlikte değerlendirebilecek iktisadi kalkınma politikaları ise neoliberal öğretinin piyasa sinyallerine terk edilemeyecek kadar karmaşık ve o derecede önemli bir konudur.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları