Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
NBA gerçekleri (2)
Antrenör olarak NBA ile tam anlamıyla tanışmam 2003 yılında oldu. Fransa’daki ilk sezonum; oyuncularımdan Mickael Gelabale, o zamanlar çoğu NBA takımının radarında. Scout dediğimiz, henüz Türkçesi bulunamamış, ben diyeyim oyuncu kâşifi, siz deyin yetenek avcısı adamların biri gelip biri gidiyor. Benimle temasa geçiyor, akla gelebilecek her şeyi soruyor, sürekli bilgi topluyorlar. O sezon sonunda Seattle yolunu tuttu Gelabale.
2008’de bu iletişim iyice yoğunlaştı. Zira takımımızda Beaubois, Nando de Colo ve Seraphin vardı. Bazen antrenmanlarımızda aynı anda 3-4 NBA gözlemcisi olabiliyordu . Maçları hiç kaçırmamaya çalıştılar, hatta 2 tanesi o yıl boyunca Fransa’da yaşadı.
Onlar bizi gözetlerken, ben de onları çözmeye çalışıyordum. İzlenimime göre, NBA’cılar için her şeyden biraz yapabilen (savunma, şut, ribaund, asist vs.) oyuncular makbul değildi. En fazla 2 ya da 3 silahı olan ama onları çok iyi kullanabilen gençleri tercih ediyorlardı. Saydığım üçlü içinde en komple oyuncu Nando olmasına rağmen, diğer 2 oyuncu ilk turda seçilirken o 2. tura kaldı. Rudy 2.14 boyu ve 2.36’lık kulacıyla hemen dikkat çeken bir gençti. Ancak topla becerikli olduğu söylenemezdi. Onu uzun süre yalnızca ribaund ve top kesme üzerine çalıştırdım. Oyun içinde 3 metreden şut atması bile yasaktı. Fazla belli etmese de bana kızdığının farkındaydım. Fakat zaman beni haklı çıkardı; oyunu tamamen savunma ağırlıklı olan ve NBA’da 3 kez yılın savunmacısı seçilen Gobert’in yıllık kontratı bugün 40 milyon doları buluyor! Bu yaz Minnesota onu Utah’tan alabilmek için elde avuçta ne varsa verdi.
NBA’da geçmişte head coach’ların draft üzerindeki etkisi daha fazlaydı. Bugün teknik kadroların giderek büyüdüğünü, başantrenörün yardımcılara geniş hareket alanları bıraktığını görüyoruz. Her konuda olduğu gibi orada da bir uzmanlaşma var. Scoutlar artık koça değil, genel menajere bağlı. İlk bakışta “sağlam bir ekip çalışması” gibi görünen bu detayla, Avrupa’ya gelen scoutların oyuncuları temsil eden ajanlarla fazla içli dışlı olduğunu, bir müddet sonra bu samimiyetin objektif kriterler ve basketbol kafasıyla seçim yapmayı zorlaştırdığını fark ediyoruz. Sanırım bu yüzden NBA’da tutunamayıp birkaç yıl içinde geri dönen Avrupalıların sayısı artıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
En Çok Okunan Haberler
- THY krizi büyüyor
- CHP'ye yeni transferler: Rozeti Özel takacak
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Emre Belözoğlu'ndan maç sonu tepki
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- İsmailağa ikiye bölündü!
- 'Kanal İstanbul projesi' karara rağmen sürüyor
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanından provokasyon!
- 'Şu an Cumhur İttifakı'nda mısınız' sorusuna yanıt
- İşte kulislerde konuşulan nedenler...